05.03.2012 / İstanbul
Burada konuşan ICC Türkiye Başkanı ve TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin, G20'de Doğu Avrupa'nın, Ortadoğu'nun, Kafkaslar'ın ve Orta Asya'nın menfaatlerini savunan kilit pozisyonda bulunduğunu belirterek, bugünkü toplantıya 10'un üzerinde ülkeden 40'a yakın iş dünyası temsilcisinin katıldığını kaydetti.
Hisarcıklıoğlu, 2008 yılında tüm dünyayı vuran ekonomik krizin yaralarını sarmaya çalışırken Euro Bölgesinde patlak veren borç krizinin diğer ekonomileri de etkileyecek boyuta ulaştığını anımsatarak, şunları söyledi:''Bu noktada, G20 gibi küresel ekonomik sorunların çözümünde öncü rolü üstlenecek platformlara ihtiyaç duymaktayız. G20'nin artan önemi sadece krizle de bağlantılı değildir. Son 20-30 yıldır yaşadığımız küreselleşme süreci, ülkeleri birbirine bağımlı hale getirdi. Artık küresel sorunlara ülkelerin bireysel olarak çözüm bulabileceği bir dönemde değiliz. Bu amaçla inisiyatif üstelenen ICC'nin çalışmaları son derece önemli. World Economic Forum ile birlikte, B20 süreçlerine içerik desteği sağlar hale geldiler. Ben, B20 İstihdam Görev Gücünün bir üyesi olarak, istihdamın artırılmasına ilişkin burada dile getirilen tüm önerileri B20 gündemine taşıyacağım. Diğer konulardaki görüşlerinizi de ICC üzerinden B20 platformuna taşıyacağız.''
Hisarcıklıoğlu, küresel krizin geldiği noktada liderlerden artık bir çözüm bulmalarını beklediklerini belirterek, toplantıda görüştükleri konuları anlattı:''En kötü çözüm, çözümsüzlükten iyidir. Özellikle Avrupalı liderler, sorunu kalıcı olarak çözmeli, geçiştirme ve zaman kazanma stratejisinden vazgeçmelidir. Günümüzün en önemli sorunu büyüme ve istihdam artışıdır. Bunu da özel sektör sağlayacaktır. Özel sektörün yatırım ve istihdam sağlaması için güven, olmazsa olmaz bir önkoşuldur. Ancak, geldiğimiz ortam özel sektöre güven vermemektedir. Biz Türkiye olarak bunu başardık. Güvenin tesis edilmesiyle toparlanma döneminde istihdamımız 3,5 milyon arttı. Liderlere sesleniyoruz; güveni yeniden tesis edecek basireti göstermek seçmenlerinize yapacağınız en büyük hizmettir. Hızla artan dünya nüfusu, gıdaya olan talebi de hızla artırmaktadır. Fakat, dünya genelindeki gıda üretimi bu ihtiyacı yeterince karşılayamıyor.
Gelişen Asya ülkelerinde 1990'dan 2008'e sadece 18 yılda orta sınıf 3 katına çıktı. Marketten mutfak alışverişi yapmaya başlayan 2 milyar yeni tüketiciden bahsediyoruz. Tarımsal üretimde verimliliği artırmamız gerekiyor. Tüm iş dünyasına buradan çağrı yapıyorum. Tarım ve hayvancılık artık para kazandıracak işlerin başında gelmektedir. Bu sektörle ilgilenin, fırsatları değerlendirin. Bir yandan tarımsal üretimi artırırken, diğer yandan da kronik açlık tehdidi ile mücadele etmemiz gerekiyor.''
-''G20 zirvesinin önemli gündem maddelerinden biri yeşil büyümedir''
G20 liderlerinin açlıkla savaşan ülkelerin yaşadığı felaketin kendi politikalarının bir sonucu olduğunu unutmaması gerektiğini belirten Hisarcıklıoğlu, şunları kaydetti:''Meksika'da yapılacak G20 zirvesinin önemli gündem maddelerinden biri de yeşil büyümedir. Yeşil büyüme gündemini iklim değişikliği gündeminden ayırmak gerektiğini düşünüyoruz. G20'de amacımız büyüme ve istihdam olmalı. Bunun için de çevre dostu yatırımlar biçilmiş kaftan. Kamu kaynaklarının buralara aktarılmasıyla kısa vadede büyüme ve istihdam sağlanacak, uzun vadede de çocuklarımıza yeşil bir dünya bırakacağız. 'Yatırım gelsin, işsizlik azalsın' diyoruz. Fakat burada da karşımıza yolsuzluk problemi çıkıyor. Biz Türk girişimcileri olarak, yolsuzlukla mücadelede küresel standartlar istiyoruz. Hükümetlerin BM ve OECD'nin Yolsuzlukla Mücadele Sözleşmelerine taraf olmaları teşvik edilmelidir. Bunu sağlayabilirsek yatırımların artmasını sağlayabiliriz.''
-ICC Genel Sekreteri Jean-Guy Carrier
Carrier ise, haziran ayında Meksika'da gerçekleştirilecek G20 Liderler Zirvesi için politika tekliflerini bugünkü toplantıya katılanlar gibi ortaklardan alacaklarını belirterek, ''Amacımız, hükümetlerin karşı karşıya olduğu sorunlara çözüm bulmaktır. Mevcut ekonomik krizle mücadele edilmesini, uzun vadeli istihdam yaratmayı dünyanın her yerinde ihtiyaç olarak görüyoruz'' diye konuştu.
Carrier, hükümetlerin düşünce süreçlerine fikir sağlamak ve beraber çözüm bulmanın önemli olduğunu ifade ederek, iş dünyasının liderleriyle görüşmelerini sürdürdüklerini ve böylelikle iş dünyasının temsilcilerinden görüş aldıklarını kaydetti.
Bu toplantıda açık, dürüst ve pratik bir tartışma başardıklarını anlatan Carrier, ''Bu görüşmemize komşu ülkeler de katıldı. Bu görüşleri topluyoruz ve G20 politika sürecine tavsiye olarak sunacağız. Yapıcı ve pozitif şekilde istediğimiz kararlara etki edebiliriz. Bu istişare toplantısı için Türkiye ve İstanbul'a gelmenin sıra dışı bir önemi de var. Türkiye, gelişmekte olan bir ülke olarak geleceğin liderlerinden birisidir. Buradaki iş camiasının fikirlerini almak çok önemlidir'' diye konuştu.
G20'nin Türkiye Sherpası (hükümet adına müzakereyi yürüten görevli) ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mehmet Gücük de yaptıkları toplantının, gelecek haziran ayında düzenlenecek G20 zirvesi öncesinde gündemde yer alan konularla ilgili özel sektörün görüşlerinin ortaya konulması için önemli bir toplantı olduğunu belirterek, küresel ekonominin yeni bir sınama ile karşı karşıya olduğunu ve yeni çözüm önerilerinin ortaya konulması gerektiğini kaydetti.
Gücük, G20'nin krize karşı eşgüdümünün sağlanmasında en önemli platformlardan biri olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin G20'de etkinliğinin artırılması gerektiğini ve küresel sorunlarla mücadele anlamında gelişme sağlanmasını istediğini söyledi.
Kalkınma, ticaret, enerji, iklim değişikliği, yolsuzluk ile mücadele gibi konuların G20'nin gündeminde olmasından mutluluk duyduğunu aktaran Gücük, bu konularda önemli sonuçlar elde edildiğine ve bu sonuçların G20'nin nihai bildirisine yansıması için çaba göstereceklerine dikkati çekti.
Bir gazetecinin ''G20 içerisindeki ülkeler de korumacı yapıya gittiler. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna Carrier, global krizin bazı ülkeleri korumacı politika uygulamaya ittiğini belirterek, bununla ilgili çok profesyonel çalışmaların bulunduğunu kaydetti.
Carrier, siyasi ve askeri ihtilaflardan kaçınmak istediklerini ifade ederek, ''Ülkeler birbiriyle ticaret yaptığı zaman barışı desteklemiş oluyor. Suriye'den de İran'dan da temsilcilerimiz var. Burada olmaları, bu fikre inandıklarını gösteriyor. Ülkeler arası iyi ticari yatırımlarla gelişme sağlanacaktır'' dedi.