TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Milletin iradesi dışındaki bir anlayışa, asla boyun eğmeyiz


14.07.2018 / Ankara



TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 15 Temmuz hain darbe girişimi ve sonrasında milletimizin bu girişime karşı, dimdik ve beraberlik içinde duruşunun yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımladı.​

Hisarcıklıoğlu, TOBB ve Oda-Borsa camiası olarak tepkilerini ilk anda ortaya koyduklarını vurgularken, “Gücünü sandıktan, yetkisini milletten almayan bir idareyi asla meşru kabul etmeyiz. Demokrasi ve milletin iradesi dışında bir seçeneğe de boyun eğmeyiz” dedi.


Hisarcıklıoğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün, 'Hâkimiyet kayıtsız, şartsız milletindir' sözünü hep akılda tutarak ülkemiz ve milletimiz için çalışmayı ve üretmeyi daha büyük bir azimle sürdüreceklerini ifade etti.

 

Her zaman demokrasinin, milletin ve devletin yanında olduklarını ifade eden Hisarcıklıoğlu, Türkiye’nin demokrasisine ve hukuk devleti yapısına kasteden hain ve alçakça bir saldırıyı birlik ve beraberlik içinde geri püskürterek hainlere en güzel cevabı verdiğini kaydetti.

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, “15 Temmuz hem Türkiye siyaseti, hem de Türkiye ekonomisi için tarihi bir stres testi oldu.

 

Milletin dirayetiyle bu test başarıyla geçildi ve demokrasimizin kalitesi tescillendi. Demokrasimiz ve kurumlarımız kaba kuvvete teslim olmayacak kadar olgunlaştıklarını kanıtladı. Devlet içinde illegal örgütlenen FETÖ çetesi ortaya çıkarıldı.

Cunta heveslilerine karşı ortaya konan milli direniş sayesinde gelecekte benzer kalkışma girişimi içinde olabileceklerin önüne set çekildi” ifadesini kullandı.

 

-TOBB ve Oda/Borsa camiası bu süreçte neler yaptı?

 

Hisarcıklıoğlu TOBB ve Oda/Borsa camiası olarak bu süreç boyunca neler yaptıklarını ise şöyle anlattı: “FETÖ kaynaklı bu hain darbe girişiminin ortaya çıkmasıyla birlikte, TOBB ve Oda-Borsa camiası olarak tepkimizi ilk anda ortaya koyduk.

 

Darbe girişimine karşı ilk harekete geçen, ilk inisiyatif alan meslek örgütüyüz.

Daha darbe bildirisi okunur okunmaz, gece saat 00:22’de çıktık dedik ki; ‘Milletin iradesi ve demokrasi dışında hiçbir iradeyi tanımıyoruz. Gün demokrasiye sahip çıkma günüdür.’

Sonrasında TOBB olarak faaliyetlerimizi 3 eksen üzerine oturttuk.

 

Bunlardan ilki etkili bir ekonomi diplomasisi yürütmekti. Zira 15 Temmuz sonrası ülke dışında ciddi bir bilgi kirliliği oluştu.

Yurtdışındaki bilgi kirliliğini kaldırmak için 6 kıtada, 98 ülkedeki muhataplarımızla ve 25 çok uluslu iş örgütüyle temas kurduk.

 

Ülkemizde yaşananları ilk elden anlattık. G-20 ve İslam ülkelerinin iş dünyalarına brifingler verdik.

 

İkinci önemli konu yatırımcıların güvenini tesis etmek ve yükseltmekti. Türkiye’de yatırım yapmış 300 büyük uluslararası şirketimizi Cumhurbaşkanımızla ve Başbakanımızla bir araya getirdik.

 

Odaklandığımız üçüncü alan da reformlardı. Zira güçlü ekonomi ve kaliteli demokrasi birbirini tamamlayan bir bütündür. Biri olmadan diğeri olmaz.

 

Yatırım Ortamını İyileştirme Platformunda iş dünyamız ve hükümetimiz arasında köprü görevi üstlendik. İş ve yatırım ortamını iyileştirecek çeşitli düzenlemeler üzerinde kamu idaresiyle birlikte yaptığımız çalışmalarda önemli ilerlemeler sağladık.”

 

-15 Temmuz’un ekonomik faturası

 

15 Temmuz’un yol açtığı bir de ekonomik fatura bulunduğunun altını çizen TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Darbe girişimi olmasaydı ekonomimiz yüzde 5 civarında büyüme sağlayacaktı.

 

Büyümede 2 puana yakın kayıp yaşadık. Sadece bunun ekonomide yol açtığı maddi zararın karşılığı 17,3 milyar dolardır. İkinci olarak istihdamda azalma meydana geldi.

 

Önceki yıllarda istihdamda 3. çeyreklerde 700-800 bin artış yaşanırken, 2016 yılının aynı döneminde bu artış 300 bine gerilemiş. Yani 500 bine yakın kişi normalde iş bulabilecekken işsiz kalmış. 2016’da turizm gelirleri de azaldı” dedi.

 

Hisarcıklıoğlu, bir büyük şer’den bazı hayır’lara da ulaşabileceği gerçeğini hatırlatarak şunları söyledi: “Gelecek için önemli dersler çıkartabiliriz.

 

Birincisi, Türkiye hukuk devleti ve demokrasi kavramlarının önemini ve değerini bilmeli, kamunun kurumsal yapısının siyasi hesaplarla zedelenmesine izin vermemeli.

 

İkincisi, ülkemizin temel niteliği olan ‘’Türkiye Cumhuriyeti Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devletidir’’ şeklindeki Anayasa hükmü titizlikle korunmalı.

 

Üçüncüsü de, darbelere karşı demokrasiyi ve hukuk devletini güçlendirmeliyiz. Zira demokrasi ve hukuk devleti ilkelerinden biri olmadan öbürü de olamaz.

 

Kimsenin şüphesi olmasın; ülkemizi daha güçlü bir ekonomi ve daha zengin bir Türkiye hedefine taşıyacağız.”





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA