30.01.2014 / Roma / İtalya
TOBB/DEİK Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlukonuşmasında, iş forumunun önemine değinerek, sonuçlarının da önemli olacağına inandığını söyledi.
İtalya’yı çok önemsediklerini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Biz, önümüzdeki süreçte Avrupa’nın en büyük itici güçlerinden birinin İtalya olacağına, İtalya’nın yeni bir büyüme dönemine gireceğine inanıyor, planımızı buna göre yapıyoruz. Son yıllarda firmalarımızın İtalya’ya artan ilgisi de bunun en somut göstergesidir” dedi.
Türk-İtalyan işbirliğinin artmasının, her iki taraf için de büyük kazanç vaat ettiğini ifade eden Hisarcıklıoğlu, “Özellikle bu süreçte Türkiye’ye yatırım yapan firmalar kazançlı çıkacak. Çünkü değerli dostlarım ne olsun Türkiye, Türk özel sektörü yoluna devam edecek, büyümeye devam edecek. Bakın 2001 yılında bugün Avrupa’nın yaşadığı krizin çok daha ağırını yaşadık. Ama bir yıl gibi kısa bir sürede toparlanıp yolumuza devam ettik” şeklinde konuştu.
-İstihdam mucizesi
Hisarcıklıoğlu, Türkiye ekonomisi hakkında bilgiler vererek, 2001 krizinden bu yana ekonomiyi yüzde 67 büyüttüklerini, ihracatı yüzde 320 artırdıklarını, 7,5 milyon kişiye yeni istihdam sağladıklarını, bunları küresel kriz ortamında başardıklarını söyledi.
Dünya Bankası’nın yeni yayınladığı istihdam raporunda Türkiye’den “İstihdam Mucizesi” diye bahsedildiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, “Şimdi ben İtalyan dostlarıma soruyorum. Dünyada bu mucizeyi başarabilen tek ülkeyle iş yapmak istemez misiniz? Bu kazanca ortak olmak, bu pastadan pay almak istemez misiniz? Bu başarıyı sağlan Türk iş adamları ile ortak iş yapmak istemez misiniz? O zaman gelin Türkiye’ye yatırım yapın. Ortaklıklar kurun. Birlikte kazanalım” dedi.
İtalyan dış yatırımlarının sadece yüzde birinin Türkiye’ye geldiğine dikkat çeken Hisarcıklıoğlu, birlikte kazanmak için çok daha fazla İtalyan yatırımını Türkiye’de görmek istediğini ifade etti.
-Orta Asya ve Ortadoğu coğrafyasına yatırım
Hisarcıklıoğlu, Türkiye’ye yatırım yapmanın aslında bütün Orta Asya ve Ortadoğu coğrafyasına yatırım yapmak demek olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Türkiye bu anlamda ekonomik geçiş noktasıdır. Bakın bugün dünyanın en büyük firmaları Orta Asya, Ortadoğu operasyonlarını Türkiye’den yönetiyor. Pek çok ülke bu coğrafyalara bizimle ortaklık kurarak giriyor. Biz bu coğrafyayı avucumuzun içi gibi biliyoruz. Kiminle iş yapılır, hangi yatırım kazançlı biliyoruz. Bölgenin sanayi mallarını biz tedarik ediyoruz. Bu malları bizim tırlarımız taşıyor.
Şu an ABD’den sonra dünyanın en büyük kara nakliye filosuna sahibiz. Bölgenin altyapı ve üstyapısını biz inşa ediyoruz. Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci müteahhitlik gücü haline geldik.103 ülkede 274 milyar dolarlık proje üstlendik. Bu coğrafyada enerji yatırımlarına imza atıyoruz. Çok daha büyüklerini sizlerle birlikte yapmaya da hazırız. Biz sizi Türkiye’ye davet ederken, ortak iş yapalım derken aslında bu kadar büyük bir pazara, bu kadar büyük bir kazanca davet ediyoruz. Biz buna hazırız. İşadamlarımız buna hazır”.
İtalya ile karşılıklı ticareti artırmak istediklerini kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Üzülerek söylüyorum, Türkiye’deki bu büyümeye rağmen İtalya’nın aldığı pay düşüyor. Rakamlar büyüyor, ama pay küçülüyor. 2001 yılında toplam dış ticaretimizin yüzde 8’ini İtalya ile yapıyorduk. Bugün İtalya’nın payı yüzde 5’in altına düşmüş durumda. Şimdi biz bunu yeniden artırmak istiyoruz” dedi.
-“Korumacı politikalar nedeniyle şirketler rekabet gücünü kaybediyor”
Korumacı politikaların ekonomiye fayda değil zarar verdiğini öğrendiklerini anlatan Hisarcıklıoğlu, korumacı politikalar nedeniyle şirketlerin rekabet gücünü kaybettiğini, ekonominin hantallaştığını ve büyümenin yavaşladığını söyledi.
Bu anlamda firmaların bazı sıkıntılarla karşılaştığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, “Türk mallarını taşıyacak olan araçlar da geçiş kotası engelleri ile karşı karşıyadır. Hem İtalya’ya mal satarken, hem de transit geçişlerde sorunlarla karşılaşıyoruz. Öte yandan İtalyan firmaları ülkemizde rahatlıkla ihale alabilirken, bizim en büyük firmalarımız ihale başvurusunda bile sorunlar yaşıyor” şeklinde konuştu.
“Harekette bereket var” diyen Hisarcıklıoğlu, “Yani hareketin çok olduğu yerde, kazanç da çok olur. İşte Türk firmaları İtalya’ya hareket getirir, kazanç getirir. O yüzden bizim önümüzü açın, hem kazanalım, hem İtalya’ya kazandıralım. İş adamlarımızın bu tür sorunlarının en kısa sürede çözüme kavuşturulması için gerekli adımların atılmasını bekliyoruz” dedi.
-AB süreci
İtalya’nın, Türkiye’nin AB tam üyelik sürecinde verdiği destek için müteşekkir olduklarını belirten Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti: “2014 yılının ikinci yarısında AB Dönem Başkanlığı’nı devralacak olan İtalyan hükümetine özellikle vize konusundaki hassasiyetimizi bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Türk vatandaşları ve iş adamları Gümrük Birliği felsefesine aykırı bir şekilde Gümrük Birliği ülkelerine yapacakları seyahatlerde vize engeli ile karşı karşıya kalmaktadır.
Uzun bir mücadeleden sonra önümüzdeki 3 yıl içinde vizelerin tamamen kaldırılmasını öngören anlaşmayı imzaladık. Bu 3 senenin sonunda vizelerin tamamen kaldırılması için sizlerin Türkiye’ye verdiği desteğin devam etmesini bekliyoruz.
Ve son olarak, Türkiye’nin AB ile ABD arasında devam eden Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (T-TIP) müzakerelerine dahil edilmesi için destek talep ediyoruz.
Küresel ticaretin kurallarını yeniden belirleyecek olan bu anlaşmaya Türkiye’nin taraf olması ülkelerimiz arasındaki ticaret ve yatırım ilişkilerinin, daha ileri seviyelere çıkmasına olanak sağlayacaktır”.
-Cumhurbaşkanı Gül: “Aramızdaki 20 milyar dolarlık ticaret hacmini büyütebiliriz”
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de yaptığı konuşmada, toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, “Bu Forumu organize eden Türk-İtalyan iş dünyasının temsilcilerine çok teşekkür ediyorum. Bildiğiniz gibi Sayın Cumhurbaşkanı Napolitano’nun davetine icabetle bir devlet ziyareti gerçekleştiriyorum. 2009 yılında da kendisi benim davetimi kabul edip Türkiye’ye gelmişti ve Türkiye’de gayet başarılı bir ziyareti olmuştu. Şimdi 4 sene sonra bir nevi bu ziyaretin iadesi şeklinde gerçekleşiyor bu devlet ziyareti, ama bunu da resmî bir temasın ötesine taşıdığımızı da görüyorsunuz” dedi.
Konuşmasında çok sayıda Türk iş dünyasının temsilcisi, sanayici, tüccar ve büyük iş adamları ile beraber bu seyahati gerçekleştirdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül şöyle konuştu: “Geldiğimiz günden beri İtalyan dostlarımızdan büyük bir misafirperverlik görüyoruz. Akdeniz’in sıcakkanlılığını her vesileyle gösteriyorsunuz. Türklerin de, İtalyanların da Akdeniz’in insanları olarak birçok ortak karakteri vardır. Bunların daha da zenginleştiğini görmek tabii memnuniyet vericidir.”
-“Aramızdaki 20 milyar dolarlık ticaret hacmini büyütebiliriz”
Baş başa ve heyetler arasında yaptıkları görüşmelerde, birçok konuyu detaylı biçimde ele aldıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Gül, “Bunları şunun için söylüyorum: Burası bir iş toplantısı. Bu kadar siyasi konulara şundan girdik; iki ülke arasında siyasi konularda halletmemiz gereken herhangi bir mesele yok, mükemmel ilişkiler var.
Ama iki ülke arasında, daha da geliştirmemiz gereken bir alan var, o da ekonomik alanlar, ticaret ve yatırımlardır. Burada konuşan gerek bizim Odalar Birliği Başkanımız, gerek sizin iş dünyanızın temsilcileri, gerek bakanlar çok detaylı rakamlar verdiler. Hem bugünkü durumu hem de potansiyeli ortaya koydular. Ben de inanıyorum ki, gerçekten aramızdaki 20 milyar dolarlık ticaret hacmi küçüktür. Bu, büyüyebilecek bir hacimdir, potansiyel vardır.
Potansiyel olmasa uğraşmaya değmez. Ama çok kısa süre içerisinde bunu çok daha ilerilere taşıyabiliriz. Yatırımlar konusunda sizin çok büyük şirketlerinizin Türkiye’de iyi tecrübeleri vardır. 60 yıldır Türkiye’de faaliyet gösteren şirketleriniz var. Türkiye’nin nereden nereye geldiğini en iyi onlar bilirler. Ama 550 milyar dolar civarında dışarı yatırım yapmış olan bir ülkenin Türkiye’de 4,5 milyar dolarlık yatırım yapması çok az. Potansiyelin var olduğunu söylerken buna işaret etmek istiyorum” dedi.
Konuşmasında İtalyan iş dünyasına da seslenen Cumhurbaşkanı Gül şunları söyledi: “Türkiye’deki fırsatları değerlendirin. Türkiye’de iş dünyası ile barışık, iş dünyasının değerini bilen bir yönetim vardır. Problemler varsa, bu problemlerin pratik bir şekilde çözümü için gayret sarf eden bir yönetim vardır. Aranızdaki bazı şirketler zaman zaman karşılaştıkları problemlerin nasıl çözüldüğünü de bilirler; hukuk çerçevesi içerisinde ama anlayış içerisinde.”
Bütün bu alanların İtalyan yatırımcılar için çok büyük kârlar vaat eden alanlar olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Gül, “Kazan-kazan ilişkisi ile Türk ve İtalyanların ortak kazanacağı alanlar çoktur. Turizm sizin de bizimde çok başarılı olduğumuz bir alandır. Türkiye turizm sahasında özellikle son yıllarda büyük atılımlar yaptı. Bu yıl Türkiye’de turist sayısı 40 milyona yaklaşacak. Ama buradaki avantajımız bütün tesislerimizin yeni olması ve bunların çok çeşitliliği; bir taraftan güneş, deniz, bir taraftan kültür, bunların hepsi. Dolayısıyla bütün bu alanlarda hep beraber çalışabileceğimize inanıyorum. İki ülke arasında siyasi konularda sorun yoksa, bunun da ötesinde olağanüstü bir yakınlık varsa, devlet adamları, yöneticiler, hükümetler, başbakanlar, bakanlar bütün bunlar arasında, bir araya geldiklerinde olağanüstü bir dostluk varsa; buralarda iş adamları için de büyük sinerji ortaya çıkar” dedi.
Hükümetlerin iş adamlarının yolunu açtığını sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti: “Birçok iş forumuna gidiyorum; Odalar Birliğimizin organize ettiği toplantılara özellikle teşvik etmek için gidiyorum. Türkiye’deki yönetimin iş dünyasıyla ne kadar barışık olduğunu ve iş dünyasının değerini ne kadar bildiğini göstermek için ve sizleri davet etmek için bu toplantılara katılıyorum. Yoksa eminim ki sizler zaten takip ediyorsunuz, Türkiye’de olup bitenleri biliyorsunuz; Türkiye’deki gelişmelerin farkındasınız. Eski şirketleriniz var; Türkiye’de 60-70 yıllık şirketleriniz var. Onlar eski dönemlerle bugünkü dönemleri eminim ki en iyi şekilde mukayese ediyorlardır. Ama bizim de görevimiz, sizleri daha çok teşvik etmektir.”
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle tamamladı: “Hepinize başarılar diliyorum ve hepinizin daha çok kazanmasını istiyorum. Çünkü sizler kazandıkça ülkelerimiz kazanacaktır. Sizler büyüdükçe ülkelerimiz büyüyecektir, ülkelerin ekonomisi büyüyecektir. Sizler kazandıkça bir taraf zengin, bir taraf daha az değil, nihayetinde paylaşım da söz konusu olacaktır. Paylaşım söz konusu olunca da daha adil, daha yaşanabilir bir dünya ortaya çıkacaktır. Hepinize tekrar başarılar dilerim, sağ olun.”
-Başbakan Yardımcısı Babacan
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ise, iki ülkenin dost ve müttefik olduğunu, aynı ortak değerler ve idealler etrafında yakın işbirliği ortaya koyduklarını ifade etti.
İki ülkenin demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve işleyen bir piyasa ekonomisi konusunda ortak özellikleri bulunduğunu vurgulayan Babacan, Türkiye ve İtalya'nın NATO, Avrupa Konseyi, G20 gibi örgütlerde beraber çalıştığını anımsattı.
İtalya'nın aynı zamanda Türkiye'nin AB sürecini çok yoğun bir şekilde desteklediğini ifade eden Babacan, hükümetlerararası zirve, Türk-İtalyan Forumu, Türk- İtalyan Medya Forumu gibi yapıların da başarılı bir şekilde çalıştığını ve ilişkilere olumlu katkıda bulunduğunu kaydetti.
İş Forumu'na ilginin büyük olduğunu ve bundan memnuniyet duyduklarını dile getiren Babacan, İtalya'da yaklaşık 30 bin Türk'ün yaşadığını, 2 binin üzerinde Türk öğrencinin bu ülkede bulunduğunu ve Türkiye'ye her yıl yaklaşık 700 bin İtalyan turistin geldiğini belirtti.
-"KOBİ'ler konusunda özel bir çalışma yapılması gerekiyor"
Türkiye olarak insanların, ürünlerin, sermayenin serbest dolaşımını desteklediklerini kaydeden Babacan, bu şekilde bir iş birliği ortamında kazan-kazan sonucunun çıkacağına kuvvetle inandıklarını söyledi.
İki ülke arasındaki ticaretin yoğun olduğuna ve karşılıklı yatırımların arttığına işaret eden Babacan, ancak KOBİ'ler konusunda özel bir çalışma yapılması gerektiğine dikkati çekti.
İtalyan ve Türk sanayisinin KOBİ ağırlıklı bir yapısı olduğunu vurgulayan Babacan, İtalyan ve Türk şirketlerinin tamamlayıcı özellikleri bulunduğunu, daha çok iş birliği ve ortaklığın önemli ve olumlu sonuçlar getireceğine inandığını bildirdi.
-Türk ekonomisi
Hükümet olarak iş dünyasına engel olmamaya çalıştıklarına işaret eden Babacan, engelleri de hep ortadan kaldırdıklarını kaydetti.
Türkiye'nin özel sektör ağırlıklı bir ekonomik yapısı bulunduğuna dikkati çeken Babacan, Türkiye'nin nispeten az vergi toplayan ve az harcama yapan bir ülke olduğunu kaydetti.
Bütçe açığı ve borç stokunu aşağı düşürdüklerini vurgulayan Babacan, Türkiye'nin Avrupa'da kamu borcunun milli gelire oranı en düşük olan ülkelerden birisi olduğunu belirtti.
Piyasadaki finansman imkanlarının ağırlıklı olarak özel sektöre yönelmesini sağlamaya çalıştıklarını ve bunun da ekonomide büyüme sağladığını ifade eden Babacan, Türkiye'de son on yılda önemli bir dönüşüm meydana geldiğini kaydetti.
Refah seviyesi ve milli gelir olarak gelişmiş ülkelerle mukayese edilebilir rakamlara ulaştıklarını dile getiren Babacan, bunun da gelirin daha adil paylaşılmasını sağladığını, zengin ile fakir arasındaki uçurumun azaldığını bildirdi.
Yoksullukla mücadelede çok önemli adımlar attıklarına dikkati çeken Babacan, Türkiye'de orta sınıfın güçlenmesinin Türkiye'nin cazip bir iç pazar olmasını da beraberinde getirdiğini vurguladı.
Türkiye'de teknoloji konusunda önemli yatırımlar yapıldığına da işaret eden Babacan, Ar-Ge ve inovasyon konusunda da özel sektöre önemli destekler sağladıklarını kaydetti.
Türkiye'nin önümüzdeki dönemdeki büyüme potansiyelinin çok çok iyi bir noktada olduğuna işaret eden Babacan, son dört yılda 6 milyon yeni istihdam oluşturulduğunu bildirdi.
-İtalya Dışişleri Bakanı Bonino
İtalya Dışişleri Bakanı Emma Bonino da, Cumhurbaşkanı Gül'ün dışişleri bakanlığı yaptığı dönemden arkadaşı olduğunu anımsatarak, "Umarım İtalya ziyaretiniz beklentilerinize cevap verecek nitelikte olmuştur" dedi.
"İtalya ile Türkiye arasındaki ilişkiler, çok dayanaklı ilişkilerdir. Çok verimli ve derin şekilde gidiyor" diyen bakan Bonino, pek çok alanda iki ülkenin birlikte hareket ettiğini, gerçek dostlar arasında zaman zaman çok farklı düşüncelere sahip olunsa da ilişkilerin devam ettiğini söyledi. Bonino, bu diyaloğu ileri götürmenin önemine dikkati çekti.
İtalya'nın Türkiye'nin AB üyelik sürecine verdiği desteğe de değinen İtalya Dışişleri Bakanı Bonino, "İtalya, Türkiye'nin AB üyeliğine çok sıcak bakıyor. Türkiye katkı sağlayabilir. Dönem başkanlığımızda bu ilişkiyi canlandırmak istiyoruz. Çok uzun süre durağanlık yaşandı, bu olumlu olmadı" dedi.
"Ülkeniz çok önemli büyüme oranına sahip" diyerek Türkiye'nin son yıllardaki ekonomi büyümesine vurgu yapan İtalyan bakan, çok kırılgan bir dünyada yaşadıklarını dikkati çekerek, AB'nin kurumsal temelinin sağlam olması sebebiyle krizleri daha kolay atlatma kapasitesine sahip olduğunu ifade etti.
Türkiye'nin üye olmamasına rağmen AB'nin en önemli ticari ortağı olduğunu kaydeden Bonino, "Öyle bir platformdayız ki, ilişkilere ivme kazandırmamız gerekiyor. Sıfırdan başlamıyoruz. Çok bilinçliyiz. Ortak siyasi çıkarlarımız var" diye konuştu.
Bonino, Türk girişimcileri EXPO 2015'e davet ederek, EXPO 2015'in Türk şirketlerine yeni ufuklar açabileceğini belirtti.