12.12.2012 / Ankara
Ankara Ticaret Odası (ATO) tarafından düzenlenen ''Ankara Markalar Buluşması'' etkinliğinde konuşan Hisarcıklıoğlu, öncelikle Türkiye'yi marka yapmak gerektiğini ifade etti.
Hisarcıklıoğlu, 30 yıl önce Suudi Arabistan ve Yunanistan'ın Türkiye'den daha zengin olduğunu dile getirerek, ''Bugün Suudi Arabistan ve Yunanistan'ı üst üste koy bir Türkiye ediyor'' dedi.
Şehirlerin bazılarının markalaşarak para kazandığını belirten Hisarcıklıoğlu, tarih şehri deyince akla Kahire ve Roma'nın, finans şehri deyince de New York'un geldiğini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, bu marka şehirlerdeki 3 yıldızlı otel fiyatlarının Türkiye'deki 5 yıldızlı otel fiyatlarına denk geldiğini vurguladı.
''Ankara'' deyince bürokrat şehri akla geldiğine, savunma sanayi gibi birçok konuda Ankara'nın birçok şehrin önünde olduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, ''Ama bir türlü biz bu algıyı yıkamadık. Ve ne yapıyoruz? 'Merkez Bankası Ankara'dan gidecek mi, Ziraat Bankası Ankara'dan gidecek mi' diye bakıyoruz'' ifadesini kullandı.
Hisarcıklıoğlu, Ankara'nın memur şehri olmak istemediğinin belli olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:''Ankaralı olarak patent başvurularında üçüncü sıradayız. Endüstriyel tasarımda dördüncü sıradayız. Ama tescilli coğrafi işaretler noktasında Ankara'nın sadece 2 tane ürünü var. Onu da kim düşündüyse Allah razı olsun. Çubuk turşusu ile Kalecik karası. Başka bir şeyimiz yok mu Ankara'da. Kedimiz var, onu da kaptırdık Van'a. Beypazarı'nın havucu, kurusu hiç birisinin işareti yok. Ama Ankara'nın markası yok mu, var. Açık söyleyeyim, Belediye Başkanımız var. Türkiye'de iki tane marka belediye başkanı var. İkincisi de Kayseri Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki.''
Ankara, İstanbul ve İzmir'in siyasetçiler açısından şanssız olduğunu anlatan Hisarcıklıoğlu, ''Çünkü bizim siyasetçilerimiz Türkiye politikası yaparlar. Bir türlü Ankara'nın siyasetini yapmazlar. Onları da motive etmek ikinci sıradakilere düşüyor. Buna sahip çıkmak görevi ikinci sırada oturan bizlerin. Eğer bunu yapabilirsek hepimiz bugüne göre 10 misli daha zengin oluruz'' diye konuştu.
-ATO Başkanı Bezci
Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Salih Bezci de, markanın bir ürün ya da hizmeti diğerlerinden ayıran her şey olduğunu ifade ederek, markalaşmanın da kuruma, ürüne ya da bir şehre kimlik kazandırma anlamına geldiğini söyledi.
Bezci, bir şehrin marka olmasının Gayri Safi Milli Hasılasının ve istihdamının artması, kongre, fuar, konferans ve festivallerle daha fazla turist gelmesi, daha fazla doğrudan yabancı sermaye yatırımı, şehrin kalitesini yükseltecek modacı, tasarımcı, sanatçı, müzisyen, bilişimci, girişimci demek olduğunu vurguladı.
Katıldığı toplantılardaki konuların başında Ankara'nın bir marka şehir olması geldiğine işaret eden Bezci, ''Hiç gitmemiş olsak bile bazı şehirlerin adını duyunca etkileniriz, bizlere çekici gelir. Örneğin Venedik, örneğin Roma, New York. Bu şehirlerin kendilerine has özellikleri ve bir enerjileri vardır'' diye konuştu.
New York'un 1970'li yıllarda, kent yönetiminin iflas etmek üzere olduğu, birçok firmanın iş merkezlerini başka eyaletlere taşımayı düşündüğü ve suç oranlarının yüksek rakamlara ulaştığı bir şehir olduğunu ifade eden Bezci, kentin durumunun farkına varılmasıyla marka şehir hedefiyle uzun soluklu bir çalışma başlatıldığı ve 1970'li yılların sonlarına doğru başlatılan çalışmalarla New York'un dünya ticaret ve turizminin merkezi haline getirildiğini kaydetti.
Bezci, aynı durumun Dubai için de geçerli olduğunu anlatarak, 20-30 yıl önce Dubai'nin bir balıkçı kenti olduğunu fakat bugün ''Orta Doğu'nun incisi'', önemli bir ticaret ve turizm merkezi olduğunu söyledi.
-Ankara Alışveriş Festivali
Doğru bir stratejiyle çalışmanın şehirleri marka haline getirebildiğini belirten Bezci, ''Biz ise bu örneklerin çok ama çok altında bir bütçeyle yalnızca 40-50 milyon lira gibi bir rakamla Shopping Fest'i gerçekleştirdik. İlk sene yapmış olduğumuz Shopping Fest sonucunda Ankara'nın basın ve medya kuruluşlarındaki yansımalarına eş reklam değeri 250 milyon doları geçti'' diye konuştu.
Bezci, Ankara'nın 2023'de marka bir şehir olması için uzun bir zaman disiplinle ve işin özünden uzaklaşmadan çalışmak zorunda olduklarına işaret ederek, bu yıl ilkini gerçekleştirdikleri ''Ankara Alışveriş Festivali''nin marka kent olma yolunda çok önemli bir adım olduğunu vurguladı.
Ankara'nın alışveriş festivali kapsamında ziyaretçi akınına uğradığını ifade eden Bezci, Ankara'ya hava yoluyla gelen ziyaretçi sayısının iç hatlarda 70 binden 85 bine, dış hatlarda 315 binden 340 bine, Ankara'dan gümrük girişi yapan yabancı turist sayısının 32 binden 40 bine, AŞTİ'ye gelen araç sayısının 42 binden 47 bine yükseldiğini kaydetti.
Bezci, Anadolu Turizm İşletmecileri Derneği verilerine göre, festival süresince otellerde konaklayan kişi sayısının yüzde 19 arttığını belirterek, şöyle konuştu: ''Yabancıların alışverişlerinin istatistiklerini tutan Global Tax Free şirketinin verilerine göre, festivalde yabancı turistlerin işlem sayısı yüzde 567 oranında yükselmiştir. Bankalararası Kart Merkezi'nin verilerine göre, festival döneminde kartla yapılan alışveriş miktarı yüzde 60 artarken, yabancı kartlarla yapılan alışveriş, toplam alışverişin yüzde 33'üne ulaşmıştır.
Çeşitli sektörlerde yüzde 60'ları bulan ciro artışlarının yaşandığı festival boyunca banka ve kredi kartıyla 1,6 milyar liralık alışveriş yapılmıştır. Medya Takip Merkezi'nin verilerine göre, yazılı, görsel ve elektronik medya aracılığıyla yaklaşık 278 milyon kez hedef kitleye ulaşılmıştır.''
-E-Ankara Projesi
Bezci, iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte, teknolojileri verimli kullanmanın her alanda başarı için önemli bir faktör olduğuna işaret ederek, marka şehir olma yolundaki çalışmalarından birisinin de Ankara'nın sanal ortamda tanıtımını içeren ''e-Ankara Projesi'' olduğunu söyledi.
Ankara'nın turizm potansiyelini harekete geçirmek amacıyla yürütülen söz konusu projede Ankara Kalkınma Ajansı'ndan da hibe destek aldığını kaydeden Bezci, ''Halen çalışmaları sürdürülen proje ile Ankara'nın sahip olduğu değerler uluslararası düzeyde tanınır hale getirilirken, marka imajının oluşturulmasına da katkı sağlanacaktır'' dedi.
-Ankara Valisi Yüksel
Ankara Valisi Alaaddin Yüksel deher şehrin akil insanlarının ve kanat önderlerinin bir araya gelerek şehirlerinin ulusal ve uluslararası bütün rekabet unsurlarını yerinde ve zamanında belirlemesi gerektiğini belirtti.
Sadece rekabet fonksiyonlarını belirlemenin yetersiz kalacağına işaret eden Yüksel, ''Hiç kuşku yoktur ki kentin destinasyon kalitesinin, kabiliyetinin en yukarıya yükseltilmesi gerekir. Kentsel ihtiyaçlarını günün şartlarına göre tespit edemeyen şehirlerin marka şehir olma, dünya şehirleri süper liginde yer alma şansları yoktur. Ankara için elbette konuşmalıyız. Nasıl bir Ankara? Dünya şehri Ankara, marka şehir Ankara'' diye konuştu.
Ankara'nın dünyanın en dinamik şehirlerinden bir tanesi olduğunu ifade eden Yüksel, şunları kaydetti: ''Siz düşünün ki 5 milyonluk bir şehir nüfusunun yüzde 50'den fazlası 30 yaşın altında. Bu çok müthiş bir durum. İlk ve orta dereceli okullardaki öğrenci sayıları itibarıyla nüfusun yüzde 22,3'ünü oluşturuyor. Her hali dinamik bir şehir. Allah'ın bahşettiği bütün güzellikleri bünyesinde barındıran bir Ankara. Kent ve uygarlık tanımını bir çok şehirden daha dikkatli kullanabilecek tarihi zenginliğini ellerinde tutan müthiş bir Ankara ve coğrafya. Dünya medeniyetler tarihine 3 defa başkentlik yapabilen efsane bir şehir. Bir şehir düşününüz bünyesinde 20 üniversitesi ve 250 bine yakın öğrencisi olsun. Ülkesinin en kaliteli organize sanayi bölgelerine sahip olsun ve de Türkiye'nin hiçbir yerinde rastlanmayan bir biçimde kümeleşme kabiliyeti olsun. Hava savunma ve şimdilerde yüksek sesle konuştuğumuz uzay sanayini gündemine alsın ve de bu şehir markayı konuşmasın.''
Ankara'daki kültür sanat alanlarının sayılarının çokluğuna da dikkati çeken Yüksel, başkentin tarihiyle, kültürüyle özellikle ekonomik yapılanmasıyla entelektüel bir dünya kenti olduğunu vurguladı.
Markanın ''beyne atılan çizik'' anlamı taşıdığını dile getiren Yüksel, bunun yolunun da muhataplarda farkındalık oluşturmaktan geçtiğini söyledi.
-Gökçek: “Bin otomobil dağıtılacak”
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de Ankara'nın teknokent açısından marka olmaya başladığını belirterek, 7 bin yataklı 2 dev hastanesinin yapılacağını, bu hastanelerle Ankara'nın Orta Doğu'nun Tıp merkezi haline geleceğini söyledi.
Gökçek, Ankara Shopping Fast'in ciddi bir adım olduğunu ifade ederek, ''Birileri kıskansa da kıskanmasa da, Ankara'da o tarihlerde ticarette yüzde 30 artış var'' dedi. Melih Gökçek, 2013 yılında da Ankara Shopping Fast'i yaparak Ankara'yı bir marka haline getireceklerini vurgulayarak, ''Gelecek sene yapacağımız Shopping Fast ile İstanbul'u 10'a, 20'ye, 30'a katlayacağız'' ifadesini kullandı.
Gökçek, gelecek sene Shopping Fast etkinliklerinde bin tane otomobil dağıtacaklarını kaydetti. Ankara'da herkesi tatil yapmaya sevk edecek projelerinin olduğunu bildiren Gökçek, Atatürk Orman Çiftliği'nde Tema Park ve Hayvanat Bahçesi yapacaklarını dile getirdi.
-Marka hikayeleri
''Marka Hikayeleri'' isimli panelde konuşan TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay Sanayi AŞ Strateji ve Teknoloji Yönetimi Başkanı Yılmaz Güldoğan, TUSAŞ'ın geçen yıl 850 milyon dolar ciro yaptığını, ihracatının da 530 milyon dolar mertebesinde gerçekleştiğini bildirdi.
Göktürk milli gözlem uydusu ve Anka insansız hava aracı gibi ürünleri hakkında bilgiler veren Güldoğan, rekabette kazanmak için standartlara uymanın yeterli olmadığını, standartların oluşturulmasında da Türkiye'nin sözünün olması gerektiğini vurguladı.
Nuh'un Ankara Makarnası Pazarlama Direktörü Nihat Uysallı da, markanın hikayesinin bir bakkal dükkanında başladığını belirtti.
Uysallı, tüketici ile marka olma yolunda iletişim kurulabilecek birçok mecra olduğunu ifade ederek, geçen yıl 540 bin kişiye makarna tadımı yaptırdıklarını, Nuh'un Ankara Makarnası'nın karının yüzde 25-30'unu reklama ayırdığını bildirdi.
Beypazarı Maden Suyu Genel Müdürü Niyazi Ercan da marka olmanın çok zor olduğunu bu sebeple de private label mal üretmeyi hiç düşünmediklerini kaydetti.
Firmalarını satın almak için çok fazla kişinin kapılarını çaldığına işaret eden Ercan, ''Ceketini al git, çeki sen yaz, ne istiyorsan verelim dediler. Biz tek bir şey söyledik. 'Türk toprakları Türkündür Türk kalacaktır' dedik'' ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Ali Atıf Bir de ''Marka Yönetmek'' isimli konuşmasında, Ankara'nın marka algısının yükseltilmesi gerektiğini belirterek, dış tanıtıma önem verilmesinin önemine işaret etti.