TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

“Kıbrıs’a daha fazla yatırım götürelim”


14.09.2017 / İstanbul



Hisarcıklıoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’dan Yatırım Danışma Konseyi mekanizmasının devam etmesini isteyerek, “Kıbrıs’ın yatırım potansiyelini daha fazla kullanalım. Kıbrıs’a daha fazla yatırım götürelim. Ekonomisi güçlü olan Kıbrıs, çözüm müzakerelerinde çok daha güçlü olacaktır” dedi.​



Video Yükleniyor...

TOBB ve İKV tarafından düzenlenen “Güncel Gelişmeler Işığında Kıbrıs Görüşmelerinin Geleceği ve Türkiye için Çıkarımlar” konferansı, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İKV Başkanı Ayhan Zeytinoğlu ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros’un katılımıyla İstanbul’da gerçekleştirildi.

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konferansta yaptığı konuşmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin, ticaret, turizm, eğitim ve yatırımlar açısından Türkiye için önemli bir ortak olduğunu belirterek, “Ortağımız olduğu kadar, aynı zamanda gözbebeğimizdir. Bizi birbirimize bağlayan son derece güçlü tarihi, kültürel ve iktisadi bağlarımız var. İktisadi bağlarımızı daha da güçlendirecek bir potansiyelin olduğunu biliyoruz” dedi.

Türk iş dünyası olarak, Kıbrıs Türklerinin zenginleşmesini istediklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Kıbrıs Türklerine haksız yere uygulanan izolasyonların, bunu yavaşlattığının da farkındayız. Ama Kıbrıs Türklerinin çalışkanlığı ve azmi sayesinde, zenginleşme süreci devam edecek. Kıbrıs Türk halkının zenginleşmesinin, çözüm çabalarına sağlayacağı katkının farkındayız. Kuzey Kıbrıs ekonomisini güçlendirecek ve daha fazla yatırım yapılmasına imkân sağlayacak ekonomik reformların önemini de biliyoruz. Aynı zamanda, iş dünyasının vereceği desteğin, çözüm süreci için büyük anlam taşıdığını da görüyoruz” ifadelerini kullandı. 

Hisarcıklıoğlu, Türkiye iş dünyası olarak, Kıbrıs Türklerinin yanında olacaklarını, Kıbrıs’ta adil ve kalıcı çözüm sürecini her zaman desteklediklerini ve desteklemeye de devam edeceklerini söyledi. 

Doğrudan yabancı yatırımların ekonomik kalkınma için hayati önemde olduğuna dikkat çeken TOBB Başkanı şunları söyledi: “Türkiye için de önemlidir; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için de önemlidir. Doğrudan yabancı yatırımlar için, anahtar kelime, “uygun yatırım ortamıdır”. Her ülke, daha fazla doğrudan yatırımı çekmek için birbiriyle rekabet eder. Yatırım ortamını daha rekabetçi hale getirecek, yasal ve idari düzenlemeler yapar. Biz, bu konuda Türkiye ve dünyadaki uygulamaları inceledik. TOBB ve Kıbrıs Türk Ticaret Odası olarak, 2011 yılında KKTC Hükümetine bir model önerdik. 

Cumhurbaşkanı, Başbakan, ilgili bakanlar, bürokratlar ve yabancı yatırımcıları aynı masa etrafında toplayan, “Yatırım Danışma Konseyi” kuruldu. Yatırım Danışma Konseyi’nde, yatırımcılar sorunlarını paylaştı. Masa etrafında hızlı bir çözüm bulma iradesi vardı.
  
Sizden istirhamımız; Yatırım Danışma Konseyi mekanizmasının devam etmesidir. Kıbrıs’ın yatırım potansiyelini daha fazla kullanalım. Kıbrıs’a daha fazla yatırım götürelim. Ekonomisi güçlü olan Kıbrıs, çözüm müzakerelerinde çok daha güçlü olacaktır”. 

2014 yılı Haziran ayında Lefkoşa Ekonomik Forumu’nu hayata geçirdiklerini anımsatan Hisarcıklıoğlu, Forumun, çözüm müzakerelerine iş dünyasının desteğini vurgulamak açısından, önemli bir platform olduğunu belirtti.

Kıbrıs ara bölgede, İstanbul’da ve Atina’da bir araya geldiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, “Tahkim, kuluçka merkezi, start-up weekend gibi somut işbirliği alanlarını konuştuk. Think-tank kuruluşumuz TEPAV, KKTC için kurumsal gözden geçirme projesi hazırladı. Tüm bu toplantıları, projeleri ve somut işbirliği fırsatlarını ortaya çıkaran diyalog platformunu sürdürmek istiyoruz” dedi.
 
-Kıbrıs ekonomisi için potansiyel arz eden iki sektör

Kıbrıs ekonomisi için turizm sektöründe ciddi bir potansiyel olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Bu açıdan ben Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için Türkiye’nin Turizm deneyiminin önemli olduğunu düşünüyorum. 1980’lerde Türkiye, bir turizm destinasyonu değildi. Yılda sadece 300 bin turistin ziyaret ettiği bir ülkeydi. O dönemde hükümetin başında olan Özal, ülkemizdeki büyük potansiyeli gördü ve turizm yatırımcısını destekledi. Geldiğimiz noktada, Türkiye bugün, dünyanın en büyük 6. turizm destinasyonu haline geldi. Bu potansiyelin farkına varıp, sektöre yatırım yapan iş adamlarımız da kazançlı çıktılar. Dünyanın sayılı turizm şirketleri arasına girdiler. Benzer bir başarı hikâyesini Kuzey Kıbrıs’ta da yazmanın mümkün olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Hisarcıklıoğlu, eğitim sektörü, özelikle de Yükseköğretim sektörünün de Kıbrıs ekonomisine ciddi katkı sağladığını, eğitim sektöründeki gelişmeleri memnuniyetle takip ettiklerini KKTC’nin uluslararası bir eğitim adası ve çekim merkezi olabileceğini vurguladı. 

-“Kıbrıs’a daha fazla yatırım yapmak istiyoruz”

Kıbrıs Türk Ticaret Odası ile birçok alanda birlikte çalıştıklarını anlatan TOBB Başkanı, “Kıbrıs’taki ortak çalışmalarımız yanında, uluslararası platformlarda da birlikteyiz. EUROCHAMBRES, İslam Odası ve Ekonomik İşbirliği Örgütü Ticaret ve Sanayi Odası’nda birlikte çalışıyoruz. Fikri beyin, Kıbrıs Türk iş dünyasını temsil konusundaki başarısına ben şahidim. Bundan sonra da birlikte çalışmaya devam edeceğiz” dedi. 

Türk iş dünyası olarak Kıbrıs’a daha fazla yatırım yapmak istediklerini belirten Hisarcıklıoğlu, “Daha fazla karşılıklı ticaret olmasını istiyoruz. Kıbrıs’taki çözüm çabalarınızı destekliyoruz. Kıbrıs’ın Doğu Akdeniz’de bir refah ve istikrar adası olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

-KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da Taşınmaz Mal Komisyonu'nun çalışmalarının ne aşamada olduğuna yönelik kendisine yöneltilen bir soru üzerine, bu komisyonun Kuzey'de harekattan sonra malları kalan Rumların Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) giderek Türkiye aleyhine açtıkları davaların birikmesinin ardından kurulduğunu anlattı.

Komisyonun bir anlamda "Yerel çare müessesesi" olduğunu vurgulayan Akıncı, AİHM'nin Rumlara, "Bize gelmeden önce oraya başvurun, oradan tatmin edici bir sonuç almazsanız ancak o takdirde bize gelebilirsiniz." dediğini aktardı.

Bu değerlendirme sonrasında KKTC'nin Türkiye ile anlaşarak bu komisyonu oluşturduğunu ifade eden Akıncı, şöyle konuştu: "Bu komisyona şu ana kadar 6 bin civarında başvuru yapıldı. 2005 yılında oluşturuldu bu komisyon, 12 yıllık bir geçmişi var. 6 binin üzerinde başvurudan şu ana kadar sadece yüzde 10'unu sonuçlandırdık, 600 civarında. 279 milyon avro civarında tazminat ödedik. Türkiye'nin ciddi katkılarıyla elbette. Ama hala kararı alınmış ve ödenmemiş dosyalar var. Sonuçlandırılmayı bekleyen dosyalar da epeyi kabarık. Bu konu o kadar önemli ki eğer buna bir çıkış yolu bulmazsak AİHM'de geçersiz kılınma tehlikesi de mevcut. Dolayısıyla buna kaynak yaratmak çok önemli. Bizim kendi iç kaynaklarımızı da harekete geçirmemiz ve Türkiye'nin desteğini devam ettirmesi son derece önemli. Şu ana kadar yalnız tek taraflı gitti. Türkiye'nin desteğiyle gitti. Türkiye diyor ki 'Siz de buna katkıda bulunun'. Oradaki hükümetler de bizim hükümetlerimiz de sadece şimdiki değil, bundan önceki de buna çare arayışı içinde. Bir çaba var ama birçok işimizde olduğu gibi sonuç yok."

Cumhurbaşkanı Akıncı, bu sorunun çözümlenmesi için toplantılar düzenlediğini ve bu toplantıya tarafların çağrıldığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu konuyu askıda bıraktığımız takdirde, çok ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabileceğimizi görebiliyorum. Çözüm ihtimalinin arttığı dönemlerde başvurular azalır, ama çözümden umutların kesildiği dönemlerde de başvurular artar. Neden? Çünkü artık 43 yıl geçti, 1974'ten günümüze. İnsanlar mallarıyla ilgili tazminat almak istiyorlar. Bu kadar insani ve anlaşılır bir durumdur bu. Bir fikir edinmeniz için söyleyeyim. 1974 itibarıyla geçerli tapular dikkate alındığında Kuzey Kıbrıs'ta kalan tapulu Rum mallarının yekünü 1,5 milyon dönüm civarındadır. Bizim güneyde bıraktığımız 500 bin civarındadır. Dolayısıyla 1 milyon dönüm civarında fark var arada. Bir şekilde bunu tanzim etmemiz var. Bir yolu takastır, bir yolu tazminattır, bir yolu da çözüm olduğu takdirde bir kısmını da iade etmektir. AİHM'nin ön gördüğü çerçeve de budur aslında. Mecbur etmiyor Kıbrıs Türklerini 'İlla ki bu spesifik yeri iade edeceksiniz' diye. Seçenekler bu saydıklarımdır takas, tazminat, mümkünse iade."

-Türkiye'ye entegrasyon

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs meselesinin çözümünde Türkiye'ye entegrasyonun düşünülüp düşünülmeyeceğine yönelik soruya da şu yanıtı verdi: "İki seçenek ne Türkiye'nin ne Kıbrıs Türklerinin gündeminde yok. Nedir bunlar? Bir, biz Kıbrıs Türkleri olarak her şeyden önce Güney Kıbrıs'ın üniter yapısı içinde azınlık olmak istemiyoruz. Aynı şekilde Türkiye'nin 82. vilayeti olmak da istemeyiz. Bunu samimi olarak söylüyorum. Halkımız bu tercihte değil. Türkiye'nin de 82. vilayete ihtiyacı yok. Yeni dertlere de gerek yok siyasal anlamda. Bunları gündem yapıp da gereksiz yere Türkiye'nin başını ağrıtmaya da ihtiyacımız yok. Bunları konuşmaya gerek yok. Ama Türkiye ile çok yakın, sağlıklı bir ilişki içinde olmaya çok büyük ihtiyacımız var. Türkiye ile hem siyaset anlamında hem ekonomi anlamında işbirliği, dayanışma ruhu içinde hareket etmemize çok büyük ihtiyaç var. Bu ihtiyacın da devam edeceğini görüyoruz, hissediyoruz."

-"Kıbrıs Türk halkının mağduriyetinin giderilmesi gerekiyor"

İKV Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Zeytinoğlu da Kıbrıs sorununun Türkiye’nin AB sürecini aksatmak için bir araç olarak kullanıldığını belirterek, "Önümüzdeki ay 12'nci yılını geride bırakacağımız AB katılım müzakerelerinin istenilen hızda ilerleyememesinin temelinde de AB’nin bu stratejik hatası var. Halihazırda müzakereye konu 35 fasıldan 14’ünün açılması ve tamamının geçici olarak kapatılması, AB Konseyi ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından (limanlar meselesi nedeniyle) bloke edilmiş durumda." ifadelerini kullandı.

Söz konusu blokajların, Türkiye-AB ilişkilerinin omurgasını oluşturması gereken katılım müzakereleri sürecinin etkinliğini büyük ölçüde azalttığını kaydeden Zeytinoğlu, "Bu durum yalnızca Türkiye’nin AB üyelik perspektifini değil, AB’nin güvenlik ve enerji arz güvenliği gibi hayati çıkarlarını da olumsuz etkiliyor. Blokajlardan kaynaklanan olumsuzluklar, enerji, dış politika gibi kilit alanlarda Türkiye ile müzakere sürecinden bağımsız diyalog süreçlerinin tesis edilmesiyle aşılmaya çalışılsa da bu girişimlerin katılım müzakereleri ile aynı etkiyi yarattığını söylemek zor." şeklinde konuştu.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Fikri Toros ise Kıbrıs Türk toplumunun toplumsal varoluş ve refah mücadelesinin başarılı olması için sivil ve siyasi kurumların önyargılardan arınmış, bütünlük ruhu içinde hareket etmesi gerektiğini kaydetti.

Toros, adada ekonomi odaklı güven artırıcı politikaların hayata geçirilmesinin Kıbrıs sorununun çözümüne olumlu yönde etki edeceğini, gerçek ve kalıcı güvenliğin ortak menfaatler ve bölgesel iş birliğiyle gerçekleşebileceğini söyledi.







Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA