Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Kütükçü burada yaptığı konuşmada, Hz. Ömer'in Hayber'in fethinden sonra ganimet olarak kendisine düşen araziyi fakir, köle ve misafirlere vakfettiğini hatırlatarak "Vakıflarımızı ve onların eserlerini yaşatmak hepimizin borcudur. Ancak bunu yaparken de ecdadın ruhunu incitmeden aslına uygun olarak yaşatmamız gerekiyor" dedi.

Bireysellikten uzaklaşıp, karşılık beklemeden ihtiyacı olana yardımcı olunduğu zaman vakıf kültürüne yakınlaşılabileceğini dile getiren Kütükçü, "Vakfın en hayırlısı insanların ihtiyaçlarını karşılayandır. Ne mutlu ki bize vakıf müessesi gibi bir şey kalmış. Bugün vakıf müessesinin hizmetkarlığını yapıyoruz" ifadesini kullandı.

- Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz

Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ise, vakıfların geleceği daha iyi ve etkin planlamasını tavsiye ederek, "Ülkemizde de dünyada da çok geniş fon kaynakları var, bunlardan daha fazla istifade eden ve projeye dönüştüren vakıf yapısını geliştirmemizde fayda görüyorum" dedi.

Yılmaz, bu yıl vakıflar haftasında ana temanın iktisat-vakıf ilişkisinin belirlendiğini söyledi. Sürdürülebilir kalkınmanın sadece refah artışını ifade etmediğini belirten Yılmaz, "İnsan odaklı kalkınma anlayışımız, ekonominin yanı sıra sosyal boyutlu dayanışmayı, nesiller arası dengenin kurulmasını, tabiata saygıyı ve korunmasını öngörüyor. Sürdürülebilir kalkınma dediğimiz zaman sadece milli gelir ve kişi başına gelir artışından bahsetmiyoruz. Aynı zamanda bu gelirin nasıl paylaşıldığını tartışıyoruz. Adaletli bir şekilde toplumun bütün kesimleri tarafından gelişmelerden nasıl faydalanıldığını tartışıyoruz" diye konuştu.