TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Halim Mete: “Küresel yatırımcılar, Türkiye’ye gelmeye devam ediyor”


23.03.2017 / İstanbul



TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, Türk Arap Ekonomi Forumu’nda yaptığı konuşmada, İslam ülkelerinin yurt dışına yaptıkları yatırımlar içinde Türkiye’nin payının çok düşük seviyede olduğunu belirterek, Arapları Türkiye’de daha fazla yatırım yapmaya davet etti.​

Türk Arap Ekonomi Forumu'nun (TAF 2017) 12'ncisi Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ile TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcıları Halim Mete ve Ali Kopuz'un katıldığı açılış oturumuyla başladı.

 

Forumda konuşan Halim Mete, Türkler ve Arapların, komşuluğun ve kardeşliğin getirdiği çok güçlü bağlara sahip olduğunu belirterek, “Ortak değerlerimiz, kültür ve inancımız bulunuyor. Tüm bu nedenlerle birbirimizi kardeş olarak görüyoruz. Bu coğrafyanın köklü milletleri olarak, ortak hareket etmeliyiz. “Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap var” öğüdüne mutlaka uymalıyız. Ancak bu şekilde, ülkelerimize ve bölgemize, huzur, istikrar ve zenginlik getirebiliriz” dedi.

 

Mete, bunu başarmak için yapılması gerekenler olduğunu, el birliğiyle Türk ve Arap özel sektörlerini güçlendirmek gerektiğini, ülkelerin esas gücünün, özel sektörden geldiğini söyledi.

 

Türkiye ekonomisinin gücü ve dinamizminin de özel sektöre dayalı olduğuna dikkat çeken Halim Mete, “Türkiye ekonomisi özellikle 2003’den sonra dünya ile daha fazla entegre hale geldi. Küresel piyasalara açıldı ve rekabette başarılı oldu. Bugün pek çok sektörümüz, şirketimiz, dünyada başarı hikâyeleri yazmakta. Yani Türkiye dışa açılarak, dünya ekonomisinin ayrılmaz bir parçası haline gelerek zenginleşti.

 

Kişi başına gelir bu yüzyılın başlarında 3 bin dolar seviyesine ulaşmamışken, bugünlerde 10 bin dolara geldik. Ekonomimiz, 2009 küresel krizi sonrası, 7 senedir kesintisiz büyüyor. Çin ve Hindistan’dan sonra, büyüme de en iyi performansı gösteren bir ülkeyiz.

 

Küresel ticaretteki durgunluğa ve çevre coğrafyalarda o kadar sıkıntıya rağmen, küresel rekabet gücümüzü koruyoruz. Dünya ihracatı içinde Türkiye’nin payını, 5 sene önce 2011’de binde 7,5 iken, 2016’da binde 9’a çıkardık. İçerde ve dışarda yaşanan pek çok sıkıntıya rağmen, 2016’da bile ihracatımızı miktar bazında yüzde 4 artırmayı başardık” şeklinde konuştu.

 

-Türkiye’ye küresel yatırım gelmeye devam ediyor

 

Halim Mete, küresel yatırımcıların, Türkiye’ye gelmeye devam ettiğini, 15 Temmuz’da yapılmak istenen hain darbe girişiminden sonra geldiğini, Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar gözünde istikrarı ve güveni muhafaza ettiğini söyledi.

 

Küresel krizden sonra, Türkiye’nin 7 milyon kişiye yeni istihdam sağladığına vurgu yapan Mete, “Avrupa’nın tamamını toplasanız bu rakama ulaşamıyor. ABD, o büyüklüğüne rağmen, o da bizim gerimizde kalmış, istihdam artışı ancak 6 milyon kişi. Sadece bunlar bile Türkiye’nin ne kadar büyük potansiyeli olduğunu gösteriyor. Dünyada ve çevre coğrafyamızdaki çalkantıların yaşandığı bir ortamda, bu başarıyı sağlayabilecek başka bir özel sektör yok. Bir taraftan 3,5 milyon mülteciyi ağırlıyoruz. Terör örgütleri ile mücadele ediyoruz. Bunun yanında bir de 15 Temmuz’da hain FETÖ darbe girişimi oldu. Bütün bunlara rağmen Türkiye ekonomisi büyümeye, güçlenmeye devam ediyor. Herkes şunu çok iyi biliyor ki bu şartlar altında Türkiye’den başka bunu başarabilecek bir ülke yok.

 

Dünyanın en zor stres testinden başarıyla çıkan bir Türkiye var karşınızda. O yüzden ben hep şunu söylüyorum. Türkiye’ye yatırım yapan asla kaybetmez” dedi.

 

-Araplara Türkiye’de daha fazla yatırım daveti

 

Mete, Türkiye’deki uluslararası doğrudan yatırım miktarın yüzde 74 ile Avrupa ülkelerine, yüzde 12’sine ise İslam coğrafyasına ait olduğunu belirtti.

 

İslam ülkelerinin yurt dışına yaptıkları yatırımlar içinde Türkiye’nin payının çok düşük seviyede olduğuna dikkat çeken Mete, Avrupalı yatırımcının kazanç fırsatını gördüğünü ve Türkiye’ye yatırıma geldiğini ifade ederek, Arapları Türkiye’de daha fazla yatırım yapmaya davet etti.

 

Mete, Türkiye’nin 80 milyon nüfusuyla bölgenin en büyük ekonomisi olduğunu, coğrafya olarak dünyanın en büyük enerji kaynaklarına sahip ve küresel enerji ve ticaret koridorlarının tam merkezinde olduğunu söyledi.

 

Türkiye’nin toplam dış ticaretinin sadece yüzde 8’ini Arap Ligi ile yaptığını anlatan Halim Mete, Arap Ligi’nin ise toplam ticaretinin sadece yüzde 1’ini Türkiye ile yaptığını ifade etti.

 

Zenginliği artırmanın tek yolunun İslam ülkeleri arasındaki ticareti canlandırmak olduğuna vurgu yapan Mete, “Bunu sağlayabilirsek, neyi başarabileceğimizin en somut örneği yanı başımızda. Asırlarca birbirine düşman olan batı dünyası, birbirleriyle yaptıkları ticareti arttırdılar ve böylece birlikte zenginleştiler. AB ülkeleri, dış ticaretinin yüzde 70’ini birbirleriyle yapıyor. Peki, bu arzuladığımız ekonomik işbirliğini nasıl güçlendireceğiz?

 

Ülkelerimiz arasındaki ekonomik işbirliğini istenilen seviyelere çıkarmak için ilk şart, gerekli hukuki zemini oluşturmaktır. Sınırlarımız ülkelerimiz arasındaki insan, sermaye, mal ve hizmet hareketliliğinin önünde bir engel olmamalı. Biz bir taraftan kardeşiz diyoruz, diğer yandan kardeşlik hukukunun gereğini yapmıyoruz. Bakın biz hala insanımızın önüne vize engelleri koyuyoruz. Bizim kültürümüzde kardeşler birbirinin evine vize alıp değil, selam verip girer. Şunu unutmayın, iş insanları en rahat ulaşabildikleri ülke ile ticaret yapar. Bu sorunu artık hızla çözmek zorundayız. En az insanların serbest dolaşımı kadar önemli bir konu da malların serbest dolaşımıdır. Bu kapsamda öncelikle Türkiye-Körfez İşbirliği Konseyi Serbest Ticaret Anlaşması müzakereleri tamamlanmalı. Serbestleşme, aramızdaki ticaret hacminin arzuladığımız seviyelere çıkmasına katkı sağlayacak, işbirliğimizi güçlendirecektir” dedi.

 

-“Kardeşlerimizle deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız”

 

Mete, sanayi, turizm ve tarım alanında Arap ülkelerinin sermaye birikimleri ile Türk özel sektörünün üretim tecrübesini bir araya getirebileceklerini, girişimciliğin geliştirilmesi ve KOBİ’lerin güçlendirilmesi için Araplarla yakından çalışmak istediklerini söyledi.

 

Kardeşlerimizle deneyimlerimizi paylaşmaya hazırız diyen Mete şöyle devam etti: “Arap coğrafyasını ve ülkemizi rakip olarak değil, bir bütünün tamamlayıcı unsurları olarak görüyoruz. İşte bu vizyonla hareket eden, TOBB ve Arap Odalar Birliği, müşterek olarak Türk-Arap Odası’nı kurdu. Çünkü Arap dünyası ve Türkiye'nin, birbirini tamamlayan çok büyük bir güce sahip olduğunu görüyoruz. Dünyanın deniz yolu bağlantıları üzerinde bulunan Arap coğrafyası ile tarihi İpekyolu üzerindeki Türk coğrafyası, tarih boyunca bu bölgenin zenginliğinin teminatı olmuştur. Bu iki coğrafyanın daha fazla yakınlaşması ve yeniden bir zenginlik bölgesine dönüşmesi için elimizde büyük bir fırsat var. İçinde bulunduğumuz süreçte, Türkiye ile Arap coğrafyasının birbirine her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.

 

Arap coğrafyası ile ekonomik ilişkilerimiz son dönemde önemli gelişme kaydetti. 2000’lerin başından bu yana, yani son 16 yılda Arap ülkeleri ile Türkiye’nin ticaret hacmi tam 7,5 kat arttı ve 47 milyar dolara kadar ulaştı. Yine turizmde de müthiş bir artış görüyoruz. Arap coğrafyasından Türkiye'ye gelen turist sayısı 9 kat arttı ve 3 milyona ulaştı. Türk iş adamlarının Arap coğrafyasına yaptıkları doğrudan yatırım 36 kat arttı. Arap yatırımcıların da Türkiye'deki doğrudan yatırımlarının da 23 kat artarak 10 milyar doların üzerine çıktı.

 

Türk özel sektörü olarak Arap dünyasıyla daha fazla iş yapma konusunda çok hevesliyiz. Önümüzde iş yapmaya, geliştirmeye müsait geniş bir alan var. İşte biz bu potansiyeli hayata geçirmek için Türk-Arap Odası'nı kurduk. Biz bölgemizin sanayi devi, dünyanın turizm devi, tarım devi, müteahhitlik devi bir ülkeyiz. Daha büyük adımlar atacağız ama sermayemiz yok. Arap dünyası büyük sermaye birikimine ulaşmış. Ama aynı zamanda Arap dünyası artık petrole bağımlı olmaktan çıkıyor. Arap ülkelerinin hemen hemen tamamında sanayileşme ve turizm hamleleri yapılıyor. Finansta, telekomda markalar çıkıyor. İşte Türk-Arap Odası burada iki tarafı bir araya getirecek. Girişimci ile sermayeyi, tecrübe ile yeni yatırım fırsatı arayanları buluşturacak. Türk-Arap Odası ile her iki taraf için de berekete ve kazanca açılan kapıyı aralıyoruz.

 

Bu coğrafyanın insanı zenginleşecekse, bunu da bu coğrafyanın iş adamları yapacak. O halde birlikte çalışmalı, birlikte yükselmeliyiz. İki kardeş nasıl kazanırsa, nasıl kazanması gerekiyorsa o şekilde hareket edelim. Hem ikili ilişkilerle ticaretimizi geliştirelim, hem de ortak yatırımlarla üçüncü ülkelere açılalım. İnanıyorum ki, bu forum bölgesel işbirliği imkânlarının masaya yatırılmasına, Arap kardeşlerimizle ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır”.


-Başbakan Yardımcısı Şimşek

 

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de Orta Doğu bölgesi için gelecek dönemin pek parlak görünmediğini ancak bunun güneşin doğuşundan önceki karanlığa benzediğini ifade ederek, "Çünkü bölgenin muhteşem bir potansiyeli var." dedi.

 

Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkilerin kritik olmaya devam edeceğini belirten Şimşek, petrol ihracatının önceki döneme göre biraz daha iyi çıkacağı yönünde bir kanaat olduğunu, 2016 yılı ve öncesinde fiyatlardaki aşağı yönlü baskının biraz aşılacağına yönelik bir öngörü bulunduğunu kaydetti.

 

Bütçe açıklarının 2016'ya göre daraldığını, cari açığın da geçen yıla göre bir miktar iyileşme kaydettiğini ifade eden Şimşek, "Dolayısıyla bölge için ekonomik görünüm çok parlak olmasa da bir önceki döneme göre daha iyi potansiyel arz etmekte." dedi.

 

-"Güce aç bir grup tarafından gerçekleşen kalkışma bu bölümün finali oldu"

 

Mehmet Şimşek, Türkiye'nin zorlu bir dönemden geçtiğini ancak ekonominin büyük direnç göstermeyi başardığını belirterek, "İç piyasada tekrarlayan şoklara rağmen Türkiye ekonomisinin iyi bir iş çıkardığını söylemek mümkün" ifadesini kullandı.

 

Büyüme oranının 2002 ve 2015 yılları arasında yüzde 5,9 seviyesinde gerçekleştiğini, bunun çok sağlam bir performansa işaret ettiğini kaydeden Şimşek, 2016'nın Türkiye için zorlu bir yıl olduğunu, buna rağmen aynı dönemde büyümenin eksiye geçmediğini, artı büyüme kaydedildiğini, bütün bunların Türkiye ekonomisinin ne kadar dirençli olduğunu gösterdiğini vurguladı.

 

Son yıllarda küresel anlamda ekonomide pek çok kriz yaşandığını, bütün bunların sonucunda jeopolitik gerilimler olduğunu ve doğru işlemeyen devlet sistemlerinde büyük etki yarattığını ifade eden Şimşek, iç piyasaya bakıldığında Türkiye'nin çeşitli şoklarla karşı karşıya kaldığını, güce aç bir grup tarafından gerçekleşen kalkışmanın bu bölümün finali olduğunu söyledi.

 

İç şoklara rağmen Türkiye ekonomisinin sağlıklı ve sağlam kaldığını söylemenin mümkün olduğunu vurgulayan Şimşek, bunun da Türkiye ekonomisinin yapısının ne kadar sağlam, direnç kabiliyetinin ne kadar yüksek olduğunu gösterdiğini kaydetti.

 

-"Karşılıklı yatırımlar artıyor"

 

Al-Iktissad Wal-Aamal (AIWA) Group Direktörü Velid Ebu Zaki de Türkiye ile Körfez ülkeleri arasında iş birliği, ticaret ve doğrudan yatırımın arttığını belirterek, bunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Körfez bölgesine verdiği ciddi önemin ve Körfez ülkelerin yöneticilerinin Türkiye'ye yaptığı ziyaretlerin etkisi olduğunu söyledi.

 

Türkiye'nin ve Körfez ülkelerinin bölgesel refah ve barış için çalıştıklarını dile getiren Zaki, bu alanda yapılan çalışmalardan bahsetti.

 

Zaki, Türkiye ile Körfez ülkelerinin ilişkilerde 12 yıl boyunca büyük başarılar kaydettiğini dile getirerek, daha da başarılı olunması gerektiğini vurguladı.

 

Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki ticaret hacminin 2003'te 9 milyar dolar olduğunu anımsatan Zaki, bu rakamın 5 misline ulaştığını, 2017'de rakamın daha da artarak 70 milyar doları bulmasının beklendiğini bildirdi.

 

Zaki, "Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki karşılıklı yatırımlar artıyor. Yüzlerce Türk şirketi Körfez bölgesinde yatırım yapıyor. Batı tarafından gelen yatırımın azalmasıyla Arap ülkelerin yatırımları artabilir. Ancak bu konuda daha büyük teşvikler sağlanmalı ve engeller kaldırılmalı." dedi.

 

Türkiye ile büyük gurur duyduklarını ve Türkiye'nin tüm baskılara rağmen dik durduğunu dile getiren Zaki, "Geleceğimiz daha güçlü ve daha parlak olması için ortak tarihçemizin de verdiği destekle iş birliği içinde hareket edeceğiz." dedi.


 

 





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA