TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

“İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi ülkeler, ekonomik olarak güçlü olmak zorunda”


28.11.2018 / İstanbul



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı ve İslam Ticaret, Sanayi ve Tarım Odası (ICCIA) Başkan Yardımcısı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) 34. toplantısına katıldı.​

Toplantıda konuşan TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İslam ülkelerinin sorunlarına her zaman büyük bir ehemmiyet gösterdiğini, sıkıntı çeken kardeşlerine her zaman sahip çıktığını belirterek, “İslam dünyasında işbirliğinin, kardeşliğin ve dayanışmanın arttırılması için büyük gayret sarf edenlerin başında geldi” dedi.

 

Haklının güçlü olduğu değil, güçlünün haklı olduğu, güçlünün sözünü dinlettiği bir dönemde olduklarına vurgu yapan Hisarcıklıoğlu, “İslam İşbirliği Teşkilatı Üyesi ülkeler olarak, bizler de ekonomik olarak güçlü olmak zorundayız. Her birimizin ülkesinin, ayrı bir gücü, avantajı var. Ama ortak hareket etmezsek, bunları bir araya getiremezsek, küresel sistemde başarılı olma şansımız yok. Dünya enerji kaynaklarının yüzde 65’i İslam ülkelerinde. Peki, biz bunun hakkını veriyor muyuz? Ne yazık ki hayır. Dünya üretimine katkımız sadece yüzde 15. Dünyada üretilen patentlerin yüzde 1,5’i bizden çıkıyor. Dünya Yüksek Teknoloji ihracatındaki payımız % 3,2 Dünyada yoksullukla mücadele eden 48 ülke var. Yarısı İslam ülkesi. Dünyada savaş veya çatışma yaşanan 45 bölge var,  35’i İslam coğrafyasında” şeklinde konuştu.

 

Bu durumun birinci sorumlusunun kendileri olduğuna dikkat çeken TOBB Başkanı, “Birlikte rahmet ve bereket, ayrılıkta azap vardır. Ama bizler ayrı düştük, rahmeti ve bereketi de kaybettik. İslam ülkeleri olarak; birliği, beraberliği, dayanışmayı seferber etmemiz gerekirken, enerjimizi ve kaynaklarımızı, aramızdaki çekişmelerle heba ediyoruz. İhtilafları değil ittifakları, husumeti değil muhabbeti güçlendirmeliyiz. Bölücü değil, birleştirici olmalıyız” dedi.

 

İkinci önemli noktanın dünyayı doğru okuyup, zamanın ruhuna uymak olduğunu söyleyen Hisarcıklıoğlu şunları ifade etti: “Bakın dünyada hangi ülke gelişiyorsa, şu 3 hürriyete önem verdiği için oluyor: Fikir hürriyeti, İnanç hürriyeti, Teşebbüs hürriyeti. Türkiye’nin son yıllarda gösterdiği büyük dönüşümün temelinde de bunlar var. İşte bakın, 2 büyük dünya savaşıyla harabeye dönen Avrupa, nereden nereye geldi. Kendi aralarında ekonomik birlik kurdular, ihtilafları ve savaşları sona erdirdiler, hep birlikte zenginleştiler. Avrupa’nın tarihine bir bakın. Avrupa’nın kendi içinde savaşmadığı, barış içinde yaşadığı 50 sene bile olmamış. Ama kurdukları birlik sayesinde, tarihte ilk defa, Batı Avrupa, 70 küsur senedir savaş ve çatışma görmedi.

 

Bizdeyse, barış ve huzur içinde geçen tek bir senemiz yok. Şu an İslam dünyasının içinde bulunduğu kötü tabloyu değiştirmenin tek formülü var; bir araya gelmek. Bunun en önemli yolu da ticaret. Niye ticaret? Çünkü ticaret, en büyük barış kaynağıdır. Ticaret yapan, savaşı konuşmaz, birbirine kötü bakmaz. Bu nedenle önce, ülkelerimiz arasındaki ticari engelleri kaldırmalı, birbirimizle ticareti artırmalıyız. Bu konuda, bir ilerleme görüyoruz. İslam ülkeleri arasındaki ticaret oranı, yüzde 20’ye ulaştı. Bu gelişmede, başta kıymetli başkanımız şeyh Kamil olmak üzere, sizlerin çok büyük emeği ve katkısı var. İslam Ülkeleri ticaret ve sanayi odaları, fuarlarla, iş forumlarıyla, üyelerimizi bir araya getiriyor. Bundan dolayı, tüm odalarımızı ayrı ayrı kutluyorum”.

 

Hisarcıklıoğlu, bu oranların yeterli olmadığını, yapacak daha çok işleri olduğunu söyledi. İslam Odası Tahkim Merkezi’ni, yakında İstanbul’da faaliyete geçireceklerini belirten Hisarcıklıoğlu, “O zaman, aramızdaki ticareti ve yatırımları daha da yukarı çekecek, önemli bir adımı atmış olacağız. Diğer yandan, İslam ülkeleri arasındaki tercihli ticaret anlaşması, TIPS-OIC’i hayata geçirmeliyiz. Ne yazık ki, 57 İslam ülkesinin sadece 13’ü bunu imzaladı. Avrupa Birliği’ne benzer bir başarı hikâyesini, biz niye hala yazamıyoruz?” dedi.

 

Helal gıdayla ilgili de benzer bir sıkıntı olduğuna dikkat çeken Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “Bütün dünyada, 'tek belge, tek standart' anlayışı geçerli. Helal belgelendirmede, bu gerçeğe aykırı hareket edemeyiz. Zira her ülke, kendine özgü standartlar belirleyip, bunları uygularsa, ölçek ekonomisi olmaz. Ne ticaret gelişir, ne de firmalarımız büyür. İslam Ülkeleri Standartlar Enstitüsü (SMIIC), işte bu amaçla, İslam ülkelerinde ortak standartlar belirlensin diye kuruldu. SMIIC'in bütün üye ülkeler tarafından bu şekilde sahiplenilmesi çok önemli”.

 

Vize sorununa da değinen Hisarcıklıoğlu, insanların, girip çıkarken zorluk yaşadıkları ülkeyle değil, rahat ulaşabildikleri ülkeyle ticaret yaptıklarını, bu konunun çözüme kavuşmasını istediklerini söyledi.

 

Hisarcıklıoğlu, bütün Müslümanların kardeş olduğuna dikkat çekerek, “Aramızdaki kardeşliği tesis ettiğimiz zaman, hem bu dünyada, hem ahirette kazanırız” dedi. 


-Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Müslümanlar olduğu sürece, hakkı, adaleti ve özgürlüğü savunan insanlar olduğu sürece, Filistin'in de var olmaya devam edeceğini belirterek, "Allah'ın izniyle hiçbir baskı, hiçbir zulüm Filistinlilerin kalplerindeki hürriyet ateşini söndürmeye yetmeyecektir. Cesaret ve fedakarlık abidesi olan Filistinliler davalarına sahip çıktığı müddetçe işgalciler hedeflerine asla ulaşamayacaklardır." dedi. 

Kendi meselelerini kendilerinin çözebilmesi için ellerindeki platformları, araçları en iyi şekilde kullanmaları gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Aramızdaki ticarette milli para birimleri kullanmamız, kollarımıza vurulan emperyalist prangaları parçalamamız bakımından son derece önemlidir. İSEDAK'a üye ülkeler olarak birbirimize ne kadar çok yatırım yaparsak, ticaretimizi ne kadar artırırsak o kadar güçlü oluruz. İslam İşbirliği Teşkilatı içi ticareti yüzde 25'e çıkarmaya verdiğimiz önemin altını bir kez daha çizmek istiyorum. İslam ülkeleri, tercihli ticaret sisteminin yürürlüğe girebilmesi için ilgili ülkeleri taviz listelerini güncellemeye ve diğer prosedürleri tamamlamaya davet ediyorum." diye konuştu.

"Yerli ve milli paramızı kullanmaktan başka çıkış yolu yok. Aksi takdirde döviz kuru altında ezilmeye devam edeceğiz." diyen Erdoğan, şunları söyledi: "Yine tüm üye ülkelerimizi İslam Kalkınma Bankası'nın ve alt kurumlarının ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik faaliyetlerine katılmaya çağırıyorum. Sizlerin de bildiği gibi Amerika'daki mevcut yönetimin gümrük vergilerini yükseltmesi, dünya ticaretinde korumacı eğilimleri artırmıştır. Ticaret savaşlarının küresel ticarete, üretime ve refaha ciddi zararlarının olacağı aşikardır. Tarife dışı engellerin azaltılması ve gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması dünya ticaretine yeni bir açılım sağlayacak ve bir can simidi olacaktır. Bunun yanında gümrüklerimizdeki altyapıları acilen modernleştirmemiz, bilgi teknolojilerini daha yaygın kullanmamız, gümrük işlemlerini daha da basitleştirmemiz lazım. Bu yılki İSEDAK görüş alışverişi oturumunda ticaretin kolaylaştırılması ve İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerde gümrüklerde risk yönetimi konusunun ele alınmasını son derece anlamlı ve isabetli buluyorum. Tercihli ticaret sistemi, altın borsası, gayri menkul borsası ve İstanbul Tahkim Merkezi gibi inisiyatiflerin bir an önce uygulamaya konulabilmesi için çalışmaları hızlandırmamız gerekiyor. Tüm bu konularda sizlerin kıymetli desteklerinizi beklediğimizi özellikle belirtmek istiyorum."

İSEDAK çatısı altında yürütülen faaliyetlerin etkinleştirilmesinin milli düzeyde de çok güçlü bir koordinasyon ve takip altyapısını gerektirdiğini aktaran Erdoğan, Türkiye olarak bu amaçla Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığının mahiyetinde İSEDAK Milli Koordinasyon Komitesi kurduklarını, yılda en az 2 defa düzenli olarak bir araya gelecek olan bu komitenin işbirliğine önemli bir ivme kazandıracağını ümit ettiğini aktardı. 

Bazı üye ülkelerde İSEDAK faaliyetlerine dair milli koordinasyon sisteminin olduğunu bildiklerini de ifade eden Erdoğan, diğer üye ülkeleri de İSEDAK faaliyetlerinin milli düzeyde koordinasyonu için uygun görecekleri önlemleri almaya davet etti. 

Erdoğan, sözlerinin sonunda katılımcıları İstanbul'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirirken, toplantının ülkeler açısından hayırlara vesile olmasını diledi. 

-Diğer konuşmacılar

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreteri Yusuf el-Useymin, bölgesel iş birliği çerçevelerinin yoğunlaştırıldığını ve güçlendirildiğini belirterek, "Bunun amacı da mevcut beşeri ve fiziksel altyapı eksikliklerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu kapsamda birçok İİT kuruluşunun faaliyetlerinin, özellikle İİT içi ticaret, lojistik ve altyapının geliştirilmesine odaklandığını belirtmek gerekir. Bunun nihai amacı da İİT içi entegrasyonun teşvik edilmesi, mal ve hizmetler sektöründe sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesidir." dedi.

Useymin, İstanbul Kongre Merkezi'nde düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi'nin (İSEDAK) 34. Toplantısı'nın açılış oturumundaki konuşmasında, 2004'ten bu yana istikrarlı bir artış kaydeden İİT içi ticaretin, önceki yıllara göre neredeyse yüzde 20 azaldığını, 2016'daki toplam ticaret hacminden de görüleceği üzere bu konudan çıkarılabilecek çok ders olduğunu dile getirdi.

Ticaret finansmanı operasyonlarının artmaya devam ettiğini görmekten ve İİT içi yatırımların ticaret ve finans sektörlerinde de yoğunlaşmasından memnun olduğunu ifade eden Useymin, İİT altyapı geliştirme ve bölgesel iş birliği politikasının geliştirilmesinin üye devletlerden istenen ilgiyi gördüğünü söyledi.

Useymin, "Bölgesel iş birliği çerçeveleri yoğunlaştırıldı ve güçlendirildi. Bunun amacı da mevcut beşeri ve fiziksel altyapı eksikliklerinin ortadan kaldırılmasıdır. Bu kapsamda birçok İİT kuruluşunun faaliyetlerinin, özellikle İİT içi ticaret, lojistik ve altyapının geliştirilmesine odaklandığını belirtmek gerekir. Bunun nihai amacı da İİT içi entegrasyonun teşvik edilmesi, mal ve hizmetler sektöründe sürdürülebilir kalkınmanın teşvik edilmesidir." diye konuştu.

İslam Kalkınma Bankası Grubu Başkanı Bandar Hajjar ise İSEDAK Başkanlığını da yürüten Recep Tayyip Erdoğan'ın İslam ülkeleri arasındaki ekonomik iş birliğini her yönden güçlendirme ve desteklemeye yönelik büyük çaba harcadığını belirtti.

İslam Kalkınma Bankası Grubu’nun, İSEDAK’ın kurulduğu günden bu yana komite kararlarının yanı sıra İSEDAK  stratejisi ve tercihli ticaret sistemi gibi ortak program ve girişimleri de uygulamaya koyup ticari kapasitelerini geliştirmek için çabaladığını ifade eden Hajjar, İSEDAKStratejisi çalışma grubu toplantılarına da etkin katılımın gösterildiğini kaydetti. 

Hajjar, İslam Kalkınma Bankası Grubu’nun, üye devletlerin sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak amacıyla vermiş olduğu finansman desteğini arttırmayı amaçladığını anlatarak, “İslam Kalkınma Bankası Grubu, üye devletler adına öncelikli bir kalkınma kuruluşu olma yolunda muazzam çalışmalar yürütmekte olup köklü değişiklikler ve kaymaların olduğu ve teknoloji başta olmak üzere pek çok alanda giderek daha hızlı bir şekilde gelişen dünyamızda üye devletlerin ihtiyaçlarına ivedi şekilde cevap verebilen bir kuruluş olmayı arzulamaktadır.” diye konuştu. 






Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA