15.02.2016 / Ankara
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Dünya Bankası'nın "2016 Dünya Kalkınma Raporu" tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu imza töreni TEPAV’da gerçekleştirildi.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada artık internet olmayan bir hayatın düşünülemez hale geldiğine işaret ederek, "Önümüzdeki dönemde internet ekonomisinin, sadece G20 ülkelerinde yılda yaklaşık yüzde 8 büyümesi bekleniyor. Eğer internet ekonomisi bir ülke ekonomisi olsaydı dünyada beşinci sırada olacaktı" değerlendirmesinde bulundu.
İnternetin bir yandan yeni fırsatlar getirirken, bir yandan da yeni uçurumlar oluşturduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “En tehlikeli uçurum da KOBİ’ler için. Yapılan araştırmalar gösteriyor ki KOBİ’lerin büyümesinin temelinde inovasyona yönelik yatırımlar var. Bunun yolu da dijital teknolojilerin etkin kullanımından geçiyor. Bu teknolojileri etkin kullanamayan KOBİ’ler rekabet yarışında geride kalacak" diye konuştu.
- İş dünyasının 5 beklentisi
İş dünyası olarak internetle ilgili kurallar konusunda beş beklentileri olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu, "Kurallar interneti kısıtlayan değil, internetin önünü açan bir rol üstlenmelidir. Kurallar hızlı teknolojik gelişime ayak uydurabilecek şekilde sade ve esnek olmalıdır. Kurallar özel sektörün görüşü alınarak konmalıdır. Kurallar girişimcilere işini nasıl yapacağını dayatmamalı, sadece bir genel çerçeve çizmelidir. Kuralların devletler arasında uyumlu olmasına özen gösterilmelidir" dedi.
Türkiye Yatırım Fonu'nun yenilikçi şirketlere ve internet ekonomisine yönelik yeni nesil ilk destek modeli olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, "Biz artık 'desteklenecek şirketi bürokrat seçmesin' diyoruz. Kamu, kaynağını internet ekosistemini geliştirmekte kullansın. Girişim sermayesi fonları bu ekosistem içinde doğru şirketleri seçerek kaynak aktarsın. Girişim sermayedarları yatırım yaptıkları şirketlere sadece mali kaynakla değil, mentorluk ve yeni bağlantılar sağlayarak da destek olsun" değerlendirmesinde bulundu.
Dijital ekonominin yeni bir devrim ortaya çıkardığını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
"Elbette her zaman olduğu gibi, önce davrananlar da bu sürecin kazananları olacak. Türkiye Yatırım Fonu ile ülkemiz girişimcilerinin bu devrimde ilk davrananlardan biri olmasının önünü açıyoruz ama hiçbir devrim sancısız olmaz. Yaşanan bu büyük değişimin sorunsuz olması doğal olarak beklenemez....Tabii ki yasal çerçeveyi hazırlamak ve uygulamak devletlerin görevidir. Biz de iş dünyası olarak elimizi taşın altına koymaya hazırız. Dünyada dijital ekonominin gelişiminin, kişisel verilerin korunmasına ilişkin karşılıklı güven ortamının tesisi ile olacağının bilincindeyiz. Biliyorsunuz uzunca bir süredir beklediğimiz Türkiye’de Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun için geçtiğimiz günlerde ilk adım atıldı. Kanun tasarısı alt komisyonda görüşüldü ve en kısa sürede yasalaşması sağlanacak. Eminim bu kanun dijital ekonomiden Türk girişimcilerinin daha fazla faydalanmasında bir dönüm noktası olacaktır. Gördüğünüz gibi, dijital ekonomi bizlere 15 yıl öncesine kadar hayal dahi edemeyeceğimiz bir dünyanın kapılarını aralıyor. Bilgiye erişimin çok daha kolay olduğu, uzakları yakın eden bir dünya. Böyle bir dünya dijital ekonominin dönüştürücü gücü ile mümkün. Bu fırsatı en iyi şekilde kullanmak da bizlerin elinde,"
- Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise konuşmasında, yatırımların artırılmasına yönelik olarak, "Sadece 2007'de çekilen küresel doğrudan yatırım tutarı, 22 yılda çektiğimizden daha fazla. Bu küresel koşullarla kısmen ilişkili ama tesadüf değil. Bu yatırım ikliminin iyileştirilmesi, yapısal reformlar, siyasi istikrar ve güçlü liderlik sayesinde sağlanmıştır. Bugün de yine aynı eşiğin arifesindeyiz" dedi.
Şimşek, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Dünya Bankası'nın "2016 Dünya Kalkınma Raporu" tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu imza töreni dolayısıyla düzenlenen etkinliğe katıldı.
Şimşek, burada yaptığı konuşmada, "sanayi 4.0" kapsamındaki teknolojilerin birçok kesime yeni fırsatlar, verimlilik artışı ve inovasyon imkanları sunduğunu söyledi.
Engelli insanların önemli bir kısmının gelişmekte olan ülkelerde bulunduğuna işaret eden Şimşek, teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmeyle bu kişilerin bulundukları yerden katma değer üretimine inanılmaz derecede katkıda bulunabileceklerini vurguladı.
Şimşek, "2016 Dünya Kalkınma Raporu"nun dayandığı temel unsurlarla, Türkiye'nin dönem başkanlığında G20 aracılığıyla dünya gündemine getirilen hususlar arasında güçlü bağlantılar olduğuna dikkati çekti.
Küresel krizden sonra yatırımlarda ciddi yavaşlama olduğuna, birçok ülkede yatırımlarda artış yaşanmadığına değinen Şimşek, bunun dünyadaki büyüme performansını aşağıya çektiği değerlendirmesinde bulundu.
Şimşek, Türkiye'yi bir an önce daha öngörülebilir bir ülke haline getirmek ve yatırım iklimini iyileştirmek gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bunları yaparken 4. sanayi devriminin gerektirdiği yasal düzenlemeyi oluşturmamız gerekiyor. Çok düzenlemenin olması faydalı değil, az ama etkili düzenleme olmalı. Hemen hemen tüm alanlarda mümkün olduğunca geniş alanı, esnekliği, dinamizmi öldürmeyecek şekilde özel sektöre bırakmak lazım. Hemen hemen bütün alanlarda istisnasız genel kuralları koymak gerek. Anayasa için de bu böyledir. Asgari ücreti anayasa konusu yapmak akıl karı, rasyonel değil, anlamı yok. Sadece özgürlüklerin, devletin vatandaşa olan sorumluluklarının ve vatandaşın devlet ile diğer bireylere olan sorumluluklarının çerçevesi çizilmeli. Esas itibarıyla özgürlüklerin en geniş şekilde tanımlanması, sistemin net şekilde ortaya konulması yaklaşımı hakim olmalı."
- Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt da, "Türkiye çok kısa zamanda orta gelirli ülke haline geldi. Fakat ülke üst gelir grubuna geçebilmesi için bazı zorluklarla karşı karşıya" dedi.
Zutt, Dünya Bankasının ‘Dünya Kalkınma Raporu 2016: Dijital Faydalar" raporunun tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu kurulmasına ilişkin imza törenindeki konuşmasında, büyüme, istihdam ve hizmetin, dijital yatırımların en önemli geri dönüşümleri olduğunu söyledi. Zutt, "Rapor dijital teknolojilerin, şirketlerin daha verimli olacağını, insanların nasıl fırsatları yakalayacağını ve hükümetlerin nasıl daha iyi kamu hizmeti vereceğini gösteriyor" diye konuştu.
Dijital teknolojilerin, firmaların, kişilerin ve kamunun ekonomik ve sosyal masraflarını önemli miktarda düşüreceğini ifade eden Zutt, şunları kaydetti:
"Cep telefonu ve diğer dijital teknolojiler gelişmekte olan dünya genelinde hızla yaygınlaşırken; daha yüksek büyüme, daha fazla istihdam ve daha iyi kamu hizmetleri gibi öngörülen dijital faydalar beklentilerin gerisinde kaldı. Dünya nüfusunun yüzde 60'ı, sürekli genişleyen dijital ekonominin kapsama alanı dışındaki konumunu koruyor. Ayrıca dünya genelinde internet kullanıcılarının sayısının 2005 yılından bu yana üç kattan fazla artmasına rağmen, dört milyar kişinin halen internet erişimi bulunmuyor. Birçok münferit başarı hikayesi olmasına rağmen, teknolojinin küresel üretkenlik, yoksullara ve orta sınıfa yönelik fırsatların çoğaltılması ve hesap verebilir yönetişimin yaygınlaştırılması üzerindeki etkisi şu ana kadar beklenenden az oldu."
- TEPAV İcra Direktörü Güven Sak
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak ise konuşmasında Türkiye ekonomisinin son 14 yılda başarılı performans ortaya koyduğu ifade ederek, "Şimdi milli geliri 10 bin dolardan 25 bin dolara çıkarmak istiyoruz ama biliyoruz bunun kolay olmayacağını. Onun için yeni yollar aramalıyız. Dijitalleşme sürecini anlamaya çalışmamız son derece önemli. Dolayısıyla bizim gibi gelişme sürecindeki ülkelerin teknolojideki gelişmelere hazırlıklar yapması gerekiyor" dedi.
- Raporda neler var?
Dünya Bankasının ‘Dünya Kalkınma Raporu 2016: Dijital Faydalar" raporunda, yeni dijital çağın kalkınma vaatlerinden tam olarak yararlanabilmek için iki temel eylem tavsiye ediliyor. Raporda, interneti evrensel, uygun maliyetli, açık ve güvenli hale getirerek dijital uçurumu kapatmanın yanı sıra, işletmeler arasında rekabeti sağlayan düzenlemeleri güçlendirerek çalışanların becerilerini yeni ekonominin taleplerine uygun hale getirip kurumların hesap verebilirliğini sağlamak öneriliyor.
Dijital kalkınma stratejilerinin, bilgi ve iletişim teknolojileri stratejilerinden çok daha geniş kapsamlı olması gerektiğine yer verilen raporda, ülkelerin en fazla faydayı elde edebilmek amacıyla teknoloji için doğru ortamı yaratmalarının önemine işaret ediliyor. Raporda işletmeleri daha üretken ve yenilikçi hale getirmek için önerilen önlemler arasında temel altyapıya yatırım yapılması, iş yapma maliyetinin düşürülmesi, ticaretin önündeki engellerin azaltılması, yeni kurulan işletmelerin piyasaya girişlerinin kolaylaştırılması, rekabet kurumlarının güçlendirilmesi ve dijital platformlar arasında rekabetin sağlanması yer alıyor.
Türkiye Yatırım Fonu'nun başlangıç için öngörülen büyüklüğü 150 milyon lira. Bunun 100 milyon lirası TOBB ve 50 milyon lirası da Hazine tarafından karşılanacak. Fon gelecek 10 yıl içinde ülke ekonomisine katma değer sağlayabilecek nitelikte yenilikçi, ürün, bilgi ve teknoloji geliştirme potansiyeli bulunan KOBİ ölçeğindeki şirketlere yatırım yapacak.
Konuşmaların ardından Türkiye Yatırım Fonu için imzalar atıldı.