Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Bayburt şartlarında kadınların çalışma hayatına katılımının çok mümkün olmadığını gördüğünü kaydeden Karabulut, bunun kırılması gerektiğini düşünerek kolları sıvamış. Karabulut hikayesinin bundan sonraki bölümünü şöyle anlattı: 

"Bir sivil toplum kuruluşu eliyle organize olmanın daha kolay olduğunu düşünerek yola çıktım. Yaptığım çalışmalar bir sonuç verdi ve 2002 yılında kadınlar üzerine çalışmalarımızın merkezini oluşturacak bir sivil toplum kuruluşu oluşturmayı başardım. 2003 yılında ise kendi işimi kurdum. Yaptığım çalışmalara paralel olarak bir ev tekstili atölyesi kurdum. Kadınların iş hayatına katılabilmesi için rol model insanların olması gerekiyordu. Başkaları için çıktığım yolda rol model oldum. Ben tersten başladım önce diğer insanların elinden tuttum, sonra kendi işimi kurdum. Girişimcilik hikayem bu nedenle diğer kadınların hikayesinden biraz farklı ilerledi." 

-200 KADINA İSTİHDAM SAĞLADIK 

Bayburtlu Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'ni kurduktan soma İŞKUR’la da çalışmaya başladıklarını ve birçok kadına ulaşmayı başardıklarım kaydeden Karabulut, "Öyle ki çalışmalarımız Sabancı Vakfı tarafından da takdir edildi ve Sabancı Vakfı tarafından 'Fark yaratanlar' listesine alındım. Küçük küçük adımlarla başladığımız dernekte abartısız 200 kadına istihdam sağladık, bu çatı altında bin kadına mesleki eğitim aldırmayı başardık. Kadınlarımıza danışmanlık, rehberlik hizmetleri verdik. Elimizden geldiğince yol gösterdik. Yıllardır kadın girişimciliği için çalışıyorum, çalışıyoruz. Ama halen kadınların cesareti tam istediğimiz noktada değil. Çok daha büyük bir potansiyel var ve biz hepsini kullanamayanız gibi hissediyoruz. Bunun üzerine gidiyoruz. Kadınlarımıza girişimci belgeleri aldırıyoruz, meslek öneriyoruz." 

-LOR DOLMASINI PAKETLİ SATACAĞIZ 

TOBB Kadın Girişimciler Kurulu Başkanlığı'na seçildikten sonra da kadınlarla ilgili çalışmalara daha da ivme kazandırdıklarını kaydeden Karabulut, projeleriyle ilgili yol haritasını da şöyle aktardı: 

"Öncelikle TOBB Başkanımız Rifat Hisarcıklıoğlu'na teşekkür ediyoruz. Güzel enerjisiyle her Ankara'ya gelişimizde, bizleri motive ediyor ve yol gösteriyor. Bayburt Valimiz Cüneyt Epcim'e, oda başkanımız Süleyman Seyhan'a, genel sekreterimiz Gökhan Önder Karaoğlu'na, KOSGEB İl Müdürümüz Mete Emir'e, İŞKUR il Müdürü Abdullah Kahveci ve Kuzey Doğu Anadolu Kalkınma Ajansı'ndan Lokman Akçay'a teşekkür ediyoruz. Bayburt Kadın Girişimciler Kurulu olarak girişimcilik gündemli olarak sürekli toplantılar yapıyoruz. İlde kadınlar bazında bir seferberlik başlatmak istiyoruz. Kadınların kendi işlerini kurabileceklerini ve ayakta kalabileceklerini göstermek temel amacımız. Devam eden birçok projemiz var. Bunlardan biri de lor dolması. Lor dolmasının coğrafi işaretini aldık. Bu önemli bir aşamaydı. Bundan soma ise, paketli olarak lor dolmasının satılması için girişimlerimiz var. Paketleme konusundaki süreci netleştirmek istiyoruz. Bazı eksikliklerimiz var. Buralarda kurumsal olarak destek ihtiyacımız sürüyor.

 

-BAKSI MÜZESİYLE ORTAK PROJE YÜRÜTECEĞİZ 

Bilindiği üzere dünyaca ünlü bir müzemiz var. Baksı Müzemiz, Bayburt'un adını dünyaya duyuran bir çalışma. Kıymeti de biliniyor ve artık dünyanın birçok ülkesinden turistler Baksı Müzesi'ni görmek için geliyor. Biz de Baksı Müzesi'yle ortak çalışmalar yapmak için biraraya geldik. Baksı Müzesi'nin yaptığı organizasyonlara, bizim mutfağımızdan, bizim kadınlarımızın ellerinden çıkan yemekler ikram ediliyor. Bu da motive edici bir işbirliği oluyor. Sadece bu değil. Bayburt'un yöresel dokuması ehramı daha çok kişiye ulaştırmak için de yeni bir projeye başlıyoruz. Ehramdan atkı, şal, panço, çanta gibi ürünler üreteceğiz. Hediyelik eşya kategorisinde olacaklar. Amacımız Baksı Müzesi'yle ortak üretim yapıp Türkiye'ye ve dünyaya ehramımızı ve ehramdan üretilen hediyelik eşyaları tanıtmak. Bu hediyelik eşyaların dünyanın diğer müzelerinde de satılması için temaslarımız sürüyor. Ayrıca Baksı Müzesi'ne ait Kadın İstihdam Merkezi'yle de ortak projeler yürütmeye hazırlanıyoruz. Amacımız daha çok kadını iş hayatına dahil edebilmek." 

-NASIL GİRİŞİMCİ OLDULAR

Nazan Küçük Osman: Benim hikayem İstanbul'da başlıyor. 27 yıl önce beyaz eşya işiyle ticarete başladım, toptan ticaretini yapıyordum. İlk aşamada eşim ve ailem destek oldu. Bu işi eşimle beraber yapıyorduk. Daha sonrasında ise biraz sıra dışı bir sektöre geçtim ve nalbur dükkanı açtım. Aynı süreçte müteahhitliğe geçtik. Mermer ocakları açtık. Bir sabah ise uyandım ve hepsini sildim. Çoluk-çocuk yok, bu kadar büyümeye ne gerek var dedik ve bundan 20 yıl önce hepsini bırakmaya karar verdik. Daha küçük bir işe geçelim diye telekom bayiliğine geçtim. Telekom bayisini açtım, ama orada da işler düşündüğümüzden fazla büyüdü. Kısa süre içinde 3 bin bayi içinde en iyi bayi oldum. Açtığımız telekom bayi sayısı 7-8'e yükseldi. Uluslararası firmalara 'Satış nasıl yükseltilir' diye dersler verdim. Sonrasında da bir enerji şirketinin bayiliğini aldım. İki yıl önce ise hikayemde yeni bir kırılma yaşandı ve tüm birikimimi alıp Bayburt'a döndüm. Burada yeniden yatırım hikayemiz başladı. Bunda da en büyük etken Leyla hanımdır. Ne yapabiliriz diye düşündük ve daha fazla insana iş sağlamak için çağrı merkezi kurmaya karar verdim. Bayburt'un bir ilçesinde çağrı merkezi açtım. İlk başta bir sersemledim ama hızlı toparladım. Şu anda iki çağrı merkezimizde 43 kişi çalışıyor. Bir ay 10 gün sonra yeniden eleman alımına geçeceğiz. Digital TV'lere hizmet veriyoruz. Çalışanlarımıza 3 ay eğitim vermek istiyoruz. İŞKUR’un da desteğiyle şu anda eğitimlerimiz ve çağrı merkezi çalışmalarımız devam ediyor. 

Elif Kalkan: 1982 Bayburt doğumluyum. Liseden sonra evlendim, iki de kız çocuğum var. Eşimle biraz mücadeleden sonra, Leyla Hoca'nın teşviğiyle dernekte çalışmaya başladım. Hocam bir gün çıraklık eğitim merkezine gitmemi istedi ve meslek edinme sürecim başladı. Şu anda 4 yıl önce kursiyer olarak gittiğim yerde, aşçı olarak gençlere mesleği anlatıyorum. Kızlarım da bu arada büyüdü, bir kızım üniversite sınavlarına hazırlanıyor. Ben de artık kendi işyerimi açmak için hazırlıklara başladım.

Selma Midilli: Ben 23 yaşında evlenince Türkiye'ye geldim. 4 çocuk büyüttüm, iş hayatına ise, evde eskileri dönüştürmek gibi ufak ufak işlerle başladım. Koltukların yüzümü değiştirme, koltuk boyama, mutfak dolaplarını dönüştürme, dikiş, nakış gibi her şeyi geri dönüştürüp yenileyebiliyorum. Yavaş yavaş işleri geliştirdim, tanıdıklara da iş yapmaya başladım. Şu anda ise marangoz ve geri dönüşüm dükkanım için geri sayım yapıyorum. 

Badem Develi: 1977 doğumluyum. Çalışmayı düşünen bir insan değildim, ama eşim rahatsızlanınca evin geçimiyle ilgili sorumluluk almam gerekti. Leyla Hoca'yla tanışınca hikayem değişti. Aslında iş konusunda kendime güvenim yoktu. Ancak isteyince yapamayacağım bir şey olmadığını gösterdi Leyla hoca. Makarna imalatı yapıyorum. Kendi markamı da kuruyorum, hazırlıklarımız son aşamada. Baktığınızda iki kızım var ve eşim hasta. Evin geçimi benim üzerimde. Dolayısıyla başarısız olma şansım yok ama olmayacağımı da biliyorum.