18.12.2013 / İstanbul
TOBB ve DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında Türkiye ve Meksika’yı, yeni küresel güç mimarisinin en dinamik iki aktörü olarak gördüklerine vurgu yaparken, “Dün liderlerimiz tarafından imzalanan ortaklık deklarasyonu ile Türkiye ve Meksika, önemli iki stratejik ortak olarak küresel ve bölgesel alanlarda ortak politikalar üretecekler” dedi. İkili ilişkilerin istenilen düzeyde olmadığına dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “İkili ilişkilerimiz bizlere yakışmıyor. İki ülke olarak toplamda 1,2 trilyon dolarlık (Meksika 780, Türkiye 400) mal alıp satıyoruz. Ama ikili ticaret hacmimiz 1 milyar dolar civarında (206 ihracat, 867 ithalat). Yani okyanusta bir damla. Burada bir özeleştiride bulunmamız lazım. Bunu 2011’de Meksiko City’de yaptığımız iş konseyinde de söylemiştim.
Biz Türk iş dünyası olarak bölgesinin en dinamik ülkesi Meksika’yı tanımıyoruz. Meksikalı iş adamları da bölgesinin en dinamik ülkesi Türkiye’yi tanımıyor. Bunu değiştirmemiz lazım. Bu ziyaret eminim birçok ortaklığın kurulmasına vesile olacaktır. İki ülke olarak küresel eğilimleri iyi okur, fırsatları daha iyi değerlendirebilirsek, ekonomik ilişkilerimizi çok daha ileri seviyelere çıkarabiliriz.”
- Hisarcıklıoğlu işbirliğinin artması için 4 önemli konuya dikkat çekti
İki ülke arasında güçlü bir ekonomik işbirliği tesis edebilmek için atılması gereken bazı öncü adımlar bulunduğunu dile getiren Hisarcıklıoğlu, “Bunların başında gerekli fiziki, kurumsal ve hukuki alt yapının oluşturulması gerekiyor” dedi. TOBB ve DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, işbirliğine giden yolda gerekli altyapının sağlanması için dört konuya dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle konuştu: “İlk olarak iki ülke arasında Yatırımların Teşviki ve Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşmaları bizler için önem taşımaktadır. Dün Ankara’da imzalanan bu iki anlaşmanın yürürlüğe girmesi iki ülke özel sektörü için yeni ufuklar açacaktır.
İkinci olarak, bildiğiniz gibi Türkiye AB’nin Gümrük Birliğine dahil. AB ile Meksika arasında da 2000 yılından bu yana serbest ticaret anlaşması yürürlükte. Burada bir haksızlıkla karşı karşıyayız. Gümrük Birliği’nden dolayı Meksika malları Türkiye’ye serbestçe gelebiliyor. Ama biz Meksika’ya mal satarken gümrük duvarları ile karşılanıyoruz.
Meksika ile imzalayacağımız bir Serbest Ticaret Anlaşması bu soruna kökten çözüm getirecektir. Bu konuda gayretlerinizi bekliyoruz.
Üçüncü konu ise, ilk iki konu kadar önemli olan vize uygulamasıdır. Vatandaşlarımıza yönelik vize uygulamasına son verilmelidir.
Hadi direkt uçuşu koyduk diyelim, ama hala birbirimizden vize istiyoruz. Vize, işadamının başka bir ülkeye rahatça gidip yatırım yapması için engeldir. Bu sorunu da acilen çözmemiz gerekiyor.
İki ülke siyasi otoriteleri arasında bu sorunların çözümüne yönelik atılacak adımlar bizleri cesaretlendirecektir.”
-Nieto’nun ziyaretinin önemi
Meksika Devlet Başkanı Nieto’nun ziyaretinin çok önemli anlamlar taşıdığını bildiren Hisarcıklıoğlu, “Sayın Penya Nieto, Meksika’dan Türkiye’ye devlet başkanı düzeyinde ilk ziyareti yaparak, bizleri oldukça mutlu ettiniz. Bu ziyaretinizle ikili ilişkilerimizde yeni bir dönem başlatıyorsunuz. Türkiye’ye verdiğiniz önem için size Türk özel sektörü adına teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.
Türkiye ve Meksika’nın, sahip olduğu tarihsel ve coğrafi yapılarıyla son derece stratejik bir konumda olduğunu vurgulayan TOBB ve DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin ekonomik yapısı hakkında da bilgi verdi. Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:
“Türkiye, son 30 yılda özel sektöre dayalı bir dönüşüm geçirdi. Dünyanın en büyük 16., Avrupa’nın en büyük 6. Ekonomisi olduk. Kişi başına gelirimizi satın alma gücü paritesiyle 2 bin dolardan 15 bin dolara çıkardık. 200’den fazla ülkeye, 20 bin çeşit üzerinde mal satar hale geldik. Birçok ürün grubunda sektör lideriyiz: Dünyanın 4.büyük çimento, dünyanın 5.büyük seramik, dünyanın 5.büyük mücevherat, dünyanın 7.büyük düz cam, Avrupa’nın en büyük tekstil, televizyon ve buzdolabı üretimi, Avrupa’nın en büyük ikinci demir çelik, Avrupa’nın beşinci büyük otomotiv imalatçısıyız. Tamamına yakını sanayi ürününden oluşan 160 milyar dolarlık ihracat ile, İtalya ile Çin arasındaki bölgenin en büyük sanayi üreticisi, en büyük sanayi ihracatçısı, en büyük lojistik merkezi ve en sağlam finansal sisteme sahip ülkesiyiz
Hem de ihracatımızın yarısından fazlasını da Avrupa ve Amerika gibi dünyanın en rekabetçi pazarlarına yapıyoruz. Yani kalitemizle fark yaratıyoruz. 100’ü aşkın ülkede inşaat projeleri tamamlayan müteahhitlerimiz, dünyanın en büyük ikinci gücü konumundadır. Yılda 36 milyon turist ağırlayan turizmcilerimiz, dünyanın 6. büyük kapasitesine sahiptir. Ama daha büyük hedeflerimiz var.
10 yıl sonra, 2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasında yer almayı ulusal bir hedef olarak belirledik. İnsan kaynağımızı, üretim yapımızı ve ticaretimizi bu vizyon doğrultusunda geliştiriyoruz. Bu kapsamda 4,4 trilyon dolarlık büyüklüğüne rağmen, bugüne kadar arzuladığımız seviyede ekonomik bağlantılar geliştiremediğimiz Latin Amerika ile ilişkilerimizi geliştirmeyi hedefliyoruz.
Bu kapsamda Türk özel sektörü olarak Meksika'yı, hem ikili ilişkilerde, hem de Latin Amerika açılımımızda en önemli stratejik ülke olarak görüyoruz.”
- Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün de konuşmasında, Meksika ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşmasının imzalanmasını ve vizelerin kaldırılmasını çok önemsediklerini belirterek, "İki ülke işadamlarının da hükümetlerden böyle bir beklenti içinde olduklarını biliyoruz. Eğer biz siyasiler olarak gerekli adımları atarsak, iş dünyamızın iki ülke arasındaki ilişkileri şahlandıracaklarına olan inancımız tamdır" dedi.
Ergün, Türkiye’nin son 10 yıl içinde dünyanın hemen her ülkesiyle yapıcı ilişkiler kurduğunu ifade ederek, bu ilişkilerin kurulmasında iş adamlarının çok önemli sorumluluklar üstlendiğini kaydetti.
Türkiye’nin dünyanın her ülkesiyle temas kurmaya özen gösterdiğini anlatan Ergün, “Bütün bu çabalarımızın meyvelerini dış ticarette görüyoruz. 11 yılda 36 milyar dolardan 160 milyar dolara çıkan ihracatımız bu pozitif yaklaşımımızın bir sonucu olmuştur” dedi.
Ergün, son yıllarda Avrupa’da yaşanan ekonomik krize rağmen ihracatın artmaya devam etmesinin nedeninin Türkiye’nin yeni pazarlara açılması olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Meksika ve Türkiye son yıllarda gösterdikleri ekonomik performans ile tüm dünyanın dikkatini çekti ve övgüsüne mazhar oldu. Ancak bu iki ülkenin ekonomik ilişkileri dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde bulunan iki ülkeye yakışan bir seviyede değil. İki ülkenin de dış ticaret hacmi hızla yükselirken mevcut durumun çok yeterli olmadığı çok net bir şekilde görülüyor. İkili ilişkilerde büyük mesafe aldık, iki ülke arsında 2002’de 128 milyon dolar dış ticaret hacmi bugün 1 milyar 200 milyon dolar seviyesine yaklaştı. İki ülke arasındaki ticaret 2009’dan sonra daha da gelişti. Ancak biz, mevcut rakamları yeterli bulmuyor, iki ülke arasındaki ticaret hacmini kısa vade 5 milyar dolar, orta vadede ise 10 milyar dolar seviyesine taşımamız gerektiğini düşünüyoruz.”
- "Ekonomik faaliyetin önündeki engeller dünya ekonomisini olumsuz etkiliyor"
Ergün, 2009 krizi sonrasında dünya ülkeleri arasındaki ikili ve çok taraflı işbirliği çalışmalarının ne kadar büyük bir değer taşıdığının net bir şekilde görüldüğünü belirterek, küresel ticaretin, yatırımların, her türlü ekonomik faaliyetin önündeki engellerin dünya ekonomisinin seyrini de olumsuz etkilediğini kaydetti.
Bu açıdan Meksika ile Türkiye arasında Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalanmasını çok önemsediklerine işaret eden Ergün “ Aynı şekilde vizelerin kaldırılmasını da önemsiyoruz. İki ülke işadamlarının da hükümetlerden böyle bir beklenti içinde olduklarını biliyoruz. Meksika ile AB arasında böyle bir anlaşma varken, AB ile Gümrük Birliği anlaşması olan Türkiye’nin de aynı şartlara sahip olması gerektiğine inanıyoruz. Yine çifte vergilendirmeyi önleme ve karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi gibi konularda dün atılmış adımlar da son derece önemli. Eğer biz siyasiler olarak bu ve benzeri adımları atarsak, iş dünyamızın iki ülke arasındaki ilişkileri şahlandıracaklarına olan inancımız tamdır” ifadesini kullandı.
Ergün, yatırım ilişkilerinin henüz istenen seviyeye ulaşmadığına işaret ederek, “ Meksika’da toplam 7 Türk firmasının 30 milyon dolar değerinde doğrudan yatırımı bulunuyor. Ülkemizde ise yaklaşık 19 milyon dolar sermayeli 10 Meksikalı şirket faaliyet gösteriyor” dedi.
Dün imzalanan Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması, Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması ile Yatırım Ajansları Arasında İşbirliği Mutabakat Zaptı’nın imzalanmış olmasının bu rakamların daha yukarılara çekilmesi bakımından önemli bir zemin teşkil ettiğini anlatan Ergün, “Bildiğiniz gibi 2000 yılından itibaren Meksika ile STA müzakerelerine başlamak için girişimlerde bulunmaktayız. Bu girişimlerin sonucunda, yeni Meksika Hükümeti’nin 1 Aralık 2012 tarihinde göreve başlamasıyla olumlu sinyaller alınmıştır. Son dönemde yapılan teknik çalışmalar sonucunda Serbest Ticaret Anlaşması müzakerelerinin başlatılması konusunda ortak bir anlayışla müzakere sürecinin detaylarını ortaya koyan Müzakere Çerçeve Belgesi üzerinde mutabık kalınmıştır” şeklinde konuştu.
- "Ticari ilişkilerin yanı sıra ekonomik işbirliği konusunda da bir çok fırsat bulunuyor"
Ergün, AB ile Meksika arasındaki STA’nın 2000 yılında yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, aradaki 13 yıllık farkın kapatılması için mutabık kalındığı üzere başlatılacak STA müzakerelerinin en kısa sürede sonuçlandırılmasını beklediklerine işaret ederek, ticari ilişkilerin yanı sıra özellikle ekonomik işbirliği konusunda da iki ülke arasında bir çok fırsat bulunduğunu kaydetti.
İki ülke arsında müteahhitlik, turizm ve taşımacılık ilişkilerinin geliştirilebileceği önemli sektörler olduğuna işaret eden Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Ülkelerimiz bu sektörlerde oldukça güçlü durumdadır. Örneğin, Türk müteahhitlik ve müşavirlik sektörünün dünya çapında başarılı projelere imza attığını bilmeyen yoktur. Türk müteahhitlik firmaları, 2013 Kasım ayı sonu itibari ile yurtdışında 102 ülkede 264 milyar dolar değerinde 7 bin 303 proje üstlendi.Teknik müşavirlik şirketleri, yurtdışı müteahhitlik alanındaki firmalarımızın uluslararası pazarlara girmesini kolaylaştırıyor. Müteahhitlerimiz bugün havalimanı, metro, endüstriyel tesisler, doğalgaz-petrol rafinerileri, otoyol ve enerji santralleri gibi büyük ölçekli ve katma değeri daha yüksek projeleri üstlenerek, yüksek değerli birçok proje hayata geçirmektedir. Sektörün gelişimi sadece nicelik olarak değil, nitelik açısından da önemlidir. Nitekim, yurtdışında üstlenilen bir projenin 2002 yılında ortalama proje bedeli yaklaşık 19 milyon dolar iken 2011 yılında 39 milyon dolar, 2012 yılında 55 milyon, 2013 yılının ilk 11 ayında ise 100 milyon doları aşmıştır.”
Ergün, bu tabloya rağmen Meksika’da bugüne kadar 2,6 milyon dolar tutarında ve sadece 1 adet proje üstlenildiğini belirterek, bu sektörde gerek ikili gerek üçüncü ülkelerde işbirliği potansiyelinin yüksek olduğunu ve bu potansiyeli realize etmek için var güçle her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduklarını dile getirdi.
- "Dünyadaki olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de olumlu bir manzara mevcut"
Ergün, Türkiye ekonomisinin, son yıllarda çok başarılı bir tablo çizdiğini vurgulayarak, “Özellikle kamu maliyesi ve bankacılık sisteminde gerçekleştirdiğimiz köklü reformlar, ülkemizi dünyanın en güvenilir limanlarından birine dönüştürdü. Gelişmiş pek çok ülkede
Amerika Birleşik Devletleri’nde, Avrupa ülkelerinde, Japonya’da ciddi bir büyüme sorunu var. Bu ülkelerde merkez bankalarının trilyonları aşan karşılıksız paralar basıyor ama yine de büyüme gerçekleşmiyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir ankete göre, OECD ülkelerinin ortalama yönetime güven endeksi şu anda tarihin en düşük seviyede. Dünyadaki bütün bu olumsuzluklara rağmen, Türkiye’de daha farklı ve çok daha olumlu bir manzara mevcuttur” ifadesini kullandı.
- Meksika Devlet Başkanı Nieto
Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto ise konuşmasında, "Latin Amerika ile birlikte ihracatımızı çeşitlendirmek, başka pazarlara ve ufuklara açılmak istiyoruz. Asya Pasifik bölgesine entegre olmaya çalışıyoruz. Ancak gözümüzü dünyanın bu bölgesine de çevirdik" dedi.
Türkiye ile Meksika'nın başarılı bir şekilde bu küresel dönemde yerlerini aldığını söyleyen Pena Nieto, ikili ilişkileri geliştirmek ve kardeşlik bağlarını güçlendirmek adına Meksika Hükümetinin kararlı bir şekilde Cumhurbaşkanı düzeyinde ilk ziyaretini gerçekleştiriyor olmasının bunun bir göstergesi olduğunu vurguladı.
Bundan 85 yıl önce diplomatik ilişkileri başlattıklarını anımsatan Pena Nieto, daha da eskiye gidildiğinde ilk yakınlaşmaların Osmanlı dönemde başladığını kaydetti.
Pena Nieto, Türkiye ile Meksika'nın 2 büyüyen ülke olduğunu ve kendilerini daha rekabetçi, başarılı ve daha yüksek üretim kapasitesiyle dünyaya hazırladıklarını söyledi.
Gerçekleştirdikleri ziyaretin çok başarılı geçtiğine dikkati çeken Pena Nieto, "Türk yetkililer tarafından çok büyük bir destek ve büyük bir ilgi gördük. İki ülke arasında ticari bağlarımızı güçlendirmek arzusundayız. Özellikle kapasitelerimiz düşünüldüğü zaman Türkiye ile ticaret hacmimiz şu anda çok mütevazı rakamlara sahip.
Dünyanın 14. ve Latin Amerika'nın ise en büyük 2. ekonomisiyiz. Serbest ticaret antlaşmaları ile 45 ülkede 1 miyar 200 milyon tüketiciye ulaşabiliyoruz. Aynı zamanda coğrafi konumumuz nedeniyle Kuzey ve Latin Amerika ile Karayipler'e bağlayan anlaşmalar bunlar. Türkiye de coğrafyası itibariyle Asya ve Avrupa'ya açılan bir kapı ve erişim noktası konumunda bulunuyor" diye konuştu.
Sadece ekonomi alanında değil, kültürel, eğitim, teknolojik ve elbette turizm alanlarında ilişkileri artırmak istediklerini ve bu konularda eksik kaldıklarını belirten Pena Nieto, şunları kaydetti: "Biz Meksika'nın Türkiye'yi daha iyi tanımasını istiyoruz. Meksika ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler on senede mütevazı düzeyde arttı.
Türkiye ile ticaret hacmimiz toplam ticaret hacmimizin yüzde 1'ini teşkil etmiyor. Türkiye'nin yaptığı gibi çok farklı sanayilerde kendimizi güçlendiriyoruz. Stratejik ittifaklarla bunlar bütünleşiyor. Bugün burada Türkiye'nin dünyada en büyük 5. otomotiv ihracatçısı olduğunu öğrendim. Meksika ise dünyada 4. sırada. Dünyanın 1. plazma televizyon üreticisiyiz.
Havacılık alanında da önemli bir yere sahibiz. Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ihracat yapmasıyla Meksika'nın ABD'ye ihracat yapması aynı. AB ihracatının yüzde 75'ini bize yapıyor. Meksika'nın ABD ile çok dinamik bir ticareti var.
Şu anda Latin Amerika ile birlikte ihracatımızı çeşitlendirmek, başka pazarlara ve ufuklara açılmak istiyoruz. Asya Pasifik bölgesine entegre olmaya çalışıyoruz. Ancak gözümüzü dünyanın bu bölgesine de çevirdik. Türkiye'yi tanıma fırsatı olan insanlardan dinleyeceğiniz. Türkiye ile çok fazla ortak noktalarımız var."
-"Türkiye ile önemli anlaşmalar imzaladık"
Meksika ve Türkiye'nin ekonomilerini güçlendirecek çok önemli fırsatlar sunduklarına dikkati çeken Pena Nieto, "Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile çok önemli temaslar kurduk, önemli anlaşmalar imzaladık. 21. yüzyıl için stratejik ortaklık anlaşması imzaladık ve bu çok önemli. Bir serbest ticaret anlaşması için faaliyetlere geçmemiz gerekiyor. Bunun yanı sıra karşılıklı yatırımların korunması ve teşvik anlaşması imzaladık.
Çift vergiyi önlemek için ve havacılık alanında anlaşmalar imzaladık. THY ile ülkemizdeki bazı şirketler arasında bu bağlantıyı daha hızlı ve doğrudan yapma çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Bilim ve teknoloji ile turizmde iş birliği mutabakat zaptı imzaladık. Güvenlik ve organize suçlarla mücadele konusunda anlaşma imzaladık" değerlendirmesinde bulundu.
Enrique Pena Nieto, Meksika'nın yabanı yatırımcılar için güvenli bir yatırım destinasyonuna dönüştüğünü belirterek, bu yılın 3. çeyreğinde 28 milyar dolarlık doğrudan yatırım çekerek tarihi bir rakam elde ettiklerini ifade etti.
Bu rakamın geçen sene kaydedilen yatırımların 2 katı olduğu bilgisini veren Pena Nieto, Meksika'da iş, eğitim ve telekomünikasyon alanında rekabeti artırmak için bazı reformlar gerçekleştirdiklerini sözlerine ekledi.
Toplantı sonrasında Meksika Cumhurbaşkanı Enrique Pena Nieto tarafından Meksika Fahri Konsolosu Varol Dereli'ye "Resmi Devlet Nişanı" verildi.
Toplantının sonunda Kayserili ÇİNKOM firması ile Meksika Zinc Nacionel arasında İzmir Aliağa'da 100 milyon dolar tutarında kurulacak olan tesisin anlaşması imzalandı.