TOBB ve DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, DEİK'in Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin geleceğine odaklanmak istediklerini belirterek, ''Hepimiz 2023'ten sanki çok uzakmış gibi bahsediyoruz. Oysa sadece 10 yıl sonrası... Bizim 2030'ları, 2040'ları, 2050'leri düşünmemiz lazım'' dedi.
Türkiye'nin kabuğunu kırıp, küresel ekonomiye entegre olmaya karar vermesinin 30. yılında bulunulduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu, ''30 yıl önce, bugün nerelere gelebildiğimizi kim tahmin edebilirdi?'' diyerek, şöyle devam etti:
''Kim düşünürdü ki; çevre ülkelerin başkentlerinde, elinde Türk bayraklarıyla insanlar sokaklara çıkacak? Kim beklerdi ki; sadece son bir yıl içerisinde Fransızlar, Almanlar, Amerikalılar, Hong Konglular yatırım çekmek için Türkiye'de ofis açacaklar? Kim derdi ki; Türkiye ve Rusya karşılıklı olarak vizeleri kaldırmayı tartışacak? Kimin aklına gelirdi ki; Pakistan'da elektrik kesilince, bir Türk gemisi yanaşıp, Karaçi'ye 5 yıl elektrik verecek? Kim hayal ederdi ki; Türk Hava Yolları'nın tanıtımını, dünyanın en büyük futbol kulüpleri, en başarılı sporcuları yapacak?''
-“Komşu ülkeler güçlü bir Türkiye istiyor”
Hisarcıklıoğlu, 2002 yılında Türkiye'de 36 yabancı gazeteci bulunduğunu bugün bu sayının 265'e ulaştığını belirterek, ''Bu istatistik Türkiye'nin entegrasyon sürecinde kat ettiği mesafenin en güzel göstergesidir. Dün bazı yabancı radyolardaki Türkçe servisleri, iki üç saat yayın yapabilsin diye fon arardık. Bugünse Euronews, El Cezire gibi kuruluşlar, Türkçe kanalları için tam sayfa ilan veriyorlar'' dedi.
Bugün komşu ülkelerin daha güçlü bir Türkiye istediğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, genel olarak Avrupa, özellikle de Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin, yaşlanan nüfus ve azalan çalışan sayısı gibi demografik sorunlarını çözmek için, Türkiye ile daha yakın ortaklık ilişkisine girmelerinin önerildiğini aktardı.
Eski güçlülerin artık o eski gücünün olmadığını, ticaretlerinin artmadığını, yatırımlarının azaldığını, nüfuslarının yaşlandığını, toplumsal dinamizmi kaybettiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, ''Türkiye ise tam aksine onlara umut veriyor. Türkiye'den yatırım çekebilirler. Türkiye ile ticaret yapabilirler. Yeni bir heyecan ve dinamizm kazanabilirler'' diye konuştu.
-Türkiye'nin yeri...
Son iki hafta içerisinde, Türkiye'nin dünyanın gözünde nerede bulunduğuna tanık olduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:
''Kazakistan Başbakanı bizden proje önerisi istiyor. Kırgızistan Cumhurbaşkanı bizden 'Organize Sanayi Bölgesi deneyiminizi bize aktarır mısınız?' diyor. Çin Başbakanı, önde gelen şirketlerimizle görüşmek istiyor. Irak Cumhurbaşkanı Türk şirketlerini ısrarla Irak'a davet ediyor. Afrika Odalar Kongresi'nde 'Özel Türkiye Oturumu' yapıldı. Oturum sonrasında, etrafımızı sardılar 10 metrelik yolu yarım saatte yürüyemedik. Türkiye bölgesinde değer üreten bir güç haline geldi. Türkiye artık Avrasya'nın tam ortasında bir merkez oldu.
Buradan Avrupalı liderlere sesleniyorum. Avrupa içine kapandıkça, günlük kısır tartışmalardan sıyrılamıyor. Avrupa gazetelerini okudukça şaşırıyorum. Günü kurtarma telaşındalar. Vizyon yok, iddia yok, hedef yok... Avrupa içine kapandıkça hastalanıyor. Oysa Avrupa korkuların değil, ideallerin çıkış noktasıdır. O yüzden gelin, Türkiye'nin heyecanına ortak olun. Gelin Avrupa'nın etkinlik sahasını, beraberce Ortadoğu'ya, Kafkaslara, Orta Asya'ya, hatta Afrika'ya beraber taşıyalım. Gelin siz bize, biz size o eski heyecanı yeniden kazandıralım.''
-''Hayalimde öyle bir Türkiye var ki...
TOBB ve DEİK Başkanı Hisarcıklıoğlu, ''Benim hayalimde öyle bir Türkiye var ki; Yarın bölgemizdeki şirketler, Türkiye;ye mal sattığını referans olarak gösterecek... Ülkeler 'Nasıl daha fazla Türk yatırımı çekebiliriz' diye konferanslar düzenleyecek...'' dedi.
Çocuğunun geleceğini düşünenlerin Türkiye'de üniversitelere göndermenin yollarını aramasını, yazarların, kitapları Türkçeye çevrilsin diye, Türkiye'de yayınevlerini dolaşmasını hayal ettiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, ''Biz böyle bir Türkiye için kenetlenmeliyiz. Bu Türkiye'de eski, suni, kimseye faydası olmayan tartışmaları gelin hemen aşalım. Gelin Türkiye'yi, güçlü ekonomisiyle, kaliteli demokrasisiyle, yükselen bir refah alanı olarak tasarlayalım'' dedi.
Bu yüzden DEİK olarak Sağlık Turizmine odaklanan iş konseyi kurduklarını belirten Hisarcıklıoğlu, ayrıca Türkiye'yi bir eğitim merkezi yapacak Eğitim Ekonomisi İş Konseyini de kuracaklarını kaydetti.
Lojistik altyapısının daha hızlı iyileştirilmesi gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, 12 yıl sonra hedeflenen 500 milyar dolarlık ihracat için bu hedefi mümkün kılacak bir lojistik altyapıya sahip olunması gerektiğini ifade etti.
Ticaret yollarının güvenliğinin, en önemli ulusal güvenlik meselesi haline geldiğini, güvenlik parametrelerinin ticaret ve yatırım haritaları göz önüne alınarak şekillendirilmesi gerektiğini anlatan Hisarcıklıoğlu, Dünya Bankası tarafından yayınlanan Lojistik performans endeksine göre, Türkiye'nin 155 ülke içinde 39. sırada bulunduğunu, Çin'e 350 dolara konteynır gönderebilindiğini ancak Anadolu'dan en yakın limana ülke içinde bin doların altında mal indirilemediğini söyledi.
-''Bankalarımızı yanımıza bekliyoruz''
Hisarcıklıoğlu, ''Rekabetçi olmak istiyorsak, sanayileşmeyi Anadolu'ya yaymak istiyorsak, karada, denizde, rayda, havada entegre olmak; hızlı hizmeti ucuza sağlayabilecek altyapıyı kurmak zorundayız. Yeniden canlandırılması planlanan İpek Yolu projesinde ülkemizin konumunu güçlendirmeliyiz'' dedi. Afrika açılımına değinen Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:
''Ancak Afrika'da Türk bankaları hizmet vermiyor. Onun içindir ki, kıta pazarına hakim olan İngiliz ve Fransız bankalarının açtığı krediler kadar Afrika ile ticaret yapabiliriz. Oysa 1930'da Afrika'da Türk bankası şubesi vardı. Şimdi çok fazlasını yapabilecek güce sahibiz. Dün girişimcilerimizin, şirketlerimizin şehirlerine, ilçelerine gittiğimizde, bizden Ziraat Bankası isterlerdi. Bugün şirketlerimiz Ortadoğu'da, Balkanlar'da, Afrika'da, Kafkasya'da, Orta Asya'da ülkemiz bankalarının şubelerini istiyorlar. Bankalarımız reklamlarında bize 'hep sizinleyiz' diyorlar. Şimdi biz dünyanın dört bir yanındayız, bankamızı da yanımıza bekliyoruz.''
-''Yükselen pazarlara girmeliyiz''
Hisarcıklıoğlu ucuz, verimli ve güvenli enerjinin Türkiye için olmazsa olmaz olduğunu hatırlatarak, ''Bakın, bugün daha küresel krizin bitip bitmediğinden emin olmadığımız bir ortamda bile, petrolün fiyatı 90 doları geçebiliyorsa, kriz öncesindeki büyüme temposunun yakalandığı dünyada, enerji fiyatları ürkütücü boyutlara ulaşabilir'' dedi.
Son 10 yılda elektrik ve doğalgaz talebindeki artışta Türkiye'nin, Çin'den sonra ikinci olduğunu anımsatan Hisarcıklıoğlu, ekonomideki hızlı büyümeyle birlikte, gelecek 10 yılda enerji kullanımının 2 katına çıkacağını, bu talebi yeni yatırımlarla karşılamak, bir yandan da rekabet gücünu korumak için enerjiyi daha verimli ve daha az maliyetle kullanmak zorunluluğu bulunduğunu anlattı.
Geçen haftalarda DEİK olarak iddialı bir çalışmaya imza attıklarını, Türkiye, Suriye, Ürdün ve Lübnan'ı içine alan ''Doğu Akdeniz Dörtlüsü: Levant Ekonomik Entegrasyonu'' projesini oluşturduklarını hatırlatan Hisarcıklıoğlu, 14 başlıkta 75 adım belirlediklerini, DEİK'in dış politika ile eşgüdüm içerisinde strateji belirleyen bir konum aldığını kaydetti.
Türkiye'nin, Avrupa'yla, Orta Doğu'yla, Asya'yla ve dünyanın geride kalanıyla entegrasyon sağladığı ölçüde başarılı olacağının altını çizen Hisarcıklıoğlu, ''Yükselen pazarlara girmeliyiz. Ne yazık ki hızlı yükselen ülkelerle, Hindistan'la, Çin'le, Brezilya'yla ilişkilerimiz zayıf. Özellikle Hindistan'a stratejik olarak öncelik vermeliyiz. Önümüzdeki dönemde yükselen piyasa ekonomilerinin orta sınıfının tüketici eğilimleri küresel trendleri belirleyecek. Çin ve Hindistan'ın yükselen orta sınıfının taleplerine cevap verecek şekilde ürün geliştirip bu pazarlara girmeliyiz. Sadece Hindistan'ın 350 milyonluk orta sınıfıyla doyuma ulaşmamış pazarı var. Hindistan tüketim piyasasının 2025 yılında Almanya'yı geçmesi öngörülüyor'' değerlendirmesinde bulundu.
Çin, Rusya, Hindistan ve Brezilya gibi yükselen piyasalarda yaşanan altyapı sorunlarını çözmek için 6,3 trilyon dolarlık yatırım gerektiğine işaret eden Hisarcıklıoğlu, buradan doğacak fırsatları değerlendirmek için yurtdışı müteahhitlere destek olunması gerektiğini vurguladı.
-“Belirleyici unsur yatırım hareketleri olacak”
İhracatın artışı konusunda en büyük destek kaynağı olan Eximbank'ın kuvvetlendirilmesinin önemine işaret eden Hisarcıklıoğlu,''2006-2009 arasında KOSGEB kredileri adet bazında 4 binden 60 bine, tutar bazında 332 milyon liradan 2,6 milyar liraya yükselmiştir. KOSGEB rakamlarındaki büyümeyi, Eximbank'ta da görmek istiyoruz'' dedi.
Hisarcıklıoğlu, ülkelerin gücünün küresel yatırım yapma ve küresel yatırım çekme kabiliyeti ile ölçülür hale geldiğini kaydederek, ''Bu dönemde, geçen dönemin aksine, en önemli belirleyici unsur yükselen piyasa ekonomileri arasındaki yatırım hareketleri olacaktır'' diye konuştu.
Türk şirketlerinin yurt dışındaki yatırımlarının artık stratejik bir konu olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, DEİK'in aslında herkesin ortak akıl, ortak değer, ortak payda, ortak irade potası olduğunu, bu müştereklere sahip çıkmaya devam edilmesi gerektiğini dile getirdi.
Hisarcıklıoğlu, ''Kurucularımız, DEİK'in kuruluş misyonuna daha fazla sahip çıkmalıdır. Etkin koordinasyon, gücümüzü artıracak en önemli unsurdur. Bir başına değil, bir arada olmalıyız'' diye konuştu.
İş Konseyi başkanlarına da hitap eden Hisarcıklıoğlu, ''Bölgelerimizdeki ekonomik gelişmeleri yakından izleyerek, firmalarımızın fırsatlardan istifade etmelerini sağlamalısınız. Sizlerden 2011;de her iş konseyinde stratejik birer hedef belirlemenizi ve bu hedef etrafında değer üretmenizi bekliyorum'' dedi.
-DEİK'in hedefleri
DEİK İcra Kurulu Başkanı Rona Yırcalı da, 2010 yılında gerçekleştirilen projeler hakkında bilgi verdiği konuşmasında, DEİK'in 86 iş konseyine sahip olduğunu ve en büyük 100 Türk şirketinden yüzde 63'ünün, en büyük 100 ihracatçı şirketten 71'inin, en büyük 33 uluslararası müteahhitlik şirketinin 28'inin, en büyük 15 yurt dışı yatırımcının 14'ünün DEİK üyesi olduğunu kaydetti.
2010'da 733 etkinlik yaptıklarını söyleyen Yırcalı, 85 farklı ülkeden 2 bin 500'e yakın Türk girişimci ve profesyonelin Dünya-Türk İş Konseyi'ne üye haline geldiğini aktardı.
Önümüzdeki dönem hedeflerine de değinen Yırcalı, iş konseyi sayısını 100'e, 55 odada mevcut temsilciliği 100 odaya çıkarmayı, bugüne kadar 6 şehirde gerçekleştirilen KOBİ İhracat Okulunu 8 şehirde daha uygulamayı planladıklarını kaydetti.
Yırcalı, ayrıca DEİK İhale ve Satın Alma Platformunun kurulduğunu ve bu platform üzerinden her gün 35 ülkeden, 20 sektörden 200 ihale duyurusunun DEİK üyeleriyle paylaşıldığını ve Rusça web sitesinin yayına başladığını anlattı.
Rona Yırcalı, ''Biz kamu, sivil toplum ve özel sektör işbirliğiyle bölgesel ve küresel düzlemde ekonomik ve siyasi gelişmelere yön verebilecek; makroekonomik istikrarı yakalamış; küresel rekabet gücüne, lider girişimcilere ve markalara sahip; yüksek teknoloji üretebilen ve yenilikçi; dünya ticaretinde önemli pay sahibi; dünyanın önemli yatırım, finans ve Ar-Ge merkezlerinden biri olan ve her alanda çağdaş standartları uygulayan AB üyesi bir Türkiye'yi hedefleyerek bu çalışmalarımızı yapıyoruz'' diye konuştu.
-Bakan Ali Babacan’dan DEİK’e teşekkür
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise konuşmasında, IMF yönetim kurulunda 5 tane tahsisli koltuk varken son G20 toplantısında alınan kararla artık herkesin seçimle bu koltuklara oturmaya başladığını belirterek, ''Bunu BM Güvenlik Konseyinde de görmek istiyoruz. Bu konuda bundan sonraki dönemde artan çabalarımız olacak'' dedi.
Babacan, DEİK'in, işadamlarının yurt dışı faaliyetlerine ve dış politika uygulamalarına yoğun destek verdiğini belirterek, bu vesileyle DEİK yönetimine, üyelerine ve tüm katkı verenlere, Türk özel sektörünün gelişimine sağladıkları katkı ve dış politikaya verdikleri destekten ötürü teşekkürlerini iletti.
Türkiye'nin Avrupa, Asya, Afrika, Karadeniz, Orta Doğu, Kafkaslar ve genel olarak bütün dünyadaki ilişkilerini geliştirme konusunda attığı adımlara ilişkin bilgi veren Babacan, ''Dünyanın neresinde ne olursa olsun, artık 'Orası çok uzak, biz o işlere girmeyiz, anlamayız, bizim işimiz değil' demiyoruz. Hep belli temel ilkelerle hareket ediyoruz. Siyasi alanda hep daha fazla diyalog, güven oluşturma, işbirliği diyoruz. Ekonomik alanda daha adil ve kapsayıcı bir finans sektöründen yanayız. Malların, insanların, hizmetlerin, sermayenin engelsiz bir şekilde hareket edebildiği bir dünyadan yanayız. Kültürel alanda kucaklayan, farklılıkları zenginlik bilen bir anlayışa sahibiz'' diye konuştuk.
Türkiye'nin bölgesel politikalarda da belli ilkelerle hareket ettiğini ifade eden Babacan, bu ilkeleri tüm ülkelerin, halkların ve bireylerin güvenlik içinde yaşamaları çerçevesinde herkes için güvenlik, sorun ve ihtilafların siyasi diyalogla, diplomasıyla çözülmesi, ülkeler arasında karşılıklı ekonomik bağımlılıklar oluşturmak ve kültürlere, farklılıklara saygı olarak sıraladı.
Bu temel ilkeleri tavizsiz şekilde uyguladıklarını ve güzel sonuçlar aldıklarını belirten Babacan, Yunanistan, Suriye, Irak'la bu kapsamda yüksek düzeyli stratejik işbirliği konseyleri kurulduğunu, Türkiye, Suriye, Lübnan Ürdün arasında dörtlü işbirliği konseyi oluşturulduğunu anlattı.
Babacan, küresel ekonominin enteresan bir dönemden geçtiğini hatırlatarak, dana önce görülmemiş problemlerle karşı karşıya olunduğunu söyledi.
Krizin 2010 yılıyla birlikle yeni bir safhaya geçtiğini, bu dönemde artık ülkelerin kredibilitelerinin sorgulandığını anlatan Babacan, bu ülkelerin çok çok yüksek risk primleri ödediğini anımsattı.
-''Bütçede ölçüsüz adım yok''
Babacan, pazar günü bütçe görüşmelerinin Mecliste tamamlandığını anımsatarak, bugün Avrupa'ya, ABD'ye bakıldığında bütçe görüşmelerinin büyük kavga ve gürültülerle yapıldığının görüldüğünü anlattı.
Bu ülkelerde bütçe görüşmelerinde memur maaşlarının neden indirilmek zorunda kalındığının, emekli maaşlarının neden dondurulmak zorunda olunduğunun anlatıldığını söyleyen Babacan, ''Dolayısıyla bu ülkelerde bütçe görüşmeleri hararetli geçiyor'' dedi.
Babacan, ''Çok şükür 2011 bütçemiz hem mali disiplini koruyan ama öte yandan da gelir ve gider dengesini dikkatli bir şekilde kuruldu bir bütçe. Ölçüsüz bir adım asla yok'' şeklinde konuştu.
Güven olduktan sonra herşeyin kolay olacağına işaret eden Babacan, bugün bazı ekonomilere baktığını ve hayret ettiğini anlattı. Babacan, o ülkelerin vatandaşlarının para harcamasının ancak geleceğe güvenle bakmakla olabileceğinin altını çizdi.
Babacan, serbest kur rejimi, yapısal reformlar, mali disiplin konularının temel taşlar olduğunu vurgulayarak, ''Bunların hangisini alttan çekerseniz, bu makroekonomik dengeyi, istikrarı korumak mümkün olmaz. Temel politikalardan asla taviz vermeyeceğiz'' dedi.
Babacan, Türkiye'nin, sermayenin rahat hareket edebildiği bir ülke olmaya devam edeceğini, bunun yanında sermayenin daha kalıcı ve uzun vadeli olması için de çalışacaklarını, ancak Türkiye'yi dışa kapatıcı bir tutuma da asla girmeyeceklerini kaydetti. Bakan Babacan Ar-Ge ve yenilikçiliğin de önemine işaret etti.
Babacan, önümüzdeki dönemin önemli gündem maddelerini ekonomide kayıtdışılığın azaltılması, enerji ve ulaştırmada arzu edilen altyapıya ulaşılması, çevreyle ilgili konular, kentsel altyapının iyileştirilmesi, bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaştırılması, sanayi ve üretimde yüksek katma değerli üretim yapısına geçilmesi olarak sıraladı.
-DEİK’in yeni Yönetim Kurulu belirlendi
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Genel Kurulu’nda yeni yönetim kurulu belirlendi.
Yeni yönetim kuruluna Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) kontenjanından Murat Ülker, Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) kontenjanından Tayfun Bayazıt, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) kontenjanından Ömer Cihad Vardan ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) kontenjanından Ahmet Akbalık girdi.
Yönetim kurulundaki diğer isimler M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Rona Yırcalı, Başaran Ulusoy, Erdan Eren, Korhan Kurdoğlu, Mehmet Habbab, Selim Egeli, Tuğrul Erkin, Zeynel Abidin Erdem, Zeynep Bodur Okyay, Ayhan Zeytinoğlu, Bendevi Palandöken, Cem Kozlu, Halim Mete, Hasan Ali Kilci, Hüseyin Özdilek, İbrahim Çağlar, Mustafa Boydak, Şaban Baş, Şerafettin Aşut, Ferit Şahenk ve Ufuk Yılmaz oldu.