17.11.2011 / İstanbul
Toplantıda konuşan Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Stefan Füle, 'Arap Baharı' kelimesinin fazla kapsayıcı bir terim olacağını ifade ederek, terimin bölgedeki birbirinden farklı durumlara yanıt veremeyeceğini söyledi. Yine de bölgedeki hareketlerde bazı ortak noktaların bulunduğunu ifade eden Füle, bunlar arasında temel hak ve özgürlüklere saygı talebi, insan hakları ve iyi yaşam koşulları bulunduğunu söyledi.
Füle, bu geçiş dönemlerine ve reformları gerçekleştirmekte istekli liderlere yardımcı olmanın AB'nin çıkarına olduğunu söyledi.
AB'nin bu dönemde biri Demokrasi ve Paylaşılan Kalkınma Ortaklığı, diğeri de Avrupa Komşuluk Politikası'nın yeniden değerlendirmesi olmak üzere iki önemli bildiri yayımladığını söyleyen Füle, AB'nin ve bölgedeki pek çok halkın talep ettiği evrensel haklara daha fazla odaklanma kararı aldıklarını söyledi.
'Sosyal diyalogun kolayca vitrin süsüne' dönüşebileceğini ifade eden Füle, bu durumun gerçek reformlar ve demokrasi süreci üzerinde ciddi etkileri olacağını söyledi.
Diyalogun işlevsel olması için, sivil toplum örgütlerinin kendilerini ifade edebilmesi gerektiğini belirten Füle, bu alanda Ekonomik ve Sosyal Konseyler ve Benzeri Kuruluşlar'ın faaliyetlerinden memnuniyetini dile getirdi.
Avrupa Birliği'nin bölgedeki hareketlerde ortaklarına, 'para, pazar ve hareket imkanından' oluşan üçlü bir yaklaşım benimsediğini kaydeden Füle, Avrupa Birliği'nin 2011 - 2013 arasında bu yaklaşımı desteklemek için 1.2 milyar Euro hibe sağlayacağını ifade etti.
Füle, Ortaklık, Reform ve Kapsayıcı Büyüme (SPRING - BAHAR) paketi için de ayrıca 350 milyon Euro ayırdıklarını açıkladı.
Komisyon üyesi aynı zamanda Tunus, Mısır, Fas ve Ürdün ile kapsamlı serbest ticaret bölgeleri oluşturma tekliflerinde bulunduklarını belirterek, bu sürecin, bölgelerdeki yasa ve düzenlemelerin AB'ye yakınlaştırılmasıyla bağlantılı olacağını söyledi.
Füle, reformların gerçekleşmemesi halinde bölgedeki halkların değişim taleplerinde bulunmaya devam edeceğini ve bu insanların tanklarla durdurulamayacağını belirtti. Bunun 'hızla öğrenilmesi gereken' bir tarihi ders olduğunu kaydeden Füle, ülkelerin halklarının talep ve haklarını dikkate alması gerektiğini söyleyerek, onlara yardımcı olmaya hazır olduklarını söyledi.
-‘AB’nin işi devrim başlatmak değildir’
Füle, bölgeden sivil toplum temsilcilerinin AB'nin çok hızlı davrandığı ve durup değerlendirme yapmak için beklemediği, bölgeden göçmenlerin Avrupa'da kötü muamele gördüğü ve ekonomik sıkıntılarla ilgili yönelttiği talep ve eleştirilere de yanıt verdi.
Füle, Komşuluk Politikası'nı gözden geçirmek üzere AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton ile bir araya geldiklerini, ancak Güney Akdeniz'deki gelişmeleri anlayabilmek ve buna karşılık verebilmek için bu değerlendirmeyi erteleyerek bölgeden sivil toplum temsilcilerini davet ettiklerini söyledi.
Füle eski politikalarında, ortaklarına reformları gerçekleştirmek için yardım teklif ederken onlara bu reformların sonucunun ne olacağını söylemediklerini, ancak artık bunu değiştirdiklerini söyledi.
Füle, şunları kaydetti: ‘Avrupa Birliği’nin rolü diğer ülkelerde devrim başlatmak değildir. Böyle olmamalıdır da. Ancak başlayan devrimlerin çalınmadığından emin olmak, bizim görevimizdir. Değişim süreçlerinin sonunda insanların isteklerinin yerine getirilmiş olmasını sağlamalıyız.’ Füle, ‘Size, toplumlarınızı inşa etmenizde yardım edeceğiz’ dedi.