TOBB - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği

AB ülkelerinin büyükelçileri TOBB'da bir araya geldi


25.11.2014 / Ankara



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Avrupa Birliği (AB) katılım sürecinin siyasi olduğunu belirterek, "AB sürecinin başarılı olması için, cesur siyasilerin liderliğine, gözetimine ve rehberliğine ihtiyaç vardır" dedi.​

HABER VİDEOSU İÇİN TIKLAYINIZ


Hisarcıklıoğlu, AB üyesi ülkelerin büyükelçileriyle bir araya geldiği çalışma kahvaltısında yaptığı konuşmada, iş dünyası olarak, birleşik bir Avrupa'nın, kıtada barış ve güvenliği sürdürmenin en güvenilir aracı olduğunu belirtti.

 

Birleşik bir Avrupa'nın, küreselleşme baskısıyla baş etmenin en güvenilir aracı olduğunu kaydeden Hisarcıklıoğlu, "21. yüzyılın getirdiği sorunlarla hiçbir ülke tek başına baş etme gücüne sahip değildir. Türkiye, 28 AB üyesi ülke gibi, birçok nedene ilaveten, küreselleşme baskısıyla mücadele etmek için AB içinde yer almak istiyor" dedi.

 

Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin AB'ye üye olmak için yapması gereken ev ödevleri olduğunu kaydederek, "Türkiye-AB katılım sürecinin gerektirdiği hiçbir konu sadece teknisyenler tarafından çözülemez.

 

Aksine süreç son derece siyasidir. Sürecin başarılı olması için, cesur siyasilerin liderliğine, gözetimine ve rehberliğine ihtiyaç vardır. Avrupa fikrine inanan sizin gibi mükemmel diplomatlara ihtiyaç vardır" diye konuştu.

 

İtalya Dönem Başkanlığının genişleme sürecine ve Türkiye-AB ilişkilerini derinleştirmeye dönük inancını takdirle karşıladığını söyleyen Hisarcıklıoğlu, 2015 yılında Letonya ve Lüksemburg dönem başkanlıklarından da benzer yaklaşım beklediklerini vurguladı.

 

Hisarcıklıoğlu, küresel ekonomi ve çevre coğrafyanın oldukça zorlu bir dönemden geçtiğinin altını çizerek, "Avro bölgesinin geleceği sorgulanıyor.

 

Avrupa demokrasinin en eskisi olan ve Avrupa entegrasyonunda son derece önemli rolü olan Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılmayı isteyebileceği konuşuluyor.

 

Biz, Türkiye olarak Avrupa entegrasyonunda geri adım manasına gelecek her türlü ihtimali son derece sakıncalı görüyoruz" ifadelerini kullandı.

 

-"AB geleceği planlamalı"

 

Hisarcıklıoğlu, başkasının hatalarını konuşurken, özeleştiri yapmayı da ihmal etmediklerini belirterek, "AB'nin karar almadaki ataletinin ve özellikle genişleme sürecindeki duraksamanın bugün gelinen noktada çok önemli olduğu kanaatindeyim.

 

AB'yi sadece bürokrasi üreten kurum imajından kurtarmak gerekiyor. Güçlü bir liderlikle, karar alan bir Avrupa Birliği, bugün her zamankinden daha önemlidir" değerlendirmesinde bulundu.

 

TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, AB'nin Ukrayna ile entegrasyon sürecini çok daha erken başlatabilmesi ve Türkiye ile enerji faslı müzakerelerini tamamlamış olması durumunda çok daha istikrarlı bir konumda olabileceğine işaret etti.

 

AB'nin mevcudu korumayı değil, geleceği planlamayı seçtiği zaman kazanan güç olacağını vurgulayan Hisarcıklıoğlu, "AB tarafında genişleme yönünde açık bir taahhüt olursa, güçlü bir irade ortaya konulursa, Türkiye'de reform süreci için motivasyon daha yüksek olur" dedi.

 

Hisarcıklıoğlu, hükümetin ekonomide yeni bir reform hamlesi açıkladığını anımsatarak, "Yeni reform hamlesi, Türkiye'nin orta teknolojili bir ülkeden, yüksek teknolojili bir ülkeye geçiş konusunda ne kadar kararlı olduğunun göstergesidir. Bu sıçrama döneminde Türkiye'ye yatırım yapan ortaklarımız, eminiz yarının kazananları olacaktır" şeklinde konuştu.

 

-"Her zaman serbest ticaretten yanayız"

 

Gümrük Birliğinde eksiklikler olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, TOBB olarak modernize edilmiş veya kapsamı genişletilmiş bir gümrük birliği revizyonu istediklerini söyledi.

 

Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığının (TTIP) etkileyici bir büyüklüğü temsil edeceğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

"TOBB olarak her zaman serbest ticaretten yanayız. Ancak TTIP ve TPP gibi mega anlaşmaların sonuçlarından son derece tedirginiz. Türkiye gibi AB ile gümrük birliği içinde olan bir ülkenin böyle bir anlaşma dışında bırakılmaması gerekir.

 

Avrupalı ortaklarımızın da Türkiye'nin TTIP'te olmadığı bir senaryoda ne tür çarpıklıklarla ve haksızlıklarla karşı karşıya kalabileceğimizi tahmin edebildiğini sanıyorum. Bu sorunların çözümü için Türkiye'nin TTIP'e entegre edilmesi gerekir."


-İKV ve DEİK Başkanı Vardan

 

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ve Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Ömer Vardan da, Türkiye'nin, Avrupa'da olmadığını iddia etmenin ortak bir mirası reddetmek anlamına geldiğini, Osmanlı döneminden başlayarak Türklerin, her zaman Avrupa düzeninin önemli bir aktörü olduğunu söyledi.

 

Türkiye'nin, 1963'ten bu yana Avrupa entegrasyonunun yakın takipçisi ve ortağı konumunda bulunduğunu belirten Ömer Vardan, ortaklık ilişkisinin, çok yakın bir ekonomik işbirliği modeli olan gümrük birliğiyle taçlandırıldığını, Türkiye'nin AB adaylığının ülkede önemli bir reform ve dönüşümü tetiklediğini ifade etti.

 

Vardan, Türkiye'nin, gümrük birliği, üyelik müzakereleri süreci, Erasmus Plus, Horizon 2020, çerçeve programları gibi ortak projelerle AB ile bütünleşmesini son derecede ileri bir noktaya taşıdığına işaret ederek, "Ülkenin tam üye olarak entegrasyonun son aşamasını gerçekleştirmesi ve üyelik haklarını alarak karar sürecine katılması, Türkiye açısından hak edilen bir konuma ulaşılması anlamına gelecektir" diye konuştu.

 

-"AB'nin en büyük sınavı genişleme süreci"

 

Ülkenin AB müktesebatına uyumunun önemli düzeye ulaştığının altını çizen Vardan, demokrasi, hukukun üstünlüğü ve refah toplumunu pekiştirme hedefleri için AB'nin, en önemli itici güç olmaya devam ettiğini dile getirdi. Türkiye'nin, AB üyeliğinin birlik açısından her zaman önemli bir sınav ve aynı zamanda fırsat oluşturduğuna işaret eden Vardan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Hiç şüphesiz AB'nin bundan sonraki en büyük sınavı, Batı Balkanlar ve Türkiye'nin de dahil olduğu genişleme sürecidir. Her ne kadar, Avrupa Komisyonu'nun yeni Başkanı Jean-ClaudeJuncker önümüzdeki 5 senede yeni üye alınmayacağını açıklasa da bu sürecin 2019 itibariyle yeni üye alımlarına imkan verecek şekilde ilerlemesine engel oluşturmaz.

 

AB'nin sınırları Türkiye'yi de içine alacak şekilde doğuya, Kafkaslar'a doğru genişlemelidir. Aksi takdirde Ukrayna krizinde de gördüğümüz gibi, AB'nin çevresindeki tehditler, Avrupa değerlerini tehlikeye atacaktır. Bu süreçte Türkiye, tarihi ve kültürel mirası, bölgesel etkinliği, jeopolitik konumu, büyüyen ekonomisi ve dinamizmiyle AB'ye katkı sunabilecek vazgeçilmez bir ülke konumdadır."

 

-"Türkiye'ye ilişkin 17 ilerleme raporu yazıldı"

 

Türkiye'nin güneyinde ve doğusunda baş gösteren meselelerin, ilgiyi söz konusu bölgelere yönelttiğini belirten Vardan, Ukrayna'dan Suriye'ye uzanan ve Türkiye ve AB'yi de çevreleyen geniş coğrafyada, barış ve istikrarı temin etme çabasının iki tarafı tekrar bir araya getirdiğini kaydetti.

 

Vardan, Türkiye'nin AB'ye katılımı, gümrük birliğine ilişkin sorunlar ve gümrük birliğinin genişletilmesi çabaları, vize serbestisi, dış ve güvenlik politikasında işbirliği, düzensiz göçün kontrol altına alınması gibi birçok konunun AB çatısı altında çözümlenebileceğini söyledi.

 

Avrupa Komisyonunun Türkiye'ye ilişkin tam 17 ilerleme raporu kaleme aldığını kaydeden Vardan, raporların bin 786'ya sayfaya ulaştığını ve Lizbon Antlaşması'nın 6,5 katı olduğunu söyledi. Bin 786 sayfaya rağmen halen Türkiye'nin AB'ye üye yapılmadığına dikkati çeken Vardan, "Bu durumda Türkiye olarak ve hatta Avrupa olarak, tarafların 'Daha kaç rapor gerek?' sorusunu kendilerine sorması lazım" şeklinde konuştu.

 

-"Türkiye'nin AB'ye katılımı stratejik bir hedef"

 

İtalya'nın Ankara Büyükelçisi Gianpaolo Scarante ise Türkiye'nin AB'ye katılımının stratejik bir hedef olduğunu söyledi. AB'nin büyük bir yapılanma içinden geçtiğine işaret eden Scarante, "AB ve Türkiye, yeni rollerini tanımlarken fırsatlara bakmak durumundadır" dedi.

 

Scarante, katılım sürecinin zorluklarına değinerek, İtalya'nın, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine desteğinin devam ettiğini dile getirdi. Yargı ve temel haklar, adalet ve güvenlik fasıllarının açılmasının öneminin altını çizen Scarante, dönem başkanlıkları sona erene kadar yeni fasılların açılmasını da desteklediklerini kaydetti.

 

Vize serbestisinin Türkiye'den başvuranlar için basitleştirilmesi için çalışıldığını anlatan Scarante, söz konusu çalışmaların Türkiye'nin AB'ye katılımını kolaylaştırılacağını belirtti. Türkiye'nin Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığının (TTIP) beklentilerinin göz önünde bulundurulması gerektiğine değinen Scarante, söz konusu ortaklık sürecinin henüz başında olduklarını söyledi.



A.A.





Adınız Soyadınız
E-Posta Adresiniz
Kullanıcının E-Posta Adresi
Gönderenin Notu
Mesajınız Gönderilmiştir
İlginiz için teşekkür ederiz
ARAMA