13.12.2015 / Ankara
Türkiye, Dünya Ticaret Örgütünün (DTÖ) ilk kapsamlı ticaret reformu olma özelliği taşıyan ve iş dünyasının öncelikli beklentileri arasında bulunan "Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Anlaşma"sının onay sürecini belirledi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan 2016 Eylem Planı'ndan derlenen bilgilere göre, Ekonomi Bakanlığınca 21 Aralık-21 Mart döneminde ülke pazarlarında karşılaşılan gümrük işlemleri ve bunların ortaya çıkardığı maliyetlerin asgariye indirilmesini amaçlayan Ticaretin Kolaylaştırılmasına İlişkin Anlaşma, TBMM'nin onayına sunulacak.
-"Anlaşma ticarette geri gidişe 'dur' diyecek"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, söz konusu anlaşmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, küresel ticaret hacminin daralma trendinde bulunduğunu, normalde her sene ortalama yüzde 4 büyüyen küresel ticarette son yıllarda bir gerilemenin söz konusu olduğunu belirtti.
"Ticaretteki bu gerilemenin maalesef korumacılığı da körüklediğini görüyoruz" ifadelerini kullanan Hisarcıklıoğlu, Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nın DTÖ üyelerinin üçte ikisinin onayından sonra uygulamaya geçecek olması, bu geri gidişe 'dur' diyecek bir milat olarak değerlendirilebileceğini söyledi.
Hükümetin 2016 Eylem Planı'nda belirttiği üzere Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nın TBMM tarafından onaylanacak olmasının son derece memnuniyet verici bir gelişme olduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
"Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması 2015 yılının başından beri G20'de iş dünyasını temsil eden B20 Türkiye Ticaret Görev Gücünün de öncelikli gündem maddelerinden biriydi. Yıl sonunda görev güçlerimizin ortaya koyduğu 19 öneriden biri de Anlaşmanın dünya ticaretine yapacağı katkıya binaen, Ticaretin Kolaylaştırılması Anlaşması'nın imzalanması ve yürürlüğe girmesi oldu. G20 Liderler Bildirisi'nde de bu önerimize atıf yapılmış olması, anlaşmanın diğer ülkelerce imzalanması ve yürürlüğe girmesi sürecini hızlandıracaktır inancındayız. Ülkemizin bu anlamda diğer ülkelere öncülük etmesi de Türk iş dünyası adına bizlere gurur vermiştir."
-Anlaşma neler getirecek?
Türkiye'nin taraf olduğu DTÖ anlaşmasının onaylanarak iç hukukun bir parçası haline getirilmesiyle, ticaret prosedürlerin basitleştirilmesinin yanı sıra başta gümrük işlemleri olmak üzere bilgi teknolojileri ve otomasyonun uygulanması yoluyla dış ticaret ve lojistik altyapısının güçlendirilmesi amaçlanıyor.
DTÖ'nün söz konusu anlaşmayla dünya ticaretindeki sınırlamaların kaldırılması, özellikle bürokrasinin kademeli olarak küçültülmesi, sanayi ülkelerinin başka ülkeler için uyguladığı ithalat gümrüklerinin ve kendi ürünlerine uyguladığı tarım sübvansiyonlarının da azaltılması amaçlanıyor.
Endonezya'nın Bali adasında 3-6 Aralık 2013 tarihinde gerçekleştirilen DTÖ 9. Bakanlar Konferansı sonunda müzakereleri tamamlanan, Doha Kalkınma gündemini oluşturan parçalardan biri olan ve gümrük dünyasını doğrudan ilgilendiren söz konusu anlaşma, DTÖ üyelerinin üçte ikisinin çoğunluğunun onay işlemlerini tamamlaması sonucunda yürürlüğe girecek. Anlaşmayı, şu ana kadar 51 ülke imzalarken, 2016 yılının ilk yarısına kadar imza koyan ülke sayısının 107'yi bulması hedefleniyor.
OECD'nin çalışmalarına göre ticareti kolaylaştırma önlemlerinin uygulanması ile ticaret maliyetlerinin yüzde 17'ye kadar düşürülmesi bekleniyor. Ticaret maliyetlerindeki her yüzde 1'lik iyileşmenin dünya ekonomisine 40 milyar dolardan fazla katkı sağlaması öngörülüyor.
Anlaşmanın uygulanmasıyla 18 milyonu gelişmekte olan ülkelerde olmak üzere, 21 milyon yeni iş sağlanacağı, dünya toplam GSYH'sinde 1 trilyon dolara varan katkıda bulunulacağı tahmin ediliyor.
Öte yandan eylem planına göre, 6 aylık dönemde Gümrük Birliği güncelleme çalışmalarına devam edilecek. Serbest Ticaret Anlaşmaları dahil, Gümrük Birliğinin işleyişinde karşılaşılan güçlüklerin giderilmesi suretiyle sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması ve tüm mal ve hizmetler ile kamu alımlarını kapsayacak şekilde Gümrük Birliği'nin kapsamının genişletilmesi amacıyla müzakereler yürütülecek. Bu kapsamda, özel kesimin de katılımıyla yürütülmekte olan etki analizi ve değerlendirme çalışmaları dikkate alınarak, Avrupa Birliği ile entegrasyon çalışmaları doğrultusunda Türkiye'nin müzakere pozisyonu şekillendirilecek.