Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Festivalin açılışında konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Akdeniz’in incisi Mersin’de bulunmaktan dolayı duyduğu mutluluğu ifade ederek, 7. Mersin Narenciye Festivali’nin hayırlı olmasını diledi. 

Pek çok şehirde bu tür festivallere şahitlik ettiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, “Ama açık söylüyorum, Mersin bu işin en iyisi. İşin tasarımından lojistiğine kadar, dünya standartlarında bir festivali yapıyorsunuz. Uluslararası bir festival haline gelmeli. Mersin’e, Mersinli’ye de bu yakışır hepinizi kutluyorum. Bu işin püf noktası ne biliyor musunuz? İşte şuradaki tablo. Başta tecrübeli valimiz, Camiamızın içinden çıkan Belediye Başkanımız, Rektörümüz, ilçe Belediye Başkanlarımız, Mersin Ticaret Borsam, Mersin Ticaret ve Sanayi Odam, Mersin Deniz Ticaret Odam, diğer STK’lar hepsi burada. El ele, gönül gönüle verdiler. Şehrin simgesi narenciye etrafında birleştiler. Mersin’in marka değerini artırmak için ellerini taşın altına koydular” dedi.

‘Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap var’ sözünü hatırlatan Hisarcıklıoğlu, “Rahmet, bereket gelmiş. Başta sayın valimiz, belediye başkanımız olmak üzere emeği geçen herkesi yürekten kutluyorum. Bir Özel teşekkürüm de Mersin Ticaret Borsası Başkanım Ömer Abdullah Özdemir’e. Festival icra kurulu başkanı olarak ciddi bir yükü sırtladı. Bu büyük organizasyonu planladı, ekibiyle hayata geçirdi. Bu güzel anlayışı ve başarısından dolayı, Ömer Abdullah Özdemir Kardeşim ile iftihar ediyor, kendisini de yürekten kutluyorum” şeklinde konuştu.

Narenciyenin Mersin için çok önemli olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: “Türkiye’nin Narenciye üretiminin % 25’ini, ihracatının %37’ini Mersin yapıyor. Pek çok aile bu işten ekmek yiyor. Bu şehrin ekonomisinin bel kemiği. Burada özel bir parantez açmak istiyorum. Narenciyeyi sadece narenciye olarak satmak yerine ona değer katarak satmalıyız. Suyundan tutan da, kurutmasına kadar narenciyeye değer katacak işler yapmalıyız. Mersin’in bunu yapacak vizyonu da var, potansiyeli de var. Bu festivalin değeri anlamı bunun çok ötesinde. Bakın burada 30 ülkeden insanlar var. Bu sadece Narenciye’nin değil, Mersin’in markalaşması için atılan çok vizyoner bir adım. Nasıl ürünlerin, hizmetlerin marka değeri varsa, günümüzde artık şehirlerin de marka değeri var. Artık dünyada ülkeler değil, şehirler yarışıyor. Dünyanın en önemli 600 şehri, marka olmuş, dünya ekonomisinin yarısını oluşturuyorlar”.

Hisarcıklıoğlu, Mersin’in müthiş bir potansiyeli olduğunu ifade ederek, “Mersin çok önemli bir tarım şehri. Meyvede, sebzede Türkiye’yi besleyen şehir. Mersin aynı zamanda bir sanayi şehri. Burada 1500 sanayi tesisi var. Türkiye’nin en büyük bin sanayi kuruluşundan 9’u burada. Mersin bir ticaret ve fuarlar şehri. Önümüzdeki yıl bu şehir 12 fuara ev sahipliği yapacak. Mersin bir eğitim şehri. 4 tane Üniversitesi var. Ve Mersin bir Turizm şehri. Buraya ne diyorlar biliyor musunuz? Mersin Türkiye’nin Miami’si diyorlar. Miami’yi göreniniz var mı? Şu sahil şeridine bakın, işte Miami de bu. Açık söylüyorum. Bütün bu potansiyeliyle, doğasıyla, iklimiyle, Mersin gibi bir şehir daha yok. Allah’ın izniyle Mersin’in geleceği parlak. Yeter ki biz şuradaki birlik beraberliği muhafaza edelim. Bir ve beraber olalım. Birbirimizi ötekileştirmeyelim. O zaman Mersin’i kimse tutamaz. Rahmeti ve bereketi de görürüz” dedi.

-Diğer konuşmacılar

Festival İcra Komitesi Başkanı ve Mersin Ticaret Borsası Başkanı Abdullah Özdemir de Mersin’in en büyük buluşmasına ev sahipliği yaptıklarını söyledi.

Akdeniz’in incisi Mersin’in gülen yüzünü herkese göstermek için rengarenk bir narenciye dünyası oluşturduklarını vurgulayan Özdemir, “Bizim gözümüzde narenciye ürünleri birer mücevher gibidir. Bir kuyumcu misali bu ürünleri özenle işleyerek, 30 figür ve tüm bu güzel süslemeleri yaptık. Meyvenin kendisinin süsleme aracı olarak kullanıldığı Türkiye’nin ilk ve tek festivali Mersin Narenciye Festivalidir. Festival boyunca yüz binlerce ziyaretçimize coşku ve eğlence dolu bir şenlik ortamı sunuyoruz” dedi.

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer de Mersin’in Allah’ın bahşettiği her türlü güzelliği ve özelliği taşıdığını, kent yöneticilerinin görevinin de bu potansiyeli açığa çıkarmak olduğunu ifade etti.

Festivalin iki açıdan önemli olduğuna işaret eden Seçer, “Mersin’i tanıtmak istiyoruz. Mersin’i dünyanın her noktasına taşımamız lazım. Bu etkinliklerle farklı kültürlerden insanları burada buluşturmak son derece önemli. Bugün 25 ülkeden 700’ü aşkın performans sanatçısı ile hem yurt içinden hem yurt dışından yüzbinleri aşacak ziyaretçilerimiz olacak. Narenciye önemli. İş dünyasının değerli insanları burada, Mersinimize pozitif ayrımcılık istiyorum. Başta TOBB bunu başlatabilir. Çok fırsat sunuyoruz. Enerji var, hareketlilik var, verimlilik var. Bütün işadamlarını Mersin’de yatırım yapmaya davet ediyoruz. Her türlü potansiyelimiz var” diye konuştu.

Mersin Valisi Ali İhsan Su ise Mersin’in ticaret, sanayi, lojistik, ekonomi gibi her alanda önemli bir potansiyele sahip olmakla beraber, aynı zamanda bereketli toprakları, çalışkan çalışkan çiftçisiyle tarım sektöründe de önemli bir potansiyele sahip olduğunu dile getirdi.

Su, “Türkiye’nin tarım sektöründe öne çıkan ilk 3 ilinden birisi Mersin’dir. Ülkemizin narenciye üretiminin dörtte birini, narenciye ihracatının yüzde 37’sini gerçekleştiren bir iliz. Sadece narenciyede değil, limon, çilek, muz gibi 7 üründe üretim olarak Türkiye birincisi, 8 üründe Türkiye ikincisi bir iliz. Mersin olarak tarım sektöründe çok ciddi bir potansiyelimiz var. Bu potansiyelimizin en önemli ayağını oluşturan narenciye ürünlerini tanıtmak, dünyayla buluşturmak, ilimizi ve ülkemizi tanıtmak amacıyla Narenciye Festivalini düzenliyoruz. Narenciyenin marka olması için bütün gücümüzle çalışıyoruz. 2020 yılında Mersin ilimiz Dünya Turunçgil Kongresine de ev sahipliği yapacak” ifadelerini kullandı.