Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete’nin de katıldığı toplantıda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, İstihdam ve Mesleki Eğitimin Güçlendirilmesi Eylem Planıyla, mesleki ve teknik eğitimin iş piyasasının ihtiyaçları doğrultusunda verilmesinin amaçlandığını bildirdi.

Çelik, işgücünde aranan mesleki niteliklerin teknolojik gelişmelere, iş organizasyonlarına ve müşteri taleplerine bağlı olarak sürekli değiştiğini, böylece yeni meslekler ortaya çıktığını söyledi.

İşgücünün istihdam edilebilir olması için iş piyasasına duyarlı, iyi eğitim alınması ve hayat boyu öğrenme sürecinde yeni beceriler edinilmesi gerektiğini anlatan Çelik, resmi bir eğitim almadığı halde iş hayatına katılarak beceri edinen ve iş dünyasında kabul görecek mesleki ehliyete sahip kişilerin vasıflarını belgelendirme imkânı bulamadıklarını belirtti.

Bu durumun işverenlerin aradığı nitelikli işgücünü temin edememesine, işsizlerin de eksik istihdam edilmelerine neden olduğunu belirten Çelik, mesleki eğitimle istihdam ilişkisinin kurulması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için ulusal meslek standartlarının belirlenmesi ve mesleki eğitimlerin bu standartlara göre verilmesinin önemine işaret etti.

Bu doğrultuda iş dünyasının aktörleriyle birlikte 651 meslek standardı belirlendiğini ifade eden Çelik, bunların 225'inin resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini söyledi.

-''Son 2 yılda muazzam bir istihdam artışı sağlandı''

Toplantıda konuşan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise, kalkınma sürecinde en az büyüme kadar istihdam artışının önemli olduğunu kaydetti. Büyümenin nimetlerinin gerçek anlamda topluma yayılması, insanların hayatında farklılık oluşturmasının istihdam kanalıyla gerçekleştiğine işaret eden Yılmaz, son yıllarda özellikle küresel krizin etkisiyle dünyada birçok ülkede işsizlik oranlarının yükseldiğine dikkati çekti. Buna karşın Türkiye'de son 2 yılda muazzam bir istihdam artışı sağlandığının altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:

''İşgücüne katılım oranımız arttığı halde istihdam oranında çok ciddi artışlar oldu ve işsizlik oranımız işgücüne katılım oranları arttığı halde geriledi. Bazı gelişmiş ülkelerde işgücüne katılım oranı düşerken işsizlik artıyor, Türkiye'de işgücüne katılım oranı artarken işsizliğin düştüğünü görüyoruz. Bu son derece sevindirici. Bunu sağlamamızda yüksek büyüme hızımız kadar aktif işgücü planlarımızın da ciddi etkisi olduğunu düşünüyoruz. Özellikle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, İŞKUR gibi kurumlarıyla aktif, önemli politikalar uyguladı. İstihdama dönük önemli vergisel avantajlar, teşvikler sağlandı. Bunların olumlu gelişmede büyük etkisi var. Ancak bu süreci daha uzun vadeli ele alma ihtiyacı hissedildi. Eylem planı belki onun tezahürü. Uzun vadede Türkiye'de eğitim sistemimizle ekonomimiz arasında, işgücü piyasamız arasında çok daha güçlü bağlar kurmamız gerekiyor. “