

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği • www.
tobb.org.tr253
BIO Convention’ı dünyanın biyoteknoloji
gündemini takip edebilmek ve yatırım çekmek
üzere politika diyalogu için hızlandırıcı bir
araç olarak gördüklerini” söylüyorlar. BIO
2016’yı. bu yaklaşımı temel alarak geçen
yılki kongreden bu yana Türkiye’de atılan
somut adımları duyurmak için fırsat olarak
gördüklerini biyoteknoloji ekosistemi için
son 1 yılda Türkiye’de somut adımlar
atıldığını kaydederek, son yıllarda politika
dokümanlarına sıkça giren biyoteknoloji için
“artık inovasyon konuşmaktan inovasyon
yapmaya geçişi” hızlandırıcı adımlar atıldığını.
3 ana başlıkla adımları anlatmaya çalıştıklarını
kaydediyorlar.
KOORDİNASYON İÇİN SEYK
Bunlardan ilki Sağlık Endüstrileri Yönlendirme
Komitesi (SEYK). 2015 sonunda kurulan
SEYK’in kuruluş amacı sağlık endüstrilerinde
politika yapıcı ve uygulayıcısı farklı
kurumların etkin politika koordinasyonunu
sağlamak. Müsteşar ve kurum başkanları
düzeyinde toplanıyor. Aralık 2015 yılında
kuruluşundan sonra 2016 yılı boyunca 17
toplantı gerçekleştirmiş. Gündeminde yatırım
projeleri var; öncelikli olarak plazma ürünleri
ve aşıda daha sonra ise insülinle başlayarak
biyoteknolojik ürünlerde yatırımları teşvik
edici ve projeleri seçici bir rol üstlenmeyi
hedefliyor.
Türkiye’de
biyoteknoloji
ekosisteminin ana problemlerinden olan
politika
koordinasyonsuzluğuna
çözüm
getirme potansiyeli olan bu platformu
duyurmak ve aktivitelerinde bahsederek
yabancı yatırımcılarla bu platform üzerinde
politika diyalogunu etkinleştirmek amaçlanmış.
Bunu gerçekleştirmek için SEYK’ten temsilciler
BIO 2016 Türkiye Heyetinde temsil edildi,
tüm paydaşlarla ayrı toplantılar ve çok
uluslu şirketlerle bire bir görüşmeler yapıldı.
Çabaların sonuç vermesi için SEYK’nin özel
sektörle politika diyalogunu etkinleştirmesi,
BIO 2016’da uluslararası ortamda başlatılan
sürecin kararlılıkla devam ettirilmesi gerekiyor.
SEYK’nin aktivite planının düzenli olarak
herkeslepaylaşılması, önceliklerini belirlemeve
yatırım projelerini değerlendirme yöntemlerinin
şeffaflıkla yatırımcılara sunulması ve komite
temsilcilerinin tutkuyla bu yeni markayı
anlatması gerekiyor.
GİRİŞİMCİLİĞİN ÖNEMİ
TEPAV BIO 2016’da verilmek istenen 2. ana
mesajı, biyoteknoloji girişimciliğinin sunduğu
fırsat ve Türkiye’nin bu konudaki potansiyeli
olarak belirlenmiş. Yeni teknolojilerle birlikte
startuplarınAr-Ge ve üretim ekosistemlerindeki
rolü giderek güçleniyor. Bu kadar multidisipliner
ve Ar-Ge yoğun teknolojilerle birlikte artık
inovasyonu büyük şirketler değil teknoloji
startupları yapıyor, büyük şirketler de onları
ya da geliştirdikleri teknolojiyi satın alarak
inovasyon sürecine katkı sağlıyor. Son yıllarda
daha da belirginleşen bu yeni küresel ortam,
Türkiye’nin de pay alabileceği bir imkan
sunuyor. Bu nedenle BIO 2016 öncesinde BIO
Startup Programını başlatılmış ve düzenlenen
Biyoteknoloji Startup Weekend ile San
Francisco’ya götürmek üzere iki bio-girişimci
seçilmişti. BIO 2016 süresince genç bio-
girişimcileri tanıtma ve Türkiye’nin biyoteknoloji
girişimciliğinde
potansiyel
sunabileceği
anlatılmaya çalışıldı. Bununla birlikte son
dönemde Türkiye’de girişimcilik ekosistemini
geliştirmek üzere atılan fonların fonu, patent
box rejimi gibi uygulama adımları da yapılan
toplantılarda duyurmaya çalışıldı.
PATENT GELİŞMELERİ
BIO 2016’da ana mesajlardan sonuncusu
Türkiye
ekosisteminin
iyileştirilmesine
yönelik atılan yatay adımlar olarak
belirlenmiş. Bunlardan ilki TBMM’de olan
yeni Sınai Mülkiyet Kanunu. Türkiye’nin
artık uluslararası standartlara sahip bir yasal
düzenlemeye yaklaşmasının BIO 2016 da
yapılan toplantılarda büyük ilgi uyandırdığı
söyleniyor. Yeni kanunun bir an devreye
girmesinin son derece önemli göründüğü, yanı
sıra yeni teknolojiler söz konusu olduğunda
özel sektörün sahipliğini gösteren BIO 2016
organizasyonunu ve TOBB Biyoteknoloji
Sektör Meclisi (TOBB BIO) adımlarını içeren
TOBB’un İnovasyon kare programını da özel
sektör tarafında gerçekleşen yatay gelişmeler
olarak duyurmaya çalıştıklarını söylüyorlar.
Sonuçolarak;adımlarıetkinşekildeduyurmanın
yolunun bu tür uluslararası etkinliklere aktif
katılımdan geçtiğini, gelişmekte olan ülkeler
arasındaki büyük yatırım çekme yarışında
Türkiye’de oturarak kendi kendimize bu yarışta
rekabet gücü elde edebilmemizin mümkün
olmadığının altını çiziyorlar.
BASINDA TOBB - HAZİRAN 2016