Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Küresel ekonomi yeniden yapılanırken, son bir yılda bölgedeki değişim ve dönüşüm sürecinin de hız kazandığını belirten Hisarcıklıoğlu, “Avrupa ülkelerini etkisi altına alan borç krizi ve yakın bölgemizde yaşanan siyasi çalkantılar bölgemizde istikrarı tehdit ediyor. Bir tarafta, Avrupa ekonomileri sarsılırken, diğer tarafta ise, Arap komşularımız meşru değişim ve dönüşüm taleplerini, daha yüksek sesle dile getirmeye başladı. Böyle bir değişim evresindeyiz. Bu evrede Orta Doğu halkları sürecin kazananları olarak ayağa kalkmalı” dedi.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, soğuk savaşın sona erdiği 1991’den bu yana 20 yıllık dönemde devam eden kronik çatışma ve gerilimlerin Ortadoğu’ya faturasının tam 12 trilyon dolar olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti: “Bu şu demek: 12 trilyon dolarlık okul, hastane, yol, altyapı, enerji tesisi sahibi olabilirdik. Bu para bölge insanlarının cebinden çıktı. Ne yazık ki geçtiğimiz 30 yıl boyunca tüm dünya bölgesel ekonomik ticaret alanları ve ekonomik entegrasyonlar oluşturulurken, bizim bölgemiz bunun gerisinde kaldı.

Güzel bir Arap atasözü diyor ki; bir şey yapmak isteyen yolunu bulur, ama bir şey yapmak istemeyen nedenini bulur. Bu sefer değişim sürecini ıskalamamalıyız. Gelişmeleri doğru okumalıyız. Doğru yolu bulmalıyız”.

-Hazine toprağın altında değil, üstünde

Kazanmanın yolu ticaretten, zenginleşmenin yolu girişimcilikten geçiyor diyen Hisarcıklıoğlu, tarih boyunca, Ortadoğu’da müthiş değerli bir hazinenin yattığını herkesin gördüğünü, konuştuğunu, siyasetini ona göre şekillendirdiğini söyledi.

“Ben başka bir hazineden bahsediyorum” diyen TOBB Başkanı, “Benim ifade ettiğim hazine toprağın altında değil, toprağın üstünde! Ben bütün nitelikleriyle, dünyanın her tarafına mal satabilecek Arap girişimcilerden bahsediyorum! 1950 yılında 73 milyon olan Arap dünyası, bugün 350 milyon seviyesine ulaşmıştı. 2050 yılında ise 600 milyon olacağı tahmin ediliyor. Müthiş bir insan gücü, müthiş bir genç nüfus var yaşıyor bu bölgede.  

Girişimciliği teşvik edersek, üretimin önünü açarsak, demokrasimizi geliştirirsek, Tahrir meydanından yükselen çığlıklar susar, Tunus’taki, Libya’daki alevler söner. Bölgede güçlü ekonomiyi kuracak ve kaliteli demokrasiyi gerçekleştirecek adımlar atılırsa, ortaya güvenlik  ve tehdit merkezli değil, güven ve refah eksenli bir bölge mimarisi çıkar. Bu durumda herkes kazanır. Bu adımları attıracak akıllar sizlersiniz. Bölgenin siyasetçileri, kanaat önderleri olarak sürece önderlik etmelisiniz” dedi.

-Bölgesel işbirliği artmalı

Tüm dünyada artık küresel dizaynlar döneminin bittiğini ve bölgesel aktörlerin kendi geleceklerini belirlediklerini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “kendi ortak geleceğimizi kendimiz belirlemeliyiz. Önce bölgesel işbirliğini arttırmalıyız. Bölgesel işbirliğinin yolu; ekonomik ve ticari ilişkilerin güçlendirilmesinden, işbirliği alanlarının çeşitlendirilmesinden, karşılıklı yatırımların artırılmasından geçmektedir” şeklinde konuştu.
-“Zenginliğimizi önce komşularımızla paylaşalım”

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, zenginliğimizi önce komşularımızla birlikte paylaşalım diyerek, “Petrol ne yazık ki halkları zengin etmeye yetmiyor. Çağımızda gelişmenin anahtarı ticareti geliştirmektir. Ticaret refah demektir. Ticaret güvenlik demektir. Ticaret istikrar demektir.

Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur “Ticaret yapın, çünkü rızkın onda dokuzu oradadır.” Biz önce kendi aramızdaki ticareti arttırmalıyız. Diğer taraftan, yurt dışına yönelen Arap sermayesi önemli ölçüde Batı ülkelerine portföy yatırımı olarak gidiyor. Küçük bir kısmı da hizmetler alanında yatırım oluyor. Arap sermayesi reel sektöre, üretim sektörlerine yatırım yapıp, bu alanlarda deneyim kazanmadıkça istihdam üretecek know-how'u elde etmesi mümkün değildir” dedi.

- “İfade hürriyeti, din-vicdan hürriyeti ve teşebbüs hürriyeti olmadıkça girişimci orta sınıf gelişmiyor”

“Gelişmiş toplumlar nasıl bir sistem kurmuşsa, biz de aynı sistemi kendimize has özelliklerimizle birleştirerek kurmalıyız” diyen Hisarcıklıoğlu, hukukun üstünlüğünü, çağdaş demokrasiyi ve rekabetçi piyasa ekonomisini tüm kurum ve kurallarıyla yerleştirmek ve şeffaflık içinde işletmek zorunda olduklarını söyledi.

Aksi takdirde girişimci orta sınıfın gelişmesinin mümkün olmadığını belirten Hisarcıklıoğlu, “İfade hürriyeti, din-vicdan hürriyeti ve teşebbüs hürriyeti olmadıkça girişimci orta sınıf gelişmiyor” dedi.

Ulaştırma ağlarını ve gümrükleri çağın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde modernize edip, güçlü bir bankacılık ağı tesis etmek gerektiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, bunların yapıldığı ölçüde refaha ulaşılacağını ve çağdaş dünyada yer edinileceğini söyledi.

Türkiye’nin başarı öyküsünün reformların üzerine bina edildiğini anlatan TOBB Başkanı şöyle devam etti: “Bugün, İtalya ve Çin’in arasındaki en büyük sanayi üretim kapasitesine sahip olan Türkiye, satın alma gücü paritesine göre dünyanın en büyük 16. ve Avrupa’nın en büyük 6. ekonomisidir. Türkiye, aynı zamanda G-20 üyesidir. 2010 yılında yüzde 8,9’luk büyüme performansı ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen ülkesi olan Türkiye, 2009-2010 döneminde dünyada kredi notu artan 7 ülkeden birisidir. Türkiye, 2011 yılının ilk yarısında 10,2 oranında büyüme oranı ile dünya şampiyonu olmuştur. Son 5 yılda  Türkiye’ye 80 milyar dolar civarında küresel sermaye yatırımı yapılırken,  Türk özel sektörünün yurt dışı yatırımları da 25 milyar dolara ulaşmıştır.

Şu anda, Türkiye’de 26 bin yabancı şirket faaliyet göstermektedir. 50 bin Türk ihracatçısı da küresel ticarette aktif durumdadır. Türk özel sektörü olarak, 200’den fazla ülkeye, 20 bin çeşitten fazla mal ihraç ediyoruz. İhracatımızın tamamına yakını sanayi ürünüdür. Sanayi ürünü ihracatımızın yarısından fazlasını, gelişmiş batı ülkelerinin pazarlarına yapıyoruz. Avrupa’daki beyaz eşya talebinin dörtte biri, televizyon talebinin üçte biri, Türkiye’deki üretimle karşılanıyor.
 
Lojistik alanında, ABD’den sonra en büyük karayolu nakliye filosuna sahibiz. Turizmde dünyanın en çok tercih edilen 7 destinasyonundan birisiyiz. Dünyanın ikinci büyük müteahhitlik gücü olarak, 81 ülkede toplam 200 milyar dolarlık 6 bine yakın projeyi başarıyla tamamladık.

Türk iş dünyası olarak, tüm Atlantik Okyanusu’ndan Basra Körfezi’ne kadar uzanan 400 milyona yakın Arap Dünyasına özel önem veriyoruz. Türk iş dünyası olarak, coğrafyamızın zenginleşmesi, istikrar ve refah havzası haline gelmesi, Arap kardeşlerimizle ortak geleceğimiz için birbirimize daha fazla entegre olmamız gerektiğine inanıyoruz”.
 
- “Arap sermayesi ve Arap yatırım fonları, son 10 yılda dünyanın en dinamik yatırım fonları haline geldi”

Türkiye’nin Arap ülkeleri ile ekonomik ilişkilerinin son 10 yılda önemli bir pozitif ivme kazandığını belirten Hisarcıklıoğlu, “Arap ülkeleri ile Türkiye arasında imzalanan serbest ticaret anlaşmalarının ve ülkelerimiz arasındaki vizelerin kalkmasının, ekonomik ilişkilerimize büyük katkı yaptığı ortadadır. Arap ülkeleri ile toplam ticaret hacmimiz 2000 yılında 6,5 milyar dolar iken, 2010 yılı sonunda 33,4 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. (2011 Ocak Ekim-28,5)Sadece ticaret değil, yatırım, turizm ve müteahhitlik rakamları da, Türk ve Arap iş dünyasının iyi ilişkilerini yansıtmaktadır.
 
2002-2010 yılları arasında Türkiye’ye 6,7 milyar dolar Arap yatırımı yapılmıştır. Türkiye’yi ziyaret eden Arap turist sayısı da 2000 yılında 348 binden 2010 yılı sonunda 1,8 milyona ulaştı. Türk müteahhitlik şirketleri bugüne kadar Arap ülkelerinde 84 milyar dolar değerinde yaklaşık 2000 proje tamamlamıştır.

Arap sermayesi ve Arap yatırım fonları, son 10 yılda dünyanın en dinamik yatırım fonları haline gelmiştir. Ancak buna rağmen, maalesef ülkemize gelen Arap yatırımları arzu edilen düzeyde değildir. Arap sermeyesi ve Arap yatırım fonlarının ülkemizdeki yatırımlarının artmasını arzu ediyoruz” dedi.

-Arap ülkeleri ile projeler

TOBB ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun, Arap iş dünyası ile birlikte çalışmaya büyük önem verdiğini vurgulayan TOBB Başkanı, DEK’in bugün 22 Arap ülkesinden 19’uyla iş konseyi mevcut olduğunu, bu kapsamda Araplar ile son 5 yılda 200’ün üzerinde toplantı düzenlediklerini söyledi.

TOBB olarak da, Arap ülkeleri ile birlikte son derece başarılı projeler yaptıklarını anlatan Hisarcıklıoğlu şunları kaydetti: “Filistin’de bir sanayi bölgesi kurmak ve yaklaşık 10 bin kişiye istihdam sağlamak üzere uzun süredir çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Körfez bölgesindeki Arap iş dünyası ile mevcut yakın ilişkilerimizi kurumsal bir yapıya kavuşturmak amacıyla Nisan 2010’da Körfez İşbirliği Konseyi Odaları Federasyonu ile bir mutabakat zaptı imzaladık. Bu kapsamda önümüzdeki yıl Ocak ayı sonunda, Körfez İşbirliği Konseyi Odaları Federasyonu ile İş Forumu’nu İstanbul’da düzenlemeyi planlıyoruz. Sizleri de bu toplantıda görmekten büyük memnuniyet duyacağımızı vurgulamak isterim.

Arap iş dünyası temsilcileri ile paylaştığımız en önemli platformlardan biri, 57 İslam ülkesinin odalarının üye olduğu İslam Ticaret ve Sanayi Odasıdır. Oda’nın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı görevini yürütüyorum. İslam Ticaret ve Sanayi Odasının da Genel Kurul toplantısına 2012 Nisan ayında İstanbul’da ev sahipliği yapacağız. 

İslam Kalkınma Bankası işbirliğinde İslam ülkelerine ve eğitim veriyor ve deneyimlerimizi paylaşıyoruz. Bu ay içinde Borsalar konusunda eğitim vereceğiz. Önümüzdeki yıl ise Oda Akademisi düzenleyeceğiz. Ayrıca, Arap Odaları birliği ile yakın işbirliği içindeyiz. Değerli dostum Adnan Kassar’ın liderliğinde 22 Arap Odası ile Türk Odalarını eşleştiriyoruz. Arap ve Türk Odalarının daha fazla inisiyatif almalarını, bölgelerinde daha aktif olmalarını, yönetimlerine politika öneren, strateji öneren birer “think tank” gibi çalışmalarını istiyoruz.

Piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarının yerleşmesi için, gerekli kurumsal kapasite konusunda sahip olduğumuz bilgi ve deneyimi, Arap kardeşlerimize aktarmaya hazır olduğumuzu ifade etmek istiyorum”.

- “Bölgemizin düzenini yeniden biz kuralım”

Gelecek nesillere borçlu olduklarını belirten TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “Tarih yeni bir dönemi yazarken,  değişim ve dönüşüm çağrılarına kayıtsız kalamayız. Gelin, geniş bir vizyon ve kapsayıcı entegrasyon projeleri ile bölgemizin düzenini yeniden biz kuralım. Kalbimiz her zaman Arap dostlarımızla birlikte çarptı ve çarpmaya devam edecek. Sevincimiz, neşemiz, hüznümüz de ortak oldu ve olmaya devam edecek” dedi.
​