14.05.2012 / Genel Bilgilendirme
Bu itibarla, son yıllarda, kadın istihdamını artırmaya yönelik proje ve
programlar önem kazanmış, özellikle kadın girişimciliği konusunda kamu, sivil
toplum ve özel sektör kuruluşları tarafından yürütülen program ve projelerde
artışlar görülmüştür. Ancak, bu program ve projelerin sürekliliğinin
sağlanarak, bunların bütünlükçü bir bakışla devam ettirilmesi ve toplumun tüm
kesimleri tarafından benimsenmesi gerekmektedir.
Bu bakımdan, kadınların
güçlenmesine ekonomik bir bakış açısıyla, istihdam, eğitim ve sanayi
politikalarının bir unsuru olarak yaklaşmalıyız.
İş dünyasında cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların güçlenmesine yönelik
çabalarda, özel sektörün öncü rol oynaması kaçınılmaz bir sorumluluktur. Zira,
özel sektörün desteği olmadan, kadının güçlenmesi ve bu kapsamda, ulusal ve küresel
düzeyde sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması mümkün değildir.
Bu yaklaşımla, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, 2010 yılında, küresel
düzeyde cinsiyet eşitliğinin sağlanması ve kadınların güçlenmesi için BM Kadın birimini
kurmuştur.
BM Kadın ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi (Global Compact) işbirliğinde, iş
dünyasında kadınların güçlenmesini
sağlamak üzere, şirketlerin mevcut politika ve uygulamalarını gözden
geçirmesine veya yenilerini oluşturmasına yol göstermek amacıyla, “Kadının Güçlenmesi İlkeleri”
oluşturulmuştur. İlkeler, ilk olarak 8 Mart 2010 tarihinde, Dünya Kadınlar
Günü’nde dünyaya tanıtılmıştır.
Esasen, TOBB da, Türk özel sektörünün çatı meslek örgütü olarak, 2007
yılında kurduğu Kadın Girişimciler Kurulu ile; ülkemizdeki kadın
girişimci potansiyelinin nicelik ve nitelik bakımından geliştirilmesi ve daha
donanımlı hale getirilmesi amacıyla politikalar belirlenmesi ve girişimcilik kültürünün
kadınlar arasında gelişmesine öncülük etmeyi amaçlamıştır.
Türk özel sektör camiası olarak, bizler, kadınların hem sosyal hayatta hem de
iş hayatında daha fazla inisiyatif ve görev üstlenmesi gerektiğinin
bilincindeyiz.
Kadınlarımızın toplum ve iş hayatı içindeki yeri konusunda ilerleme
sağlayamadığımız takdirde, sadece ekonomik hedefleri tutturarak, çağdaş
dünyanın bir parçası olamayız. Kadınlarını toplum hayatına, üretim süreçlerine
sokamamış bir topluma "gelişmiş" diyemeyiz.
Bu bakımdan, ülkelerin sürdürülebilir kalkınmasını desteklemek ve toplumda
refahın devamı için kadınların tüm sektör ve düzeylerde, iş yaşamına
katılımlarını sağlamanın önemine inanıyoruz. Söz konusu “Kadının Güçlenmesi İlkeleri”nin
de ülke ekonomimize sağlayacağı olumlu katkının bilinci ile Birleşmiş
Milletlerin bu girişiminin ülkemizde de benimsenmesinin ve desteklenmesinin
geleceğe yönelik önemli bir yatırım olacağını düşünüyoruz.
Söz konusu ilkeler Ek 1’de yer almakta olup, Birleşmiş Milletler tarafından
başlatılan bu girişime destek vermek isteyen şirketlerin üst düzey
temsilcilerinin, Ek 2’de yer alan formu İngilizce doldurarak, en geç 28 Eylül
2012 tarihine kadar Birliğimize iletmeleri beklenmektedir.
Saygılarımla,
M. Rifat HİSARCIKLIOĞLU
Başkan
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği