TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye-Yunanistan Yatırım Forumu TOBB’da düzenlendi


07.10.2015 / İstanbul



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete, "Türk şirketlerinin yurt dışındaki yatırım stoğu 30 milyar dolar seviyesine çıktı" dedi.​

Mete, TOBB ve İtalya'nın Ankara Büyükelçiliği tarafından organize edilen "Türk-İtalyan İşbirliği Toplantısı"ndaki konuşmasında, Türkiye ve Türk özel sektörünün, küresel değer zincirindeki konumunu daha ileri noktalara taşımak için çalıştığını söyledi.

 

Bunun ise iki boyutu olduğunu dile getiren Mete, "İlki daha fazla ve daha nitelikli ihracat yapmak, ikincisi ise küresel piyasalarda stratejik yatırımlar yapmak. Şirketlerimizin yurt dışındaki yatırım stoğu 30 milyar dolar seviyesine çıktı. Türk şirketleri uluslararası piyasalarda marka toplamaya başladılar ve Türkiye, uluslararası şirket birleşme ve satın almaların yükselen yıldızı haline geldi. Başta İtalya'da olmak üzere Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde Türk yatırımcıların şirket alımları devam ediyor. Bundan sonra da devam edecek. Avrupa Birliği (AB) bizim için gerek ihracat gerekse yatırım anlamında her zamankinden daha önemlidir" diye konuştu.

 

Mete, kriz sonrası büyüme rakamlarının artmaya başlamasıyla Türkiye'nin AB pazarına ihracatının da yükselişe geçtiğini, aynı şekilde yatırım ilişkilerinde de iyileşme beklediklerini belirtti.

 

Türk şirketlerinin AB ülkelerinde yapacağı yatırımların, Avrupa pazarına ihracatın artması ve Avrupa'daki ekonomik gelişmeden daha fazla pay alınması için son derece önemli olduğuna dikkati çeken Mete, bu kapsamda İtalya pazarının Türkiye için özel bir yeri olduğunu anlattı.

Mete, konuşmasına şöyle devam etti:

 

"Aslında İtalyanlar ile Türkler birbirimize benziyoruz. Türkiye ve İtalya ortak çıkarları bulunan, ortak değerleri bulunan iki güç. İki ülke birbirine her zaman çok yakın olmuştur. Bu güçlü etkileşimin sonucu olarak, Türkiye'deki ticari ve mali terimlerin çoğunluğu İtalyanca kökenlidir.

 

Biz önümüzdeki dönemde Avrupa'nın en büyük itici güçlerinden birinin İtalya ile iş birliği olacağına, İtalya'nın yeni bir büyüme dönemine gireceğine inanıyor ve planlarımızı buna göre yapıyoruz. Son zamanlarda firmalarımızın İtalya'ya artan ilgisi de bunun en somut göstergesidir."

 

Mete, konuşmasında ayrıca İtalya ile üçüncü ülkelerde de birlikte yatırım için çalışılması gerektiğini söyleyerek, iki ülkenin İran ile ilgili böyle bir çalışma içine girebileceğini, bu konuda çalışma yürüttüklerini aktardı.

 

İki ülke arasında daha güçlü bir yatırım ilişkisi tesis edilebileceğinin altını çizen Mete, Türkiye'ye İtalya'dan gelen yatırım miktarının, İtalya'nın toplam yatırım hacminin yüzde 1'inden daha az olduğunu ve bu rakamları yeterli bulmadıklarını vurguladı.

 

Mete, Türkiye'nin yeni teşvik paketleri ve büyüme oranları ile İtalyan yatırımcılar için her zamankinden daha cazip hale geldiğini ifade ederek, "Küresel piyasaların yükselen sermaye ihracatçısı haline gelen Türk özel sektörünün İtalya'daki yatırımları daha da artacak" dedi.

 

- "Türkiye'nin AB'ye girmemiş olması AB'nin imajını bozan bir şey"

 

İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Luigi Mattiolo ise 7 aydır Türkiye'de bulunduğunu hatırlatarak, İtalya ile Türkiye'nin birbirini çok iyi tamamladığını kaydetti.

 

İki ülkenin birbiriyle ortak çalışacakları çok nokta olduğunu anlatan Mattiolo, "Türkiye'ye baktığımız zaman yıllardır görkemli bir büyüme gerçekleştirdiğini fark ediyoruz. Gözlerimizin önünde harikalar yarattı. İtalya'nın da değişen bir gerçekliği var. Ülke artık krizi dönüştürmekte. Krizden çok etkilendik ama şimdi krizden yeniden doğuyoruz" görüşünü paylaştı.

 

Mattiolo, İtalya'nın her zaman AB'nin Türkiye'yi içine alarak genişlemesi konusunda ısrarlı olduğunun altını çizerek, "Eğer Türkiye girmezse İtalya bunun tamamlanmamış bir iş olduğunu düşünüyor. Bu öylesine nezaketen söylenen bir şey değil, çok ısrarlı şekilde paylaşılan bir pozisyondur. Son AB genişlemesinin Türkiye'ye ulaşmamış olmasından dolayı aslında Türkiye çok yanlış muamele gördü" ifadelerini kullandı.

 

Türkiye'yi içeri katmamanın AB'nin imajını bozduğunu belirten Mattiolo, Gümrük Birliği'nin yanı sıra vizelerin kaldırılması ile Türkiye'ye olan borcun bir kısmının ödenebileceğini savundu.

 

Mattiolo, kaç fasıl açılacağının bir kenara bırakılıp Türkiye'nin yaptıklarının ve artık Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olduğunun anlaşılması gerektiğini vurguladı.

 

Bundan sonra iki ülke arasındaki ticaretin artırılması için takip toplantıları yapılacağı bilgisini veren Mattiolo, İtalyan firmaların Türkiye'de artık daha faal olduğunu anımsattı.

 

Mattiolo, "Bu durumun bütün dünyada böyle olduğunu düşünmeyin. Bütün hevesimiz, yeteneğimiz ve kaynaklarımızla yanınızda olmaya çalışıyoruz, kapımız açık" değerlendirmesinde bulundu.

 

-İtalya Kalkınma Bakan Yardımcısı Calenda

 

İtalya Kalkınma Bakan Yardımcısı Carlo Calenda da, "Ortaklık yapmak için Türkiye'den daha iyi bir ülke yok. Doğru bir seçim yaptığımıza inanıyoruz" dedi.

 

İtalya'nın büyük bir ihracat ülkesi olduğunu belirten Calenda, en önemli ihracat kaleminin makine ve otomasyon olduğunu söyledi.

 

Calenda, diğer ihracat sektörlerinin büyüklüğüne ilişkin bilgi vererek, büyüme açısından en dikkate değer sektörün kimya ve ilaç olduğunu dile getirdi.

 

Bugün ABD pazarına girmek amacıyla İtalya'da bir KOBİ satın alınırsa, büyük başarılar elde edilebileceğine dikkati çeken Calenda, "104 milyar avro dış ticaret fazlamız var. 2000 yılından bu yana bütün gelişmiş ülkelerin pazar payı azaldı. Türkiye küresel bir oyuncu haline geldi. Biz Almanya hariç diğer gelişmiş ülkelerden daha fazla pazar payı muhafaza ettik. Çünkü iyi yapmayı bildiğimiz şeyleri başka ülkelerin kopyalaması mümkün değil" diye konuştu.

 

Calenda, ihracat finansmanıyla ilgili destekleri bulunduğunun altını çizerek, Mısır, İran ve benzeri pazarlara girmek için destek verdiklerini ifade etti.

 

Üç tane referans alınabilecek konu olduğunu vurgulayan Calenda, şöyle devam etti: "Bunlardan biri liderlik. Makine, sanayi otomasyonu alanında bir sürü küçük uzman firmamız var. Yeni endüstri devrimiyle birlikte her şey birbirine daha fazla bağlı olmak zorunda. Biz de dönüşüme ihtiyaç duyuyoruz. Bunun için dış sermaye şart. Bir diğer konu ise ilaç, ecza, biyomedikal. Türkiye sağlık sektörüne çok ciddi yatırımlar yapıyor. Dolayısıyla bu bir arada çalışabileceğimiz çok önemli bir sektör. Bir de 'geleneksel İtalyan işleri' dediğimiz sektörler var. Bunlarda da inşaat malzemeleri, sizinle ciddi iş birliği gerçekleştirdiğimiz alanlar."

 

- "İstikrar, yabancı yatırımcı açısından son derece önemli"

 

Calenda, İtalyan gayrimenkul pazarının iç piyasada son derece istikrarlı olduğunu belirterek, İtalyanların yüzde 80'den fazlasının kendi evine sahip olduğunu söyledi.

 

İstikrarın, yabancı yatırımcı açısından son derece önemli olduğunun altını çizen Calenda, bu amaçla gerçekleştirdikleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.

 

Carlo Calenda, bugün başlattıkları çalışmanın, uzun vadeli olduğunu vurgulayarak, "Bugün burada 'Gelin İtalya'da bir firma açın' diye ikna etmek üzere bulunmuyorum. İtalya'nın tartışılmaz olgulara dayalı liderliği var. Fakat bunları oluşturan, küçük işletmeler. Eğer bunlara uluslararasılaştırmakta başarı gösterirsek, bu 10 katı fazla başarı anlamına gelir. Sizden büyüme sermayesi istiyor ve ortaklık amaçlıyoruz. Ortaklık yapmak için Türkiye'den daha iyi bir ülke yok. Müşterilerimizsiniz, size her türlü hizmeti sunmak istiyoruz. Eski bir siyasi, ekonomik ve kültürel dostumuzsunuz. Doğru bir seçim yaptığımıza inanıyoruz."

 

- "Türkiye'den yatırım çekmek istiyoruz"

 

İtalyan Dış Ticaret ve Tanıtım Ajansı Başkanı Riccardo Monti ise gerçekleştirdikleri somut işlerin, ülkelerini yatırım açısından daha iyi bir hale getirdiğini anlattı.

 

ABD'li bir yatırımcının, "Yatırımcılar hükümet propagandasını satın almaz. Yatırımcılar bürokratlardan daha akıllı olabilir" sözüne atıfta bulunan Monti, dolayısıyla bugün somut konuları anlatmaya geldiklerinin altını çizdi.

 

İtalya'nın çok büyük bir ihracatçı ülke olduğunu dile getiren Monti, buna devam edeceklerini ve yatırımcıları ve vatandaşları açısından güven endekslerinin yükseldiğini vurguladı.

 

Riccardo Monti, bunun yanında politik, istihdam ve adalet açısından bir takım reform planları bulunduğunu aktararak, bu konularda pek çok noktayı gerçekleştirdiklerini belirtti.





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA