

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği • www.
tobb.org.tr73. GENEL KURUL
252
13.06.2016
Erdal SAĞLAM
BİYOTEKNOLOJİ,
Türkiye’nin
küresel
teknolojide yaşanan dönüşümü yakalaması,
ekonomisini rekabetçi kılabilmesi için ağırlık
vermesi gereken alanlardan biri. Her şeyden
önce söylemek gerekir ki; bu alandaki çabalar
için. genel vizyon eksikliğinin etkisiyle çok geç
kalındı, çaba göstermeye yeni başladık.
Geçen hafta San Francisco’da gerçekleşen,
alanında dünyanın en büyük organizasyonu
olan BIO Convertion’da bir yandan küresel
gelişmelere, öte yandanTürkiye’nin bu alandaki
çabalarının dünyaya anlatılmasına tanık olduk.
Özetle söyleyebilirim ki; biyoteknolojide geç
de olsa. gereken yola girilmiş durumda ama
eksikler o kadar çok, gidilecek yol o kadar fazla
ki...
Mevcut kamu yönetimi anlayışı ile yol almanın
zorluğu, mevcutların iyi niyetine rağmen
çok daha yeterli, esnek ve “genç bakışına
sahip” kamu teknisyenine olan ihtiyaç açıkça
gözleniyordu. Yanı sıra mevcut sermayenin
her şeyi devletten bekleyen, köhnemiş anlayışı
ile bu yolun yeterince hızla yürünemeyeceği
de yine açıkça gözlendi. Özetle; biyoteknoloji
dahil, yeni teknolojik süreçlere yani ülke
ekonomisinin geleceğine ilişkin öncelikli bir
vizyon belirlemeye, girilen yolda stratejik
tercihlerin yapılmasına, rasyonel ve dengeli
teknoloji transferi politikası oluşturmaya, bunun
için özel sektör ve kamunun, hatta tüm siyasi
partilerin biraya gelip uzun vadeli yol haritası
çizilmesine kesin ihtiyaç var.
BİO Convention’a katılımı organize eden TEP
AV, aynı zamanda bu alandaki çabaların doğru
yola sokulması için büyük çaba gösteriyor.
TEPAV Direktörü Güven Sak ve Biyoteknoloji
Direktörü Selin Arslanhan Memiş ile dönüşte
ABD deki temaslarını konuşma imkanı buldum.
“Teknoloji transferi ve difüzyonu söz konusu
olduğunda yabancı yatırımların şart olduğunu,
BİYOTEKNOLOJİDE YOLA GİRİLDİ
AMA YAPILACAK ÇOK İŞ VAR