TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Serbest ticaret anlaşması imzalarsak, her iki ülkenin halkı da bundan kazançlı olur


04.10.2011 / Johannesburg / Güney Afrika



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “iki ülkenin yatırım ve ticaret hacminin artmasında bir engel var. O da Serbest ticaret anlaşması. Eğer serbest ticaret anlaşması imzalarsak her iki ülkenin halkı da bundan kazançlı olur. Ticaretin önündeki bu engellerin kaldırılmasını bekliyoruz” dedi.​ ​


TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye - Güney Afrika Cumhuriyeti İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, küresel rekabet haritası yeniden şekillenirken, dünya ekonomisinin ağırlık merkezinin de değiştiğini ifade etti.

Hisarcıklıoğlu, Türkiye ve Güney Afrika gibi yükselen piyasa ekonomileri için yeni fırsatlar doğduğunu ve Türkiye ve Güney Afrika'nın dünya ekonomisindeki ağırlıklarının giderek arttığını belirtti.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti: ''Biz, Türk özel sektörü olarak, ticaretin huzur ve refah getirdiğine inanıyoruz. Bu yüzden dünyanın her bölgesiyle ekonomik ilişkilerimizi arttırmak istiyoruz. Bu çerçevede Afrika kıtasına özel önem veriyoruz. Zira Afrika'nın geleceğine inanıyoruz, ortağımız olarak görüyoruz.

G-20 üyesi iki ülke olarak da daha fazla ekonomik işbirliği yapmamız gerektiğine inanıyorum. Afrika açılımımız sonucunda, Afrika ile karşılıklı ticaret hacmimiz hızla arttı. 2000 yılında 4 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2010 yılı sonunda 16 milyar dolara yükseldi.

Güney Afrika Cumhuriyeti ile de 2010 yılında ticaret hacmimiz 1,2 milyar dolar oldu. Biz daha fazlasını yapabileceğimize inanıyoruz. Vizyonumuzu genişletirsek Afrika ile ticaretimizi kısa vadede 30 milyar dolara çıkartırız inancındayız. Bunun içinse daha fazla karşılıkla ticaret yapmak, dünya pazarında rekabet gücümüzü arttırmak zorundayız. Ekonomik ilişkilerimizi derinleştirmeli ve çeşitlendirilmiş ekonomik ortaklıklar tesis etmeliyiz.''

İki ülke arasındaki karşılıklı yatırım ilişkilerinin ve iş dünyası arasındaki dinamizmin daha üst seviyelere çıkarılması gerektiğini kaydeden Hisarcıklıoğlu, bugünkü forumda 100'e yakın Güney Afrikalı, 85 de Türk işadamının bir araya geldiğini ifade etti.

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğu, ''İki yükselen piyasa ekonomisi olarak, ekonomilerimizin tamamlayıcı yönlerini bir araya getirerek katma değeri yüksek projeleri hayata geçirebileceğimize inanıyoruz. Türk özel sektörü olarak, aramızdaki ekonomik bağın güçlenmesini ve işbirliği imkanlarının kazan-kazan prensibi ile somut projelere dönüşmesini istiyoruz'' dedi.

İki ülke arasında ticaret ve yatırım imkanlarının arttırılabileceğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, Türk sanayicisinin yurt dışında da başarı öyküsü yaşadığını dile getirdi.

Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti: ''Güney Afrika firmaları Türkiye'yi lojistik üs yapabilir. Türkiye'nin çevresinde 3 saatlik uçuş mesafesinde 9 trilyonluk bir pazar var. Gelin siz de Türkiye'nin geleceğinde yer alın. Ancak her iki ülkenin yatırım ve ticaret hacminin artmasında bir engel var. O da Serbest ticaret anlaşması. Eğer serbest ticaret anlaşması imzalarsak her iki ülkenin halkı da bundan kazançlı olur. Ticaretin önündeki bu engellerin kaldırılmasını bekliyoruz. Yatırımların karşılıklı teşviki ve korunması anlaşmasının da Güney Afrika Cumhuriyeti tarafından en kısa sürede onaylanmasını bekliyoruz''

-Başbakan Recep Tayyip Erdoğan

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, bu toplantının iki ülke arasındaki işbirliğine, dostluğuna hayırlı neticeler getirmesini temenni etti.

Bu nadide ülkeye ayak bastığı andan itibaren kendilerine gösterilen hüsnükabulden dolayı da şahsı, ülkesi ve milleti adına şükranlarını ifade eden Başbakan Erdoğan, 2005 yılının mart ayında da o dönemde Cumhurbaşkanı Yardımcılığı görevini yürüten Cumhurbaşkanı Zuma'nın davetine icabetle gökkuşağı ülkesini ziyaret ettiğini anımsattı.

Erdoğan, şöyle dedi:''Güney Afrika Cumhuriyeti'nin aradan geçen kısa sürede ortaya koyduğu dinamizm ve ilerlemeye yerinde şahit olmak, bu müstesna ülkenin güzel insanlarıyla birlikte olmak bizler için bir mutluluk vesilesi. Şunu özellikle bilmenizi isterim ki; burada kendimizi başka bir ülkede değil, dost ve birçok özellikleri örtüşen iki ülke olarak bir arada bulunuyoruz. Bu sıcaklık içinde de Motlanthe ile ikili görüşmelerimiz, heyetlerarası görüşmelerimiz verimli geçti.

Bir kez daha nezaketinizden, misafirperverliğinizden ve hüsnükabulünüzden dolayı teşekkür ediyorum. Dünya büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor ve bu dönüşüm sürecinde Afrika kıtasının önemi de giderek artıyor. Geçmişinde birçok acı ve haksızlığa maruz bırakılan Afrika'ya yıllarca tarihsel bir yük gözüyle bakanlar dahi bugün Kıta'nın gerçekleştirdiği atılımları ilgiyle takip ediyorlar.

Ne yazık ki Afrika'nın birçok bölgesinde çatışmalar, hastalıklar ve kıtlığın neden olduğu yaralar kanamaya devam etmekte, insanlığın vicdanını sızlatmaktadır.''

Konuşmasında, Somali'nin başkenti Mogadişu'ya yaptığı ziyarete de değinen Başbakan Erdoğan, ''Uzun yıllardır Mogadişu'ya giden ilk yabancı hükümet başkanıydım. Somali'ye gerçekleştirdiğim ziyaret sırasında gördüğümüz yürek burkan tabloyu kelimelerle tarif etmem mümkün değil'' dedi.

Türkiye'nin, Afrika halklarıyla olan dayanışmasını Somali'de bir kez daha gösterdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:''Türkiye, devletiyle ve milletiyle Somali halkının yardımına koşmak için seferber olmuştur. Bu çerçevede Somali için başlattığımız yardım kampanyasında sadece halkın verdiği destek tüm sivil toplum örgütleri olarak söylüyorum, 300 milyon doları aştık, ayrıca 30 milyon değerinde ayni yardımı da bölgeye sevk ettik. Başta İslam dünyası olmak üzere, uluslararası toplumu da Somali'nin yaşadığı trajediye duyarlı olmaya davet ettik.”

Başbakan Erdoğan, “Her vesileyle vurguladığımız bir gerçeği burada sizlerle birlikte dile getirmek ve özellikle altını çizmek istiyorum: İnsanlık Afrika'ya borçludur ve bu borcun gereğini yerine getirmek bütün insanlığın ortak vazifesidir. Türkiye olarak bu bilinçle hareket ederek Afrika'ya açılım politikalarımıza son yıllarda yeni bir ivme kazandırdık'' dedi.

2005'in Türkiye'de, ''Afrika Yılı'' olarak ilan ettiklerini anlatan Başbakan Erdoğan, Ağustos 2008'de İstanbul'da düzenlenen ''Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi''yle de ilişkilerin çok daha sağlam bir zemine oturtulduğunun belirten Erdoğan, şöyle devam etti:''Ticaretten yatırıma, kırsal kalkınmadan tarıma, enerjiden ulaştırmaya kadar birçok alanda geleceğe yönelik ortak hedefler belirledik. Bu ziyarete 125 iş adamımızla beraber geldik. Sektörel bazda birbiriyle görüşmeler yapsın ve gerek Afrika'da gerek Türkiye'de gerekse 3. ülkelerde yatırımlara girsinler.

Bazı ülkelerin küresel kriz nedeniyle dış misyon sayılarında azaltmaya gittiği bir dönemde, biz Afrika'nın muhtelif köşelerinde büyükelçilikler açtık, hala da açmaya devam ediyoruz. Afrika'da 12 olan büyükelçilik sayısını 33'e çıkarmayı hedefliyoruz. Amacımız her alanda ilişkilerimizi daha da güçlendirmek, karşılıklı dostluk ve işbirliği imkanlarından azami ölçüde yararlanmaktadır. Bunun bir örneği olarak, Türk Hava Yolları son yıllarda Afrika'ya yönelik uçuşlarını artırarak bu sürece aktif katkı sağladı. Bu çerçevede THY'nin 2007 yılından bu yana Johannesburg'a ve Capetown'a doğrudan sefer düzenlediğini büyük bir gururla ve memnuniyetle ifade ediyorum.

Bütün bu adımlarımızla birlikte artık Türkiye Güney Afrika Cumhuriyeti'ne, İstanbul Capetown'a, Ankara Pretoria'ya, İzmir Johannesburg'a daha da yakınlaşmıştır.''

Erdoğan, iş adamlarının, yatırımcıların, müteahhitlerin ve muhtelif sivil toplum kuruluşlarının Afrika'nın dört bir yanına gitmelerinin Afrika'ya açılım politikalarının en önemli hedeflerinden biri olduğunu belirterek, şunları kaydetti:''Ama bu kadarıyla yetinmiyor. Oralarda yerleşmek suretiyle hem Kıta hakkındaki bilgi birikimimize katkıda bulunmalarını, hem de bulundukları toplumlara ülkemizi, insanımızı ilk elden tanıtmalarını kendilerinden bekliyoruz. Şunu memnuniyetle belirtmek isterim ki; Türk milleti için de Afrika artık uzak bir diyarın adı değil. Günlük hayatının bir parçası haline gelecek kadar kendini yakın hissettiği bir diyarın adıdır. İşte dün akşam gelişimiz buraya 9 saat sürdü. 9 saate buraya indik, demek ki artık yakınlaştık.

Artık aylarla izah edilen tanımlanan bir yolculuk değil, saatlerle tanımlanan bir yolculuktu. Biz Afrika'ya baktığımızda şimdi dostluğu görüyoruz. Somali örneğinde de olduğu gibi biz Afrika halkının sevinciyle mutlu olduğumuz kadar üzüntüsünü ve kederini de paylaşırız. Bizim için Afrika asla mevsimlik bir iş ortağı değil, ebedi bir dosttur. Başta Güney Afrikalı dostlarımız olmak üzere, bu duyguların Kıta genelinde karşılıksız olmadığını görmek inanın bizim için büyük bir bahtiyarlık, büyük bir memnuniyet vesilesidir.''

-Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Motlanthe

Güney Afrika Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kgalema Motlanthe de Türkiye'nin Avrupa'ya açılan bir kapı olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, büyük bir ticaret potansiyeli olduğuna işaret eden Motlanthe, şöyle konuştu:''İki ülke arasındaki işbirlğini geliştirmeliyiz. Güzel imkanlar var. Karşılıklı yararımıza olacak adımlar atmalıyız. İki ülke ihracat ve yatırım alanında işbirliği kurmalıdır. Maden, turizm, ticaret, savunma sanayi gibi alanlar işbirliği için öne çıkıyor. Güney Afrika bir üretim merkezi. Ülkenin açık bir ekonomisi var. Rekabetçi bir sanayi mevcut. Yeraltı kaynaklarımız var. Lojistik sistem güçlü. Mali sistemimiz istikrarlı.

El ele çalışarak Güney Afrika Cumhuriyeti ve Türkiye, ülkelerinin yararına adımlar atabilir. Gümrük vergisi konusunda olanaklar araştırılmalı. Gümrük vergisi konusunda bizim bir şeyler yapmamız lazım. Bu konuya odaklanılması lazım. Bu konuda karşılıklı yararımız için acil çalışmalar yapılmalı. Her türlü sorunu el birliğiyle aşacağımıza inanıyorum.''





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA