TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

ABD ile ticarette çok ciddi fırsatlar var


25.06.2012 / İstanbul



​ ABD Başkanı Obama’nın Ticaret Özel Temsilcisi Ron Kirk ve ABD Ticaret Bakan Vekili Rebecca Blank’ın yer aldığı heyetle çalışma yemeğinde bir araya gelen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye-ABD ikili ticaret ilişkilerinde ve karşılıklı yatırım alanlarında çok ciddi bir potansiyel ve fırsatın bulunduğunu söyledi. ​


HABER VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ.

 

Hisarcıklıoğlu, “Bu fırsatın değerlendirilmesi için, orta ve uzun vadede yapısal adımlara ihtiyaç olduğunu biliyoruz. Ancak,  kısa dönemde de eğitim ve farkındalık artırıcı faaliyetlerle gelişme sağlayabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.

Türkiye – ABD arasındaki ekonomik ve ticari ilişkileri geliştirmek için geniş bir ABD heyeti Türkiye’ye geldi. ABD Başkanı Obama’nın Ticaret Özel Temsilcisi Ron Kirk ve ABD Ticaret Bakan Vekili Rebecca Blank’ın yer aldığı heyet, ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone ve ABD İstanbul Başkonsolosu Scott Kilner’ın da katılımıyla TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde İstanbul Four Seasons Otel’de düzenlenen çalışma yemeğine konuk oldu.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada, “Türk-Amerikan ilişkileri denince hep aklımıza iki dost ve müttefik ülke arasındaki siyasi ilişkiler geliyordu. Uzun süre askeri ve diplomatik terimlerle tanımlanan bu ilişkilerin, maalesef iktisadi boyutu ihmal edildi. Biz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak, 2001 yılından beri, bu durumun sürdürülebilir olmadığını vurguluyorduk” diye konuştu.

Değişen dünya düzeninde, iktisadi ilişkilerin, Türk-Amerikan ilişkilerinin en güçlü sütunu olması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, “Bu taleplerimize ABD Başkanı Sayın Obama’nın Nisan 2009’daki Türkiye ziyaretinde bir karşılık bulduk. Bu ziyarette, Sayın Başkan ikili ilişkilerimize bakışını “model ortaklık” vizyonunu ile açıklamıştı. Bu tarihten sonra, Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ve ABD Dışişleri Bakanı Sayın Clinton’un ikili ilişkilerin iktisadi boyutuna verdiği önem artık bürokrasinin her kademesinde hissedilmeye başlandı.  Ekonomik ve ticari konular siyasilerin ve bürokrasinin gündeminde daha fazla yer almaya başladı. Yeni platformlar oluşturuldu. Bunun sonucu olarak da son dönemde giderek daha fazla somut adımlar atıldı. Biz, Türk iş dünyası olarak, atılan adımları daha fazla hissetmeye başladık” dedi. 

-İkili ilişkilerin iktisadi boyutunda neler var?

Türkiye ABD ilişkilerinin iktisadi boyutunu; karşılıklı ticaret, karşılıklı yatırım, turizm, ortak teknoloji geliştirme, girişimcilerimiz arasında ilişkilerin artırılması ve üçüncü ülkelerde işbirliği çerçevesinde düşündüklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, çalışmaları bu ana sütunlar üzerine inşa ettiklerini anlattı.

Karşılıklı ticaret konusunda, ticaret hacmi açısından 2011’de ciddi bir büyüme yakaladıklarını ve yaklaşık 20 milyar dolarlık bir ticaret hacmine ulaştıklarını bildiren Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu: “İhracatta % 22, ithalatta da % 30’luk bir artış oldu. Ancak,  ticaret hacminde, Türkiye olarak ABD’ye karşı açığımız giderek büyüyor. Toplam ihracatımız içinde ABD’ye olan ihracatımızın ağırlığı azalıyor.
2001 yılında ABD’ye ihracatımızın toplam ihracatımız içindeki payı % 11 civarındaydı. Oysa, 2011 yılı sonu itibariyle bu oran, maalesef % 3,4 düzeyine geriledi. Aradan geçen süre içinde Türkiye’nin ihracatı 30 milyar dolardan yaklaşık 140 milyar dolara yükseldi. 200 ülkeye 20 bin çeşitten fazla mal ihraç eder hale geldik.


Biliyorsunuz Türkiye, son yıllarda son derece başarılı bir performans sergiliyor. Dünyanın 18nci, Avrupa’nın 6ncı büyük ekonomisi. 2009 ila 2011 sonu arasında 3,5 milyona yakın istihdam sağladık.
Geçen yıl %8,5 oranında büyüme gerçekleştirdik. Bu büyümenin arkasındaki en önemli faktör de Türk özel sektörü oldu. Özel sektör sadece 2011 yılında 1,3 milyon kişiye istihdam sağladı.
100 milyar doları makine olmak üzere 155 milyar dolar yatırım yaptı. Türkiye, Çin ile İtalya arasındaki bölgenin sanayi devi haline geldi. İyi eğitilmiş iş gücüyle, imalatta sıfır hata ile üretim yapan bir ülke oldu.
93 ülkede, 206 milyar dolar tutarında müteahhitlik faaliyetimiz var.  Dolayısıyla, Türkiye-ABD ikili ticaret ilişkilerinde çok ciddi bir potansiyel ve dolayısıyla fırsatın olduğuna inanıyorum.”

-Fırsatları kaçırmamak için yapısal adımlar

İki ülke arasındaki fırsatların değerlendirilmesi için, orta ve uzun vadede yapısal adımlara ihtiyaç olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu ancak,  kısa dönemde de eğitim ve farkındalık artırıcı faaliyetlerle gelişme sağlayabileceğimize inandığını dile getirdi. ABD’nin Türkiye’deki toplam yatırımları 8 milyar dolar civarında olduğuna dikkat çeken TOBB Başkanı, “Yaklaşık 1200 civarında ABD firması Türkiye’de yatırım yapmış durumda. Ama, ABD’nin Türkiye’deki toplam yabancı yatırımlar içindeki payı ise maalesef % 5’ler düzeyinde. Bununla birlikte, Türkiye’nin başta yenilenebilir enerji, ilaç sanayi, savunma sanayi ve emlak olmak üzere, ciddi bir yatırım potansiyeli sunduğunu biliyoruz. Yeni teşvik sistemi, Türkiye’yi yatırım açısından daha da cazip hale getirdi. Yatırım ortamının iyileştirilmesi açısından, Türkiye sürekli kendini geliştiriyor. Turizm alanında ise, Türkiye dünyanın en önemli 6 turizm destinasyonundan biri haline geldi.


ABD’den Türkiye’ye gelen turist sayısı 2011’de yaklaşık 762 bine ulaştı. Bu rakam elbette önemlidir. Ancak, şunu vurgulamak gerekir ki, orta büyüklükte bir Avrupa ülkesinden Türkiye’ye gelen yıllık turist sayısı neredeyse ABD’den gelen turist sayısıyla aynıdır. Karşılıklı olarak turist sayısını artıracak faaliyetler için işbirliğimizi daha da yoğunlaştırmalıyız” diye konuştu.

-Girişimcilikte işbirliği

Girişimcilik alanındaki işbirliğinin, ikili ilişkiler kadar, üçüncü ülkelerdeki işbirliği için de yararlı bir alan oluşturduğuna işaret eden TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Bu çerçevede, ABD Dışişleri Bakanlığının iki önemli programı olan “Yeni Başlangıçlar için Ortaklar – PNB ve Global Girişimcilik Programı – GEP”in Türkiye’deki yürütücüsüyüz.
PNB çerçevesinde, girişimcilik, ekonomik fırsatlar, değişim ile bilim ve eğitim alanında somut projeler geliştirip uyguluyoruz.
Bu çerçevede, Sayın Albright ile kurduğumuz çalışma ilişkisine, Türkiye’den geniş bir grubu dahil ettik.
Projelerimizi, başarı hikayelerimizi, ABD Başkan Yardımcısı Sayın Biden ve Dışişleri Bakanı Sayın Clinton’a sunduk. PNB kapsamındaki diğer ülkelerle de deneyimlerimizi paylaşmaya devam ediyoruz.


GEP çerçevesinde de somut projeler üzerinde çalışıyoruz.
TOBB bünyesinde kurduğumuz, kadın ve genç girişimciler kurullarımızın çalışmalarında GEP deneyimlerinden yararlanıyoruz.
Aynı zamanda geçen yıl kurduğumuz “Girişim Sermayesi Sektör Meclisi”nin çalışmalarında da GEP’den yararlanıyoruz.
Bu çerçevede, Mayıs sonunda Amerikan girişimci ve erken dönem yatırımcılardan oluşan bir Girişimcilik Delegasyonu Türkiye’ye getirdik. 
Bu kapsamda 16 Amerikan melek yatırımcı, yurt çapında düzenlenen iş planı yarışmalarının finalistleri arasından seçilen 32 Türk start-up’ının sunumlarını izledi.
Bu delegasyon sonucunda 10’un üzerinde yatırım görüşmesinin başladığını memnuniyetle takip ettik.
Geçen yıl Aralık ayında Türkiye’deki “2nci Küresel Girişimcilik Zirvesi”nin organizasyonunda aktif rol üstlendik. Türkiye’nin bu başarılı organizasyonuna destek verdik. Deneyimlerimizi paylaştık.


Üçüncü ülkelerdeki işbirliği imkanları hepimizi heyecanlandırıyor.
Bugüne kadar, Irak ve Afganistan’da başarılı örnekler var. Bu örneklerin artırılması ve desteklenmesi gerekir.
Başta Orta Doğu’daki komşularımız olmak üzere, Balkanlar’da Kafkaslarda, Orta Asya’da ve Afrika’da birlikte çalışmak için önemli fırsatlar var.


Bu çerçevede, bölgemizdeki ülkelerin tamamını kapsayacak bir nitelikli sanayi bölgesi modelini geliştirmeye dönük önerimizi tekrarlamak isterim.
Bu konuda elde edeceğimiz başarı, Türkiye-ABD ikili ilişkilerine katkı sağlaması yanında, Türkiye’nin dönüştürücü rolünden Bölgemizdeki ülkelerin yararlanmasına da katkı sağlayacaktır.
Bunun da liberal ekonomi, şeffaflık, barış ve istikrara katkısı olacaktır.”

-“Düşürülen savaş uçağı hepimizi derinden üzdü” 
 
“Türkiye’nin bulunduğu Bölge, Türkiye-ABD ilişkilerinde bilgi değişimi, karşılıklı empati, ortak vizyon ve yardımlaşmayı gerektiriyor.
İran, Irak ve Suriye, bizim komşularımız. Bu ülkelerdeki en küçük istikrarsızlık, Türk halkını genel anlamda ekonomimizi ve özellikle sınır bölgesi illerindeki ekonomilerimizi doğrudan etkiliyor. Biz, elbette nükleer silaha sahip bir komşu istemeyiz. Bunun aksi yöndeki girişimlerin, tüm diplomatik araçların kullanılarak engellenmesini isteriz.
Suriye’deki soruna uzun süredir dikkat çekmeye çalışıyoruz. Suriye’deki gerginliğin potansiyel tehlikelerini anlatmaya çalışıyoruz.
Nitekim, son olarak uluslar arası sularda bir savaş uçağımızın Suriye tarafından düşürülmesi hepimizi derinden üzmüştür.”

-“Suriye’de akrabalarımızın katledilmesinden rahatsızız”
 
“Bunun yanında, Suriye’de, hemen yanı başımızda akrabalarımızın katledilmesinden, insanların evlerinden yurtlarından ayrılmak zorunda kalarak mülteci haline getirilmiş olmalarından rahatsızız.
İnsanlık dramına mevcut dünya düzeninde çözüm bulunamıyor olmasından da son derece rahatsızız. Sorunun çözümü uzadıkça, katliamlar artıyor.
Suriye’de yaşam normale dönmelidir. Irak, Türkiye’nin en önemli ticaret ortaklarından biridir. Türkiye’den giden yatırımcılar, Irak’ın, özellikle Kuzeyi’nin ekonomisine ciddi katkı sağlıyor. Ancak, buradaki siyasi istikrarsızlıktan endişeliyiz. Biz, Irak’ın tamamının istikrarlı olmasını ve Irak halkının refahının yükselmesini istiyoruz.”

-“Türkiye dinamik bir sanayi ülkesi oldu”

TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu konuşmasında Türkiye’nin son 30 yılda sessiz bir tarım ülkesinden dinamik bir sanayi ülkesine dönüştüğünden de bahsederek, “Ben bu kapsamlı dönüşümü memleketimizin iki temel özelliğine borçlu olduğumuzu düşünüyorum. Bunlardan ilki insanımızın girişimciliğidir. Biz, 1980 yılındaki politika reformları sayesinde, cumhurbaşkanı Özal sayesinde, dışa açılarak, dünyanın parçası olarak, zenginleşebileceğimizi öğrendik. Yaparak öğrendik” dedi.
 
Bu kapsamlı dönüşümün ikinci temelini ise, demokrasinin gücünün oluşturduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Biz değişimin yolunun seçim sandığı olduğunu çok iyi biliriz. Üst orta gelirli bir ülke olmaktan çıkıp, yüksek gelirli bir ülke olmak istiyoruz. Bunun yolu insanımızın becerilerini geliştirmekten ve onu özgürleştirmekten geçer” ifadesini kullandı.

Hisarcıklıoğlu şöyle konuştu:
“Türkiye, orta gelir tuzağına düşmemek için, şimdi her zamankinden daha fazla, “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesillere ihtiyaç duymaktadır.


2012 yılı sonunda inşallah yeni Anayasamızı yapacağız. Hürriyetler konusundaki şüpheleri giderecek bir büyük anayasa mutabakatının takipçisiyiz.
Biz, TOBB olarak, iş dünyası olarak, bu konuda, Türkiye’de ilk defa 12 ilde ve her bölgede Amerikan usulü townhall toplantıları yaparak vatandaşlarımızın anayasal meseleleri tartışabilmesine imkan sağladık.


Bunu Meclis Başkanımız ve dört partinin üyelerinin katıldığı uzlaşma komisyonunun katılımı ile yaptık.
Derlediğimiz verileri şimdi yeni anayasayı yazma şerefini üzerlerinde taşıyan uzlaşma komisyonuna teslim ettik.
Sürecin takipçisi olmaya devam edeceğiz. İlişkilerimiz derinleştikçe, kapsamı genişledikçe daha somut işbirliği alanları ortaya çıkıyor. Toplumun daha geniş bir bölümünü kapsamaya başlıyor. Kazanacakların veya kaybedeceklerin sayısı artıyor.
Kısaca, Türkiye ile ABD iktisadi ilişkileri ihmal edilebilir olmaktan uzaklaşarak, iki ülke için de vazgeçilmez hale gelebiliyor.


Biz, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve DEİK olarak, Türkiye-ABD gündeminde, iktisadi konuların daima önemli bir yeri işgal etmesini istiyoruz. Bunun için bugüne kadar olduğu gibi, bundan böyle de elimizden gelen tüm desteği vermeye hazırız.”

- ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Francis Ricciardone de konuşmasında toplantıya katılmaktan büyük bir gurur duyduğunu belirterek toplantıyı düzenleyen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’na teşekkür etti.

ABD hükümetinin Türk iş dünyasına önem vermek zorunda olduğuna işaret eden Büyükelçi Ricciardone, “İlişkimizi daha da ileri götürmek zorundayız. İlk kez ABD Ticaret Temsilcisi 14 yıl sonra buraya geliyor. En önemli ziyaretlerden birisi. Bu bölgede gerginlikler yaşanıyor. Bunun sebebi Suriye’nin kabul edilemez hareketidir. Biz bu görüşmelerde ticareti ve işi koyacağız.
ABD Türkiye’nin geleceğine güven duymakta Türkiye’yi çok önemli bir ticari partner olarak görmektedir.
İşi daha da iyileştireceğiz” dedi.

- ABD Başkanı Obama’nın Ticaret Özel Temsilcisi Ron Kirk

ABD Başkanı Obama’nın Ticaret Özel Temsilcisi Ron Kirk ise ekonomik ve stratejik ilişkileri güçlendirmek için toplandıklarını belirterek 60 yıllık ortaklığı daha da ileri götürmek istediklerine vurgu yaptı. Kirk, iki hafta önce Amerikan-Türk İş Konseyi’nin bir toplantısının yapıldığını hatırlarak şöyle konuştu: “Amaç ticaretin önündeki engelleri yıkmamız için çözüm bulunmasıydı. İstanbul her zaman için merkezdir. Son derece önemli bir deniz feneridir. Bize bölgede ışık tutmaktadır. Türk dostlarımız hep şunu diyor. İki ülke ticaretinde engeller var. Türkiye’nin satın aldığı büyük ürünler örneğin uçaklar, yatırımlar aslında iyi şekilde gidiyor.

Bunun gidiş dönüşü olan iki yönlü bir yol olduğunu düşünüyoruz. Biz dünyanın en eski demokrasisi ve en büyük ekonomisine sahibiz. Türkiye’nin hızla büyüyen ekonomisinden çıkarılacak dersler var.
Bizim ticari ve siyasi ortaklarımız konusunda yapabileceklerimiz engelleri yıkmakla başlamalı.
Umuyoruz ki bize açıkça ticaretin önündeki engelleri dile getireceksiniz. ABD Başkanı Türkiye’ye geldi. Bakanlar geldi. Biz bu ilişkiye çok değer veriyoruz. Büyümek ve refaha ulaşmak istiyoruz hep birlikte. Türkiye Ortadoğu’da istikrar olarak bir lider.”


- ABD Ticaret Bakan Vekili Rebecca Blank

ABD Ticaret Bakan Vekili Rebecca Blank da konuşmasında “Türkiye-ABD arasında ticari ilişkileri geliştirmek için iki ülke de çok iyi çalışıyor. 2011 yılında yüzde 8’in üzerinde büyüdü. Her gün yeni yöntemler buluyoruz. Elimizde özel bir fırsat var, model ortaklığı geliştirmek için. Diplomatik gelişmeler çok önemli tabi ama ticari ve ekonomik gelişmeler de çok önemli” ifadesini kullandı.

Kamu ve özel ortaklıklarımız daha güçlü bir diyolag için çok özverili bir şekilde çalıştığını dile getiren Blank şöyle konuştu: “İlk meyveleri almaya başladık. 20 milyar dolara yükseldi alışverişimiz.
Türk-ABD iş konseyi bu ivmeyi artırmaya yardımcı oluyor. Şimdi ikili yatırım konusuna odaklanmamız lazım.  Giderek daha çok sayıda Türk işletmeci ABD’yi yatırım alanı seçmeye başlıyor.
ABD’de Türk yatırımını artırırsak, Türkiye’nin ABD’ye ihracatı da artacaktır. Çünkü yatırım ile ihracat arasında sıkı bir ilişki var.
Sizi ABD iş merkezine bekliyoruz. Sizlerin ABD’ye yatırımlarınızı memnuniyetle karşılayacağız. Türkiye’de en iyi alt yapıyı yapabiliriz ve Türkiye’yi 2023 hedeflerine yaklaştırabiliriz. Ortadoğu’daki ülkelere gidebiliriz birlikte. Türkiye’nin girişimcilik ruhunu birlikte geliştirebiliriz.

Her iki ülkeye de daha fazla iş ve refah sağlayabiliriz. Bu fırsatların önündeki engelleri de ortadan kaldırmamız lazım. Fırsatları da güçlükleri de önümüzdeki 2 günde ele alacağız. ABD ve Türkiye birlikte liderlik etmeye karar vermiştir. Bunu iyi yapmak zorundayız.”


-Kirk ve Blank basın mensuplarının sorularını yanıtladı

''Türkiye-ABD Çalışma Yemeği''nin ardında TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ABD Başkanı Obama'nın Ticaret Özel Temsilcisi Ron Kirk ve ABD Ticaret Bakanı Vekili Rebecca Blank ile birlikte basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Kirk, ''Türkiye ile ABD arasında ticari ilişkilerin geliştirilmesi çok isteniyor fakat serbest ticaret anlaşması bir türlü imzalanmıyor. Bunun nedenleri nedir-'' sorusuna şöyle cevap vardi:


''Öncelikli olarak bu kadar önemli bir toplantı için burada olmaktan mutluluk duyduğumuzu belirteyim. Yarın Ankara'da olacağız. Türkiye'nin AB ile bir Gümrük Birliği anlaşması var. Bu anlaşma serbest dolaşım anlaşmasının yapılmasını güçleştiriyor biraz. AB ile ABD kendi arasında daha kapsamlı bir ticaret anlaşması yapmaya çalışıyor. Bunu gerçekleştirdiğimizde Türkiye ile daha rahat bir ticaret anlaşması gerçekleştirilecektir. Ticaret anlaşması yapılmadan önce bizim ekonomik ve stratejik anlamda yapılacak çok somut adımlar var. Önce bu adımları atacağız. Bu adımlar serbest ticaret anlaşmasının ön adımları olacak.''

''Amerikalı iş adamları Türkiye'de özellikle hangi sektörde yatırım yapmak istiyor ve Türkiye'nin Rusya ve Çin ile ilişkilerini nasıl değerlendiriyorsunuz-'' sorusuna ise Kirk, şöyle cevap verdi:
''Türkiye'nin diğer ülkelerle ilişkileri bizi kaygılandırmıyor çünkü bu durum Türkiye ile ABD ticaret ilişkilerini de geliştiriyor. Türkiye'nin çok istikrarlı olması ve çok açık bir ekonomiye sahip olması Türkiye'yi Amerikalı iş adamları gözünde cazip hala getiriyor. Bunda Türkiye'nin jeopolitik konumu da önem taşıyor. ABD, Türkiye'nin konumunu kullanarak Rusya gibi ülkelere de açılabileceğini düşünüyor.''
Aynı soruya ABD Ticaret Bakanı Vekili Blank, ''ABD ile Türkiye arasındaki ticaret giderek gelişiyor.


Bununla birlikte çok değişik sektörlerde ticaret yapma olasılığı artıyor. Bu sektörlerden bir tanesi altyapı. Bunu enerji takip ediyor. Aynı zamanda havacılık ve ulaştırma alanında da çok büyük fırsatlar var'' diye cevap verdi.

Blank, ''Üçüncü ülkelerle olan ilişkiler ve Suriye'de yaşananların ekonomik ve ticari ilişkilere yansıması ne olur-'' sorusuna, ''Yarınki toplantıda üçüncü ülkelerde neler yapabileceğimizi konuşacağız ve üçüncü ülkelerle ticaret fırsatlarını ele alacağız. Suriye ve bölgedeki gelişmelere Türkiye ve ABD'nin birlikte hareket etme gibi bir konumu var. Türkiye ile zaten çok güçlü olan diplomatik ilişkilerimizi güçlendirmeye ekonomik ilişkilerimiz de yardımcı olacaktır. ABD'ye yapılacak Türk ihracatını artırma konusunda ne yapabiliriz- Bunu sormak lazım. Türk hükümetini tebrik etmek istiyorum ABD'ye yapılması planlanan ihracatı artırma konusunda yaptıklarından dolayı. 6 eyaletten oluşan bir strateji uyguladı. Türk firmaları sektörel bazda bir araştırma yapmalı. Aslında yatırım ile ihracat arasında çok yakın bir korelasyon var'' şeklinde cevap verdi.


Aynı soruya karşılık Kirk, şunları kaydetti:
 ''Bizim amacımız ABD'nin ihracatını artırmaktır. Böylece yeni iş sahası yaratmış oluruz. İthalat her zaman kötü bir şey demek değildir. Mesela havacılık sektörüne yaptığınız yatırım ve ABD'den aldığınız uçaklar sayesinde turizminizi geliştiriyorsunuz. Konuya sadece bir ihracat eksiği ya da açığı olarak bakmamak lazım. Mesela biz size uçak satıyoruz. Ama bizde de kültürel ve tarihi yerler yok sizdeki gibi biz de size geliyoruz.''






Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA